Atilla Yargıcı

Atilla Yargıcı

Merhum Cerrahoğlu Hocam ve Oryantalizm

Emekli Prof. Dr. İsmail Cerrahoğlu hocam 93 yaşında Rabb'ine kavuştu. Ömrünü İslam'a ve özellikle de Tefsir İlmine adayan değerli hocamızla Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde doktora eğitimi alırken tanışmış ve 1996 Tefsir Tarihi dersini ondan almıştım. Böyle tecrübeli bir hocamızla tanışmak ve dersinden istifade etmek benim için büyük bir bahtiyarlıktı.

Merhum Cerrahoğlu üniversitelere bir çok öğretim üyesi yetiştirmeye vesile olmuş bir hocamızdı. Emekli olduğu halde sıhhati yerindeyken ve Ankara’da oturuyorken her cuma gelir, eski odasında otururdu. Bütün hocalar gelir, cumasını tebrik eder ve onunla sohbet ederdi.

Hocamızın Tefsir Usulü ve Tefsir Tarihi isimli kitapları tefsir bölümde çalışanlar için çok faydalı olan eserlerdendir. Allah ondan ebediyen razı olsun. Bu iki eserin dışında da bir çok kitaplar ve makaleler yazmıştır.

Ben bu vesile ile benim de yüksek lisans öğrencilerine “Batıda Kur’an çalışmaları” dersimde okuttuğum bir makalesinden bahsetmek istiyorum. “Oryantalizm ve Batıda Kur'an ve Kur'an İlimleri Üzerine Çalışmalar” isimli bu makale, 1989 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin çıkardığı dergide yayınlanmış. Oryantalistlerin yaptıkları çalışmaları ve düşüncelerini özetleyen bu makale 49 sayfadan oluşuyor. Ne yazık ki Dergi Park’ta yüklü olan bu makaleyi bugüne kadar sadece 80 kişi indirmiş. Bunun en az 15 tanesini de ben öğrencilerime indirttim diye tahmin ediyorum.

O makale Oryantalizmin tarihini çok güzel bir şekilde özetliyor, yalnızca akademisyenlerin değil, üniversite eğitimi olan her Müslümanın mutlaka okuması gereken bir makale.

Ona göre, Oryantalizm; ortaçağda, Haçlı seferleri sebebiyle, Batılılar Doğu ile sıkı bir şekilde temasa geçince Kilise, Papalık ve kralların etkisiyle başlamıştı. Bu hareketin altında ise, Hristiyan dininin neşri ve misyonerlik teşkilatının faaliyetleri birinci planda yer almakta idi. 17. Asırdan itibaren ise oryantalizm hareketi sömürgecilik ve ticaret yönlerinden ele alınarak politikacıların elinde siyasi yönden o ülkelere sızma vasıtası olmuştu.

Cerrahoğlu hocaya göre Osmanlı İmparatorluğu dahilindeki Hristiyan tebaanın himayesi sevdası, Avrupa hükümdarları arasında bir rekabet konusu olmuştu. Onları oryantalizme sevk eden sebep, sömürgelerindeki Müslümanları iyi idare edebilmekti. Görüldüğü gibi ilimde övülen, hatta göklere çıkarılan batının bir de bu yönü var. Ve bunların ilimi ilim için değil, başka maksatlar için yapılmıştı. Bu maksatta olan bir anlayışın mensupları olan oryantalistlerin çoğunu İslam’ı anlamaya sevk eden amaç da İslam’ın ruhi ve kültürel değerlerini inkar ve notları küçük düşürmekti. İslam’ın dışındaki medeniyete sevgi ve takdir hisleri beslerken, İslam’a karşı aynı üslubu kullanmaktan kaçınmışlardır. Bu Oryantalistler tarafından İsa, Budda; tam, mükemmel ve kolayca anlaşılabilir, inandırıcı olarak takdim edilmesinin aksine İslam’ın peygamberi karışık, muğlak olarak tanımlanmaktadır.

Dante’nin İlahi Komedya isimli eseri Ortaçağ’a ait İslami görüşü yansıtan ilginç bir eserdir. O Hz. Muhammed’i –Haşa- hileciler ve bozguncular arasında gösterir.

Cerrahoğlu hocamızın makalesi bize içimizdeki oryantalistlerin de iddialarının kaynaklarını göstermektedir. Son zamanlarda sözüm ona bazı ilahiyatçılar tarafından dile getirilen “Kur’an Allah kelamı değil, insan sözüdür” gibi iddiaların kökleri oryantalistlere dayanmaktadır. İncil ve Tevrat’a müdahaleler olduğu bilinmektedir. Bu yüzden içlerine beşer kelamı karışmıştır. Bu oryantalistler Kur’an’ı bu tahrif edilmiş kitaplarla mukayese ederek bir iftirada bulunmaktadırlar. Halbuki Kur’an Allah kelamıdır ve bunda hiçbir şüphe yoktur. İndiği haliyle ve diliyle elimizde mevcuttur.

Kur’an’ı –haşa- Hz. Muhammed’in yazdığı bir eser olarak göstermeye çalışan bu oryantalistlerin ve içimizdeki uzantılarının tek hedefi vardır: batılıların zihinlerinde önyargılar, Müslümanların akıllarında da şüpheler meydana getirmektir.

Müslümanlardan çok önce İslam Ansiklopedisi yazan bu oryantalistlerin ansiklopedideki “Kur’an” maddesinde Kur’an’ın yazarı olarak Hz. Muhammed’i göstermesi de aynı amacı yöneliktir. Kur’an’ın kaynağının Yahudi kaynakları olduğu iddiâsında başka bir maksat aramamak gerekir. Kur’an ne doğunun ne ne de batının kitaplarından alınmıştır. Kur’an doğrudan doğruya Allah’ın Hz. Muhammed’e vahyettiği son ilahi kitap ve hitaptır.

Cerrahoğlu Hoca bütün Müslümanlara ve gençlere önemli bir görev de yüklüyor makalesinde:

“İçinde bulunduğumuz gaflet uykusundan uyanıp silkinmemiz gerekir. Vaktiyle İslam, cehalet karanlığı içinde nasıl bir güneş gibi doğup alemleri aydınlattı ise, şimdi de içimizde mevcut olan ve küllenmiş bulunan İslami nur zerresini bir yanardağ misali harekete geçirerek, üzerimize düşen karanlığı aydınlatmak zarureti vardır. Bu iş her Müslümanın görevi olduğu gibi, işin asıl ağırlığı genç ilahiyatçıların omuzlarındadır.”

Bu vesile ile hocamızı rahmetle anıyorum. Allah merhametiyle muamele etsin makamını cennet-i Firdevs eylesin. Bizleri de Kur’an’a hizmette daim eylesin. Amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum