Hümeyra Yıldız Dülek

Hümeyra Yıldız Dülek

Baba Giderse!

BABA… Ne çok şey yazılır üstüne, ne filmlere konu olur. Lakin ilginçtir, baba deyince çevremde müşahede ettiğim olayların etkisiyle kendimi sonsuz bir boşluğun içinde hissettim bir an. Tecrübelerime dayanarak şunu çok rahat söyleyebilirim ki; bir adam, çok iyi bir evlat olabilir, iş adamı olabilir, arkadaş olabilir, öğretmen olabilir, lakin baba olmak; meziyet ister, yürek ister, fedakarlık ister, anlayış ve baba vasfını hak etmeyi ister. Bir çocuğu dünyaya getirmek için annenin dokuz aylık bir serüveni vardır ve anne bu dokuz ay sonunda yavrusuyla epeyce yol kat etmiştir, etiyle sütüyle, canıyla kanıyla içinde bir mucizenin oluşumuna bütün benliğiyle şahit olmuştur. Ve canın parçası yavrusu daha dünyaya gelmeden olgunlaşma yolunda bayağı bir yol almıştır. Doğum sancısı ise anneliğin zorluğunu kadına hatırlatırken, bebeğin dünyaya gelişindeki ilk ağlama sesiyle, çektiği bütün acıları unutup yavrum diye içi titreyen kadın anneliğini yüreğinin taa içinde hisseder.

Oysa babanın kucağına bir bebek verirler ve ‘baba’ oldun ‘hayırlı, uğurlu olsun’ derler, adam bebeği öper ve sevinir, babalık vasfı kazanmıştır. Oysa çocuk başlı başına bir dünya olduğu gibi, baba olmak da çok büyük sorumlulukları kapsayan bir vazifedir bence. Evim var, arabam var, eşim var, ee param da var, hadi bi de çocuğum olsun, şanım yürüsün değildir; baba olmak.

Elbette aile kavramını bilen, Rabbinin emir ve yasaklarına tabi, çocuk sahibi olmanın hususiyetini kavrayıp, maddi manevi sorumluluklara göğüs germenin ne kadar ehemmiyetli olduğunu bilen numune-i imtisal babalardan Rabbim ebediyen razı olsun. Lakin, baba kelimesinin içini dolduramayan, babaları da Allah’a (cc) havale etmek istiyorum. Hani iskele babalarına bile günde birkaç kez gemi halatları bağlanır ve bi işe yararlar ya, maatteessüf bazı babaların iskele babası kadar işe yaramadığı bir gerçektir. Gerçek hikayelerden yola çıkarak kurduğum bu cümleler lütfen kimseyi incitmesin.

Halbuki babalık gerçekten tarif edilemeyecek kadar anlamlı, sorumluluğu büyük bir olgudur. Anneler gibi bedeninde büyütmese de; aklında, yüreğinde, düşüncelerinde, çalıştığı işte, kazancında, hayallerinde, korkularında, geçim sıkıntısında, gelecek kaygısında büyütür evladını. İçinden sever, içinden düşünür, içinden ağlar kimi zaman. Canı yanmaz mı? Yanar elbet. Kalbi kırılmaz mı? kırılır elbet. Hiç yorulmaz mı? Yorulur elbet. Yorulur, üzülür, yıpranır ama, yine de aşılmaz bir dağ gibi, çelikten duvar gibidir, mangal gibi yüreği vardır, her şeye göğüs gerer ve ailesi için çözüm odaklı yaşar.

Babam; şu sıralar -Rabbim ömrünü sağlıklı ve uzun eylesin- doksanına doğru yürümekte çok şükür. Yaş aldıkça çocuklaşıp, her şeye alındığı, yanlış anlayıp hesaplaştığı olmuyor değil, ama ne olursa olsun, yanı başımızda olması en büyük kazancım. Çünkü baba, bir kuvvet ve kudretin sembolü bence, halledemediğin işin, açamadığın kapının anahtarı, çözemediğin problemin cevabı, hastalığının antibiyotik etkili ilacı.

Baba bu, bir derde düştüğünde sarıldığın el, sırtını korkmadan yaslayacağın en büyük dayanak. Hiç kimseden, babandan istediğin gibi isteyemezsin. Çünkü o samimi ve karşılıksız el uzatır. Sevgi iste, nasihat iste, dua iste, maddi yardım iste, bir kahvelik zaman iste, ne istersen iste babandan iste. O baba, bir şekilde sana can olur, yoldaş olur, sırdaş olur her işine kolaylık olur.

Yaş alan babalarımıza Rabbim akıl sağlığıyla daha nice uzun ömürler versin. Çünkü çevremde babalarını Rabbinin yanına uğurlayan dostlarım var, ne zaman baba konusu açılsa gözleri bulutlanır, yağacak gibi gözyaşları göz pınarlarında taşacak gibi durur.

Ben bilirim ki, Baba giderse; sırtın, başını dayayacağın omuzun gider. Baba giderse, yorgunluğunda sana gölge olacak çınarın gider. Baba giderse, dertleşeceğin canın gider. Baba giderse, darda kaldığında çalacağın kapın gider. Baba giderse, bayram sabahlarının hususiyeti gider, öpeceğin el gider de mezar başında yüreğin kanar. Ne yaslanacak bir dağ, ne sohbet edeceğin bir can, ne başını okşayacak bir el kalır. Birdenbire büyürsün hatta kocarsın Azizim.

Can Yücel’in dediği gibi

Baban giderse,
Darda sana yetişen elin gider,
Aklın gider, canın gider.
Şu dağlanmış yüreğinde,
Çocuk kalan yanın gider.

Rabbim iman şuuruyla zinetlenmiş, evladına örnek olan babalarımızın ömrüne, bereket ve güzellikler ikram etsin İnşaallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum