Modern Bilim Yaratılış İnancını destekliyor

Modern Bilim Yaratılış İnancını destekliyor

Üsküdar Üniversitesi ve TÜBİTAK işbirliğiyle düzenlenen VIII. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi, "Yaratılışa Bütüncül Yaklaşım" ana temasıyla 24-26 Ekim tarihleri arasında NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumu gerçekleştirildi.

Üsküdar Üniversitesi'nde düzenlenen VIII. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi, "Yaratılışa Bütüncül Yaklaşım" ana temasıyla bilim insanlarını bir araya getirdi. 24-26 Ekim tarihleri arasında TÜBİTAK işbirliğiyle düzenlenen kongreye Üsküdar Üniversitesi ev sahipliği yaptı. Farklı disiplinlerden uzmanlar, evrenin ve insanın kökeni, bilinç, ölüm gibi temel sorulara yaratılış perspektifinden yanıtlar aradılar.

Üsküdar Üniversitesi NP Sağlık Yerleşkesi İbni Sina Oditoryumu’nda gerçekleştirilen kongrenin açış oturumunda konuşan Kongre Başkanı Prof. Dr. Hikmet Koçak, "Kongrenin gençlere ve gelecekteki bilim insanlarına yeni ufuklar açacağını düşünüyorum." diyerek, kongrenin amacını vurguladı. Koçak, insanın her daim yaratılışa dair soruların peşinde olduğu ve araştırmaların tüm evreni yaratan bir yaratıcının olduğunu gösterdiğini belirterek, bilimsel çalışmaların dini inançlarla bağdaştırılabileceğini savundu.

genel-1-241024025917-a.jpg

Modern Bilim Yaratılış İnancını destekliyor

Kongre Onursal Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise "Spinoza'nın Yanılgısı, Evrimin Evrimi" başlıklı konuşmasında, "Beş duyu ile evrenin sırlarını çözemiyoruz. Evrim teorisinin açıklayamadığını nörokuantoloji açıklamaya çalışıyor. O da tevhidi inancına götürüyor." diyerek, modern bilimin de yaratılış inancını desteklediğini ifade etti. Tarhan, özellikle nörokuantoloji alanındaki çalışmaların, bilinç ve ruhun varlığına dair yeni kanıtlar sunduğunu belirtti.

İnsanın manevi ihtiyaçlarının geçmişte ihmal edildiğini vurgulayan Tarhan Maslow'un ihtiyaçlar piramidine atıfta bulunarak; “Bu piramidin en tepesinde kendini gerçekleştirme, kendini aşma, başkaları için çalışma var. İnsan sadece kendisini düşünen bir varlık değil. Diğer insanları da düşünüyor. İnsanın manevi ihtiyaçları da var. Onları da düşünüyor. Bu konu geçmişte hep ihmal edilmişti.” şeklinde konuştu.

nevzat-tarhan-1-241024025328-a.jpg

‘Ölüm sondur’ Düşüncesi Bilimin yanılgısı

Bilimin ölümü bir son, bir bitiş olduğu kabulünün bilimin bir yanılgısı olduğuna dikkat çeken Tarhan; yaradılışın ancak tevhit ile yerli yerine oturabildiğine dikkat çekerek şunları kaydetti: “4 bin 300 tane din var. Bu dinlerin hepsi de doğruyum diyor. Bunun bir tanesinin mantıksal çerçeveye, akla uygun olması lazım. Rasyonel inanç, akla uygun inanç, tevhidi inanç. Tevhit olursa ancak evrendeki yaradılış yerli yerine oturuyor.”

İnsanların en çok kafasını karıştıran konular arasında ‘Bilinç’ çalışmalarının olduğunun altını çizen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ölümün insan hayatının sonu olmadığının üzerine çalışmalar olduğunu ve “Ölüm sondur, bitiştir. Bu dünyada her şey bitiyor.” Düşüncesinin bilimin bir yanılgısı olduğunu kaydetti.

Spinoza’nın felsefesinin, bugünün bilimsel yaklaşımıyla değiştiğine vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Spinoza'nın yanılgısı derken, Spinoza doğayı tanrısallaştırıyor. ‘Tabiat yarattı tabiat tanrıdır.’ fikrini ortaya çıkaran kişidir. Spinoza bugünün dünyasında yaşasaydı, büyük olasılıkla bilimsel rasyonalizmi benimser ve bulanık mantık kurallarına göre yeniden yazardı. Doğanın işleyişine duyduğu hayranlık ve düzenin içindeki anlam arayışı, modern bilimle daha da güçlenirdi.” dedi.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, evrenin ve insanın yaratılışına da işaret ederek, “Evrenin ve insanın matematiksel denge içinde, matematik uyumu içinde yaratıldığını, bunun ancak yüksek bir irade, yüksek bir güç, görülmeyen bir irade tarafından, yaratıcı tarafından yaratıldığını akıl yürütme yöntemleriyle anlıyoruz. Yani aklımız bize diyor ki; ‘Evet bu ancak bir yaratıcı olur’. Görmemiz şart değil. Akıl yürütme yöntemleri, akıl gözü ile görüyoruz Allah'ı. Kafa gözüyle göremiyoruz.” şeklinde konuştu.

