Atilla Yargıcı

Atilla Yargıcı

Kötülük problemi mi, inançsızlık problemi mi?

Kötülük problemi ateist ve deistleri en çok meşgul eden problemlerden birisidir. Noksansız, mükemmel merhametli bir Allah’ın dünyadaki meydana gelen şer ve kötülüklere müsaade edip müdahale etmemesi ve engellenmemesi mükemmel olan ve sonsuz şefkati, merhameti olan Allah inancı ile nasıl bağdaşıyor? Bu soru antik Yunandan günümüze kadar birçok filozofun ve onların etkilediği bir çok kişinin Allah inancının yok olmasına veya zayıflamasına yol açtığı bilinmektedir.

Bir taraftan depremler ve sel felaketleri, tsunami gibi insanın iradesi dışındaki meydana gelen musibetler, felaketler milyonlarca insanın zarar görmesine sebep olurken; diğer taraftan insanın iradesiyle işlenen cinayetler ve her türlü şer ve kötülük “merhametli ve mükemmel bir Allah nasıl şer ve kötülüklere izin veriyor?” sorusunu akla getiriyor.

Bütün bu zihin karışıklıklarının ve olmuşuz düşüncelerin ortadan kalkması için insanın Allah’a hakkıyla, İslam’ın prensiplerine uygun bir şekilde inanması gerekir. Bu iman tam olduğu zaman ilk idrak edeceğimiz şeylerin başında insanın bu dünyaya bir sınav için gönderildiği konusu gelir.

Bir kere müminin –haşa- Allah’ı hesaba çeker tarzda konuşması bu inanca aykırıdır. Çünkü kainatın sahibi olan ve her şeye gücü yeten Allah bize hesaba çeker, ama biz O’nu asla hesaba çekemeyiz.

Yüce Allah’ın yarattığı şeylerin hikmetlerini araştırıp bulmaktır insana düşen. Bu açıdan baktığımızda Allah’ın musibet ve felaketleri vermesinin, şer ve kötülüklerin olmasına müsaade etmesinin hikmetini anlamaya çalışmaktır önemli olan.

Kötülük problemini problem olmaktan çıkaracak en önemli husus, dünyanın bir sınav yeri olduğunun ve insanın da imtihan edildiğinin bilinmesidir. Sınav birçok sorunun cevabını oluşturur aslında. İrademizin dışında meydana gelen felaket ve musibetleri yaratanın Allah olduğuna inanmak da bu sınavın bir parçasıdır.

Mülk sahibi yüce Allah olduğuna göre mülkünde istediği gibi tasarruf etme hakkına sahiptir. Dünya asıl yaşam yeri değildir, ahirettir asıl yaşam yeri olan. Bu yüzden musibetlerde ölen insanlara asıl hayatta yüce Rabbimiz merhamet dolu sürpriz ihsanları olacaktır.

Diğer taraftan irademizle yaptığımız, sebep olduğumuz kötülükler ve şerler de sınav olmamızla ilgilidir. İnsanların işleyecekleri kötülükleri Yüce Allah engellemiş olsa, o zaman imtihanın sırrı bozulur. Yüce Rabbimiz “insanın aklına kapılar açacak, iradesini elinden almayacak” şekilde muamele eder. Halbuki yüce Allah iyilik ve kötülük yapma yeteneğiyle donattığı insanı özgür bırakmıştır. Bu yüzden iradesini kullanan insan dilerse mümin, dilerse kafir olur. Dilerse iyilik yapar, isterse kötülük yapar.

O halde iyilik yaparsa ödül, kötülük yaparsa kötülüğün derecesine göre ceza görecektir insan.

Şunu kesin olarak biliyoruz ki, nefis ve şeytan insanı kötülüğe sürüklüyor. Şeytanı da yaratan kötülüğü de yaratan Allah. O zaman şerrin Şeytanın ve kötülüklerin yaratılması da şerdir, kötüdür diyebilir miyiz? Allah’ın merhametsiz olduğunu söyleyebilir miyiz?

Elbette hayır. Çünkü Said Nursi’nin 13. Mektupta ifade ettiği gibi, Kötülüğü, şerri yaratmak şer değil, kötülüğü işlemek şerdir ve kötüdür. Ancak bunu anlamak için insanın mümin olması ve yaratılış amacını bilmesi gerekir.

İnsan sınav için yaratıldığından dolayı, Yüce Allah, diğer varlıklardan farklı olarak insana akıl ve irade bahşetmiştir. Bu yüzden yüce Allah insanın iradesini ortadan kaldıracak derecede müdahale etmez. Kötülük yapan, zulmeden her insanın başına bir şey geldiğini ve öldüğünü düşünün. Bir musibet geldiğinde kötülerin zarar gördüğünü iyilerin ise kurtulduğunu düşünün. Bu durumda insanın iradesi ortadan kalkar ve zorunlu olarak iman eder ve ibadet eder. Bu da imtihan sırrına aykırıdır.

Bu yüzden kötülüğü yaratmak şer değil, kötülüğü işlemek ve yapmak şerdir ve kötülüktür. Kötülüğü işleyen insan, yaptığından sorumludur. Kötülüğü yapan insan kendisine de başkasına da zulmetmiş olur. Bunun da hesabı sorulur.

Şunu da söyleyelim: Kötülük yaratılmamış olsaydı, insanda da kötülük yapma meyli var edilmeseydi, insanın da yaratılmasına gerek kalmazdı.

Kısaca: Kötülük problemi diye bir şey yoktur. Tam aksine deistlik, ateistlik, dinsizlik ve bilimi kutsama gibi inançsızlık problemi vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.