Maruf Özülkü

Maruf Özülkü

Ramazan'a giriyoruz. Ya Gazze?..

Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan...

Ramazan, büyük bir rahmet mağfiret ve bereket iklimini getirir beraberinde.

Müslümanlar, açlıkla, susuzlukla ve dünya hayatının sıradan birçok arzularından bir süreliğinden vazgeçerler.

Böylece sıkıntı çeken kardeşlerinin yaşadığını yaşayarak anlamaya çalışırlar. Yokluğun nemenem çetin bir hal olduğunu anlar ve hem varlığın şükrünü edâ ederler, hem de infak ederler. İnfak yani zekat sadaka ve fitre gibi ilkelerle paylaşmayı öğrenirler.

Safi ihlasla ubudiyetin ruhunu kavrar Allah'ın emirlerini ve nehiylerine tam itaat ederler. Öyle ki müminler o kadar Allah'a yakın olurlar ki, şeytanlar zincirlerle bağlanmıştır bu mübarek ayda.

Ramazan'ı hakkıyla yaşamak, bu manevi atmosferi tamamen teneffüs etmek her iman ehlinin duasıdır.

Allah hepimizin Ramazan'ını ve amelleri indinde kabul etsin.

...

İslam Dünyası yine Ramazan heyecanını yaşayacak. Yine bu ruhla tekamül edecek inşallah.

Ramazan'ı uzun bir süredir yaşayan kardeşlerimiz var Gazze'de. Küstah siyonist vahşetin, ölümle, sakatlıklarla, salgın hastalıklarla, açlıkla ve yoklukla ablukaya aldığı kardeşlerimiz.

Malları sadaka, hayatları gazavet, canları şehadet, sahipsizlikleri ve ihanetlere düçarlıkları ise imanî metanet olarak cereyan ediyor.

Evleri başlarına yıkılsa da sokaklarında kıyamet provası olsa da ruhları özgür, istikametleri gür ve dünyanın tüm kirli-küresel canavarlarına kararlı şekilde meydan okuyorlar.

Asıl Ramazan'ı onlar yaşıyorlar.

Hayatları Ramazan.

Peki İslam Aleminin diğer unsurları. Hepsi kendi reelpolitiklikleriyle hata ve kusurlarına mazeretler üretmekle meşgul değiller midir?

Ya halkın ekseriyeti?..

İlk aylardaki kınamalar mitinglerimiz de bitti artık her şeyi sıradan görmeye başladık sanki.

Hala delikanlıca gayret eden kardeşlerimizi rencide etmeden bu genel resmi arz ediyoruz elbette.

Yardımlarımız infaklarımız da candan, samimi tutarlarda olmuyor.

Yapanları tenzih ederek söylüyoruz elbette.

Ramazan'ı sadece aç-susuz kalmak ve dini duyarlılığı bir ton daha arttırmak olarak kendimizi kandırabilir miyiz?

Şuurlu müminleri, gayretlerini istikamet içinde ısrarla sürdürenlerimiz de vardır elbette.

Ama ekseriyet müşevveş, işler günü kurtarma modunda, gündem, içerideki teşkelelerle boğuşmalarla meşgul.

Oysa Ramazan'ın kilit sorusu şudur belki de;

Gazze, bizim Müslüman olarak dünyamızda kaçıncı sıradadır.

İşgal ettiğimiz etki alanına ve sahip olduğumuz varlıklara ve statülere nisbeten ne kadar iş yapıyoruzdur?

Gazze'ye gözümüzü kapayarak, Gazzeli kardeşlerimizin feryadına kulak tıkayarak, vahşi siyonistlerle ticareti sürdürmek için taklalar atarak mı?..

...

Ramazan'ın rahmet, mağfiret ve bereketinden feyizyâb olacağız inşallah...

Bu Ramazanımız Gazze intifadasına, Refah direnişine ve kan-barut altında yaşayan diğer Müslümanlara ve tüm mazlum ve mağdur insanlara bir büyük duyarlılık ve bir büyük karşı koymaya dönüşürse hakikaten Ramazan olur.

Yoksa yine suskun, yine buruk bir Ramazanımız olacak.

Bir ruhi değişim, bir büyük hamiyet ve gayret olursa Ramazan'ı kamil manada idrak etmiş olacağız.

Her bakımdan Ramazanımız mübarek olsun. Ramazanımızın arkası ve neticesi ise, hem dünyada hem ukbada bayram olsun efendim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum