Misafir ve Misafirlik Üzerine

Misafirlik kavramı, insanlık tarihi boyunca toplumların temel taşlarından biri olmuştur. Farklı kültürlerde farklı biçimlerde tezahür etse de özünde, sosyal bir varlık olan insanın, diğer insanlarla irtibat kurma, duygusal, düşünsel ihtiyacını giderme arzusunu taşımaktadır.

Gerek Türk geleneğinde gerekse yüce dinimizde misafire, misafirliğe büyük önem verilmiş, üzerinde hassasiyetle durulmuştur.

Fakat günümüzde insanı her geçen gün biraz daha fazla yalnızlığa sürükleyen modernite ile birlikte yoğun iş temposu, sosyal medya bağımlılığı, bireyselleşen yaşam tarzları, dijital iletişim, gelenek ve âdetlere bağlılığın azalması, manevîyat eksikliği, pek çok alanda olduğu gibi misafirlik anlayışında da menfî etkiler meydana getirdi. Özellikle geçirdiğimiz Pandemi süreci komşuluk, misafirlik gibi sıcak bir atmosferde yüz yüze iletişime ağır bir darbe vurdu, insanları birbirinden uzaklaştırdı. Mütedeyyin insanlarda bile bir kopuşa neden oldu.

Bu hem İslam kardeşliği, hem de toplumsal birlik beraberlik adına çok tehlikeli bir durum.

Eskinin samimi dostluklarının yerini yüzeysel, mecburî ilişkiler, çat kapı gidip gelmelerin yerini randevuyla bir araya gelmeler aldı. O da nadiren. Çoğunlukla insanlar dışarıda, sosyal mekanlarda görüşmeyi tercih eder oldu.

Oysa her misafir ayrı bir renk, ayrı bir hikayedir. Hayatında misafire yer vermeyenler pek çok renk ve hikayeden mahrum kalmayı, adı yalnızlık olan tek bir tonla yaşamayı tercih ettiklerinin farkında değiller.

Misafirden uzak bir hayatı seçmek bir yönüyle çağımızın, kendi kendine yeteceğini, kimseye ihtiyacı olmadığını düşünen enâniyetli insanının ciddî sorunlarından biridir.

Bu sorun, bilhassa büyük şehirlerde, çok katlı apartmanlarda yaşayan insanlar arasında daha fazla görülmekte. Yalnız yaşadığı evde, günler sonra cesedi kokmaya başlayınca, ölüsü bulunan insanlara ait haberleri hepimiz duyuyoruz.

Aynı apartmanda oturduğu halde birbirini tanımayan, yan dairedeki komşusunun ne halde olduğunu bilmeyen insanlığın geldiği durum gerçekten içler acısı.

Misafirlik anlayışının zayıflaması toplumda çözülmelere, aynı dili konuşan, aynı değerlere sahip insanların birbirine yabancılaşmasına da sebep oluyor.

Fakat olumsuz örneklere rağmen hâlâ geleneklerine bağlı, misafirperver insanların var olduğunu bilmek teselli verici. Zaten Türk milleti genel olarak misafirperverliği ile tanınan bir millettir.

Misafir, kıymetini bilene büyük bir lütuftur. Cömertlik ve misafirperverlik Allah katında en makbul amellerdendir.

Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam :

"Misafir, rızkıyla gelir, ev sahiplerinin günahlarının affedilmesine vesile olarak çıkıp gider.”, "Allah'a ve âhiret gününe iman eden kimse, misafirine ikram etsin!", "Misafir ağırlamak istemeyen kimsede hayır yoktur," buyurmuştur.

Peki misafir olmanın ve misafir ağırlamanın âdâbı nedir?

Öncelikle belirtmek lazım ki;Misafirin kalbi çok incedir. Kolay alınır, kolay incinir. Son derece dikkatli olmak gerekir.

Ev sahibi, temiz ve düzenli bir evde, misafirini güler yüz, tatlı dille karşılamalı, evin en rahat yerine oturtmalı, halini hatrını sormalı, imkanları ölçüsünde, esirgemeden, ikramlarda bulunmalı, yemeğin en güzel kısımlarını misafire ikram etmeli, misafir bırakmadan yemeyi bırakmamalı, aşırıya kaçmadan yemesi, içmesi için ısrar etmeli. Misafirin ilgi alanına giren konularda sohbetler açmak, hassas olduğu konularda özel sorular sormamak, konuşmaktan ziyade dinlemek, konuşurken muhatabın (hemcins olanların) yüzüne bakmak, misafirin karşısında oturuşuna kalkışına dikkat etmek, saygılı davranmak, misafire kendini değerli hissettirmek, ev sâhibinin uyması gereken kurallardır. Ayrıca misafirin yanında saate bakmak, misafiri bırakıp tv izlemek ya da ev halkıyla sohbet etmek ya da uzun telefon konuşmaları yapmak da âdâba aykırıdır.

Misafiri sıcak ve samimi bir ortamda ağırladıktan sonra ziyaretinden duyduğu memnuniyeti söyleyerek uğurlamalı.

Misafir olan kişi de gittiği evin kurallarına uymalı. Meselâ ( şahit olduğum bir durum ) sigara içilmeyen bir evde sigara içmemeli, telefonuyla meşgul olmamalı, sağı solu inceleyip temizlik araştırması yapmamalı, ev sahibinin hassasiyetlerine dikkat etmeli, temiz ve düzgün bir kıyafetle, ufak da olsa bir hediye ile belirlenen vakitte ziyarete gelmeli, misafirliği dozunda bırakmalı, ev sahibi ısrar etmediği sürece uzun saatler kalıp sıkıntı vermemeli.

Misafirlik kültürü insanı insan yapan, hayata anlam katan güzel bir kültürdür.

Bu kültürümüzü kaybetmeyelim. Bil'akis daha çok canlandırma gayreti içinde olalım.

Unutmayalım ki; Hz. İbrahim Aleyhisselam misafirperverliği ve cömertliği ile "Halilullah" sıfatını kazandı. Allahın dostları, O'nun ihsan ettiği rızıktan, O'nun kullarına zevkle ikramda bulunandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.