Bülent Ertekin
Toplumun Derdi ile Dertlenen Herkese!!!
Yakın markaj…
Sıcak temas…
Ne iş yapıyorsanız yapın başarılı olmak istiyorsanız işinizin başında ve saha ile irtibatınız temasınız eksik olmayacak.
Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan "Camiler ve Din Görevlileri Haftası" olarak kutlanılmakta. Bu manada bir haber dikkatimi çekti birazda sinir uçlarıma dokunan bir haberdi.
Haberde:
"Her yıl olduğu gibi bu yıl da 1-7 Ekim tarihleri Camiler ve Din Görevlileri Haftası" olarak kutlanıyor.
Bu seneki tema "Peygamberimiz ve İrşad" bizler de İmam Hatip Camii görevlileri olarak cami tarafındaki esnafları tek tek gezerek onları ziyaret ediyoruz.
Onları zaten günde 5 defa camiye davet ediyoruz. Bir de yüz yüze tanışarak davet etmek istedik. Bu manada bir farkındalık oluşturmak istedik." şeklinde idi.
Bu elbette güzel bir uygulama. Ama böyle mi olmalı?
İster istemez insanın aklına, "bütün bir yıl oturdunuz da esnafı camiye çağırmak 365 günün sadece 7 gününde mi aklınıza geldi?" sorusu geliyor.
Gençler; deizm, ateizm kıskacında eriyip giderken, ailelerin tarumar olup aile kavramı nerede ise zir-u zeber olur iken, gençleri lgbt gibi cinsiyetsizliğin karanlık dehlizlerinde kişiliğini ve gençliğini kaybeder iken aklınıza sadece ve sadece 7 günde mi esnafı namaza çağırmak geldi?
Ne zaman klasik memur zihniyetinden çıkıp toplumun deniz feneri olacaksınız acaba?
Ne zaman vakit namazlarının bitiminde aktarcı Akif kardeşinizi ziyaret edecek, "Patlat bakalım Akif'im ihlamurları. Ihlamurlar Akif'ten limonlar bizden" diyeceksiniz?
Sonrası mı?
Sonrası ticaretin nasıl yapılması gerektiğini, asrı saadette nasıl yapıldığını, eline, diline, beline nasıl sahip olunması gerektiği takriben 10/15 dakikalık kalbi ve zihni güzelleştirme ile alakalı güzel bir sohbet.
Başka bir gün terzi Cabbar abi, aynı gün kuyumcu Orkan ve Hakan kardeşleri ziyaret…
Akşam aile sohbetleri.
Kış geliyor...
Akşamlar uzun, yatsı erken okunuyor. Namazdan sonra Yusuf kardeşin evine güzel bir çay içmeye ve aile ilgili güzel sohbetler etmeye, eşlerin birbirlerine olan saygısını, birbirlerine olan sorumluluklarını, beraber oturup yemek yemenin, sohbet etmenin ve belki de en önemlisi evlatlarımız ile birlikte cemaatle namaz kılmanın güzellikleri anlatmak nasıl olurdu?
Ya da bir sabah namazından sonra sanayideki 5/6 esnaf arkadaş ile sabah kahvaltısı ve arkasından lezzeti damaklarda ve en önemlisi ruhlarda iz bırakan sohbetleri düzenli olarak yapmak bu kadar zor mu?
Saygıdeğer hocalarımız ve bu konuları dert edinen tüm STK, vakıf, dernek ve platformlar tren kaçmış, geç kalınmış diye bir şey yok.
Hâlâ hepimizin üstüne düşen birçok görev var. Bu görevlerin en önemlisi de bu konuyu dert edinen tüm gönül insanlarının bir an önce ayağı yere basan projeler ile sahaya inmeleri ve kaybettiğimiz muhabbeti yine, yeniden tesis ederek kaybettiğimizi düşündüklerimizi Rabbimizin de izni ile geri almak. Bu gayret olursa çok güzel meyveleri olur bunun.
Ben buna yürekten inanıyorum. Yeter ki hepimiz, tüm -hepimizin derdi ailelerimiz ve evlatlarımız- bu konuda elimizi ve yüreğimizi bu konuları gündeme getirmek için neyin altına koymamız gerekiyorsa koyalım. Emin olun yapacak olduğumuz fevkalade güzel projeler ile kaybettiklerimizi tekrar geri alacağız.
Saygıdeğer hocalarım; bu konuda en önemli görev emin olun sizde. Zira bu toplumun aradan yıllar geçse de önünde ceketini iliklediği siz hocaların ve öğretmenlerin çok ama çok büyük saygınlığı var. Ve lütfen bu saygınlığı yapacak olduğunuz bu hizmetler ile zirveye taşıyın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.