“İnsan Allah'ı bulabilen tek varlıktır”

“Arılar yok olsa 50 sene sonra dünya yok olur, insan yok olsa 50 sene sonra dünya çok daha güzel olur.” Yaklaşımına da atıfta bulanan Prof. Dr. Tarhan, “Demek ki insan bu dünyanın ürünü değil. Sonradan gelmiş. Soyut düşünme, kavramsal düşünme, sembolik düşünme yani bütün bu özellikler insanda olduğu için insan Allah'ı bulabilen tek varlıktır.” dedi.

Nörokuantolojinin evrimi reddettiğini de ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Beş duyu ile evrenin sırlarını çözemiyoruz. Evrim teorisinin açıklayamadığını nörokuantoloji açıklamaya çalışıyor. O da tevhidi inancına götürüyor.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Bilinç, Ölüm ve Ötesi Üzerine Farklı Perspektifler

Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın, "Kök Hücreden Çıktım Yola" başlıklı konuşmasında, ezber bozmak gerektiğine işaret ederek, "Bozuldu zaten ezber. Ölüm zaten yok. Allah bizi ölümü öldürmek için gönderdi. Biyolojik olarak ölüm nükleotitlerin aminoasitlerin başka bir forma geçmesidir. Toprağa geçiyor. Hafıza bile artık toprağa geçiyor. İnsan ölünce fizik olarak başka bir boyuta geçiyor. Çünkü zaten biz yokuz. Varlık diye bir şey yok. Hiçlik makamındayız." diyerek ilginç bir bakış açısı sundu.

thomaz-j-plevyak-241024025756-a.jpg

ABD'den çevrimiçi yaptığı sunumuyla katılan Thomas J. Plevyak ise "Yaratılış ve Ahiret İçgüdüleri ve Bilincin Ahirete Aktarılması" konulu sunumunda, milyarlarca insanın, bir yaratılışa ve yaşam sona erdikten sonra da varoluşun devam edeceğine inandığını ifade ederek, bu inancın bilimsel olarak ilgiyi tetiklediğini söyledi. Plevyak, yapılan bazı bilimsel araştırmaların bilincin öteki yaşama taşındığını gösterdiğini, bu bağlamda dünyada yaşamış olan tüm insanların bilincinin devamlılığının söz konusu olduğunu ifade etti. "Hayatımızdaki duygular ve bilgiler, çöpe atılamayacak kadar önemlidir. Öteki yaşamda da bilincin gelişeceğini ve insanlık bilincinin pek çok münferit birey tarafından sonraki yaşama aktarılacağını düşünüyoruz." diyen Plevyak, bilincin ahirete aktarılması konusundaki görüşleriyle dikkat çekti.

Evrenin İnce Ayarı ve Yaratılışın İlahi Boyutu

Prof. Dr. Arif Ali Nayed, "İlahi Gösterge Alanı Olarak Evren" konulu konuşmasında, dünyayı sadece bilimsel bir bakış açısıyla yorumlamamak gerektiğine dikkat çekerek, "Ayetoloji evrenin bize lütuf olduğu gerçeğini hatırlatıyor. Bizim Müslümanlar olarak dünyaya bakınca tasarımı ve evreni tasarlayan tasarımcıyı görmemiz gerekiyor. Daha uhrevi bir kozmolojiye ihtiyacımız var." dedi. Libyalı bir İslam âlimi olan Nayed, evrendeki ilahi düzene de atıfta bulunarak, "Evrendeki tüm ince ayarlar bir tesadüf değil bir yönetenin olduğunu bize işaret ediyor." diye konuştu.

Kongrede, "Hangi Evrim", "Öksüz Genler Evrimi Destekler mi?", "Kur’an’a Göre Bütün Yaratılışın Allah’a İsnat Edilmesi" gibi çeşitli konular ele alındı. Katılımcılar, evrim teorisi, yapay zekâ ve yaratılış gibi güncel konuları bilimsel bir bakış açısıyla tartıştılar.

Kongrede yapılan sunumlar arasında; Prof. Dr. Muhsin Konuk “Hangi Evrim”, Prof. Dr. Ali Osman Beldüz “Öksüz Genler Evrimi Destekler mi?”, Prof. Dr. Adem Dölek “Kur’an’a Göre Bütün Yaratılışın Allah’a İsnat Edilmesi”, Prof. Dr. İbrahim Özdemir “Toplumsal Sorunların Kaynağı Olarak Sosyal Darwinizm”, Prof. Dr. Sevim Işık “Madde ve Can: Moleküler Düzen ve Yaratıcının İzleri”, Prof. Dr. Türker Tekin Ergüzel “Doğadan Esinlenen Optimizasyon Algoritmaları ve Sinirbilim Uygulamaları”, Yazar Adnan Kalkan “Yaratılış Modelinin Milli Eğitim Müfredatına Eklenmesinin Faydaları” gibi başlıklar yer aldı.

5 ülkeden 100’den fazla katılımcının olduğu VIII. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi, yaratılış konusunu farklı disiplinlerden bilim insanlarının bir araya gelerek tartıştığı önemli bir platform oldu. 3 gün süren Kongrede eş zamanlı 24 oturumda 84 sunum ile paylaşılan görüşler, evrenin ve insanın kökeni hakkında farklı perspektifler sunarak, bu konudaki tartışmaları daha da derinleştirdi. Bilinç, ölüm, evrenin ince ayarları gibi temel sorulara farklı bilimsel ve dini perspektiflerden yaklaşımlar sunularak, katılımcılara düşündürücü bir deneyim yaşattı.

Kaynak: ÜHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum