İslam’da Temizlik Maddî ve Manevî Olmak Üzere İkiye Ayrılır

Yüce dinimiz İslâm, hayatın her alanında saflığı ve temizliği merkeze alan kapsamlı bir dindir. Temizlik, İslam'da imanın bir parçası olarak görülür ve ibadetlerin kabulü için temel bir koşuldur.

Temizlik maddî ve manevî olmak üzere ikiye ayrılır. Dinimiz her iki temizliğe de büyük önem verir.

Manevî temizlik ruhun, mümkün mertebe günahlardan, haset, kin, nefret, intikam gibi kötü duygulardan arındırılması, yaşantıya huy ve ahlak güzelliğinin yerleştirilmesidir.

Maddî temizlik ise çevresel ve fiziksel temizliktir.

Fiziksel temizlik, Müslümanın yaşam biçimidir.

İslam'da temizlik, sadece hijyenik bir alışkanlık olmanın ötesinde, insan fıtratına uygun bir durum ve Allah'a yakınlaşmanın bir yoludur.

Kur'an-ı Kerim'de "Allah tövbe edenleri ve temizlenenleri sever" (Bakara Suresi, 222. ayet) buyrularak temizliğin Allah katındaki değeri vurgulanmıştır.

Fiziksel temizlik, ibadetlerin ön şartıdır. Namaz kılmadan önce abdest alma zorunluluğu, Müslümanlara sürekli bir temizlik bilinci aşılar. Cünüplük veya hayız gibi durumlarda gusül abdesti almak da, bedenin tamamının manevi kirlerden arındırılması anlamına gelir. Bu ritüeller, sadece ibadet öncesi hazırlık değil, aynı zamanda gün boyunca temiz ve pak kalma motivasyonu sunar.

Güne erken saatte, abdest gibi şumüllü bir temizlik yaparak ve namaz kılarak başlayan bir insanın temizliği ve zindeliği ile son anda uyanıp işe yetişmek için yüzünü dahi yıkamayan, kendine gelmek için kahveden medet uman kişinin durumu aynı olabilir mi?

Sık sık duş almak, ağız ve diş temizliğine dikkat etmek, tırnak kesmek ve kötü kokulardan arınmak son derece önemlidir. Peygamber efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam: "Temizlik imanın yarısıdır", "Allah temizdir, temizlenenleri sever" buyurmuştur.

İslam, giysilerin de temiz ve düzenli olmasını teşvik eder, kirli ve pasaklı elbiselerle ibadet etmeyi mekruh sayar.

Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm: "Giysileriniz zikreder, üç günden fazla giyilen giysi kirlenir ve zikri kesilir" hadis-i şerifiyle bir giysinin üç günden fazla giyilmemesini tavsiye etmiştir.

Konuyu bir de sosyal yönüyle ele alacak olursak; yaz sıcaklarının yoğun bir şekilde hissedildiği şu günlerde özellikle toplu taşıma araçlarında iç içe yolculuk eden İnsanların, birbirini rahatsız etmemek adına, beden ve giysi temizliğine azami derecede dikkat etmesi gerektiğini söylemeliyiz.

Dinî açıdan bakıldığında ise Müslümanın belki de lisan-ı kal'den daha ziyade lisan-ı hal ile tebliğ vazifesi olduğundan temiz ve güzel kokması bir nevi ibadettir. İslamla müşerref olmamış, ahlak ve etiği kaybetmekle itham edilen Batılılar bile kişisel temizliğe, duş almaya önem verirken, konuya dair birçok ayet, hadis ve tavsiyelerin bulunduğu bir dinin mensuplarının böylesine temel bir meselede özensiz, lakayt davranması oldukça çelişkili ve düşündürücüdür. Yaşantımızla yalnızca kendimizi değil bir İslam toplumunu temsil ettiğimizin şuurunda olmalıyız.

Müslüman gerek bireysel gerekse toplumsal hayatında daima pırıl pırıl, tertemiz olmalı ve güzel kokmalıdır.

"Kendisine dünyada sevdirilen üç şeyden birinin güzel koku olduğunu" söyleyen ve hep mis gibi kokan bir peygamberin ümmetine yakışan Onun gibi olmaktır.

Fakat ne ilginçtir ki; doğal veya sunî her türlü güzel kokuya erişimin kolay olduğu teknoloji çağında, insanlarda bir lakaytlık gözlemliyoruz. Yani şartların kolaylığı ile paralel olarak daha temiz giyinmesi, daha güzel kokması gereken insan, tam tersi bir durum sergiliyor.

Günümüzde pamuklu, keten gibi sağlıklı kumaşlar gittikçe azalırken, piyasayı polyester gibi terleten, sağlıksız sentetik kumaşlar doldurmaya başladı. Bundan dolayı kıyafetlerin daha sık değiştirilmesi elzem hale geldi, bilhassa dış kıyafetlerin bir günden fazla giyilmemesi, ter, egzos, sigara dumanı gibi etkenlere maruz kalmasından dolayı düzenli yıkanması ve sık sık havalandırılması iktiza eder.

Özellikle manto, ferace, pardesü giyen tesettürlü hanımların bu konuda daha hassas davranması beklenir.

Fiziksel temizliğin bir de manevî boyutu vardır. Şöyle ki; fiziksel temizlik sadece bedeni arındırmakla kalmaz, aynı zamanda manevi bir arınma sürecini de pekiştirir. Temiz bir bedenle ibadet etmek, kişinin huşu ve konsantrasyonunu artırır. Kirli ve düzensiz bir ortamda bulunmak veya kirli bir bedene sahip olmak, insanın moralini ve motivasyonunu olumsuz etkileyebilir.

Aksine, temizlik, kişinin kendini daha iyi hissetmesini, zihinsel berraklığa ulaşmasını ve dolayısıyla Allah ile olan bağını güçlendirmesini sağlar.

Ayrıca, fiziksel temizlik, Müslümanların toplum içinde saygın ve örnek bireyler olmalarına da katkıda bulunur. Temiz ve bakımlı bir Müslüman, çevresine olumlu bir izlenim verir ve İslam'ın güzelliğini yansıtır.

Sonuç olarak;

İslam'da fiziksel temizlik, sadece bir dizi hijyenik uygulama değildir; aksine, imanın ve takvanın bir göstergesi, ibadetlerin ayrılmaz bir parçası ve sağlıklı bir yaşamın temelidir. Müslümanlar, bireysel ve toplumsal olarak temizliğe riayet ederek, hem dünyevi hem de uhrevi anlamda huzur ve berekete ulaşabilirler. Temiz bir beden, temiz bir ruhun aynasıdır ve bu, Müslümanın hayatının her alanına yansıyan bir güzelliktir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.