
Hüsniye Ünal
İslam'da Manevî Temizlik
Bir önceki yazıda İslam'da maddî temizlik konusunu ele almıştık. Bu yazıda manevi temizlik konusuna değineceğiz.
İnsanı yalnızca maddeden ibaret görmeyip, ruh ve bedenin bir bütün olduğunu kabul eden mübarek dinimize göre manevî temizlik en az (fiziksel, çevresel ve toplumsal temizliği içine alan) maddî temizlik kadar, hatta daha fazla ehemmiyetli görülmüştür.
Peki manevî temizlik nedir, nasıl olmalıdır?
Manevi temizlik deyince ilk akla gelen kalp temizliğidir. Kalp; kin, haset, kibir, riya gibi kötü huylardan arındırılmalı, yerine sevgi, merhamet, tevazu ve samimiyet gibi güzel ahlak yerleştirilmelidir. Ahlak güzelliği iman-ı kâmil mü'minin en barîz vasfı ve mizan terazisinde en ağır gelecek amelidir.
Şuurlu bir müslüman, kendisiyle kolay geçinilen, dili de yüreği de yumuşak, çevresine duyarlı, empati yeteneğine sahip, dost canlısı ve enâniyetten uzak olandır.
Kendisi için istediğini mü'min kardeşi için de istemek, müslümanların dertleri ile dertlenmek, sevinçleri ile sevinmek, hatalarından dolayı kolayca yüz çevirmemek, affedici ve müsamahakâr olmak kalbi temiz, ihlaslı bir mü'minin özellikleridir.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Yirmi İkinci Mektup (Uhuvvet Risalesi)'nde
"Evet, mü'min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır", diyerek mü'minler arasında olması gereken yaklaşımın çerçevesini çizmiştir.
Ayrıyeten Kur'an-ı Kerim'de kalp temizliği ve salih amel üzerinde duran pek çok ayet bulunmaktadır. Bunlardan bir kaçı :
* Şuara Suresi 88-89. ayetler: "O gün ne mal fayda verir ne de evlatlar. Ancak Allah'a salim bir kalple gelenler (fayda bulur)."
Bu ayet, ahiret gününde kurtuluşun ancak temiz bir kalp ile mümkün olacağını vurgular.
* A'raf Suresi 43. ayet: "Kalplerindeki kinden ne varsa çıkarıp atmışızdır; altlarından ırmaklar akarken: ' Hamd, bizi buna eriştiren Allah'a mahsustur. Allah bizi doğru yola iletmeseydi biz asla doğru yolu bulamazdık. Andolsun ki Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişlerdir' derler."
Bu ayet, cennetliklerin kalplerinin her türlü kötü duygudan arınmış olacağını belirtir.
* Hadid Suresi 16. ayet: "İman edenlerin kalplerinin Allah'ın zikriyle ve inen hakikatle yumuşaması zamanı gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar. Onların kalpleri katılaşmıştı, çoğu da yoldan çıkmıştı."
Bu ayet, kalplerin Allah'ın zikri ve ayetleriyle yumuşaması, yani temizlenip arınması gerektiğine dikkat çeker.
* Bakara Suresi 283. ayet: "...Eğer birbirinize güvenirseniz, kendisine güvenilen kişi emaneti ödesin ve Rabbi olan Allah'tan korksun..."
Bu ayetler, İslam'da kalp temizliğinin, manevi arınmanın ve güzel ahlakın merkezî bir rol oynadığını net bir şekilde göstermektedir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Vücutta bir et parçası vardır; o iyi olursa bütün vücut iyi olur, o bozuk olursa bütün vücut bozuk olur. Dikkat edin, o kalptir." buyurmuştur.
İkinci olarak, niyet temizliği manevi arınmanın temelini oluşturur. Yapılan her ibadet ve davranışın Allah rızası için olması, gösterişten uzak durulması esastır. Amellerin değeri niyetlere göre belirlenir ve samimi (ihlaslı) bir niyetle yapılan küçük bir amel, samimiyetsiz (ihlassız) yapılan büyük amellerden daha faziletlidir.
Üçüncü olarak, günahlardan arınma ve tövbe manevi temizliğin önemli bir boyutudur. İnsan fıtraten hata yapmaya meyilli olsa da, İslam tövbe kapısını her zaman açık tutar. Samimi bir pişmanlıkla yapılan tövbeler, kişinin günahlarından arınmasına ve manevi olarak yükselmesine vesile olur.
Namaz, oruç, zekat gibi ibadetler de birer manevi temizlenme aracıdır. Bu ibadetler, kişiyi günahlardan uzaklaştırır, Allah'a yaklaştırır, iç aleminin huzura ermesine ve aynı zamanda disiplin kazanmasına yardımcı olur.
Son olarak, düşünce ve dil temizliği de manevi arınmanın ayrılmaz bir parçasıdır. Kötü düşüncelerden, gıybetten, iftiradan, yalandan ve boş sözlerden uzak durmak, kişinin ruhsal dinginliğine katkıda bulunur. Kötü söz ve düşünceler, kalbi karartır ve manevi gelişimi engeller. Bu nedenle, müspet ve yapıcı düşünceler geliştirmek, dilini hayırda kullanmak manevi temizliği tamamlar.
Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam'ın buyurduğu gibi "ya hayr konuşmalı, ya da susmalı".
Netice olarak;
Manevi temizlik, İslam'da hem bireysel bir fazilet hem de toplumsal bir mükellefiyettir. Manevi olarak kötü duygu ve davranışlardan arınmış bireylerden oluşan bir toplum, adaletin, merhametin ve huzurun hakim olduğu cennetasa bir yapı haline gelir.
Kalbin, niyetin, amellerin, düşüncelerin ve dilin temizliği, kişinin hem dünya hem de ahiret mutluluğuna ulaşmasının anahtarıdır. Dolayısıyla İslam'da manevi temizlik, ömür boyu süren bir nefs terbiyesi ve kendisiyle hesaplaşma sürecidir. Bu arınma yolculuğu insanı, kâmil bir kul olmaya doğru taşıyan mukaddes bir adım, bir nevî seyr-i sülûktur.
Rabbim cümlemizi hem madden hem manen temizlenmiş, arınmış kullarından eylesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.