Az Gülüp Çok Ağlamak

Yüce Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyuruyor:

Kazandıkları günahın cezası olarak, artık az gülsünler, çok ağlasınlar.

Tevbe, 9/82.

Tebük savaşına katılmayan münafıklar, Medine’de oturup kalmalarına sevinmişler, mallarıyla canlarıyla Allah yolunda cihad etmekten hoşlanmamışlardı. Üstelik hava sıcak olduğu için, “bu sıcakta cihada gitmeyin” demişlerdi. Bütün bunları, Tevbe suresi 81. ayetten anlıyoruz. Bundan sonraki ayette ise, az gülsünler, çok ağlasınlar buyrularak onların gelecekteki durumları nazarlara veriliyor.

Bu ayet, Müslümanlarla alay eden iki yüzlü insanlara bir ikaz mahiyetini taşıyor. Allah’a ve ahirete inanmayan ya da inanmış gibi gözüken insanların bu dünyadaki gülmeleri, sevinmeleri azdır. Çünkü bir insanın yaşadığı dünya hayatı ahiretin ebediliğine göre çok kısadır. Bu yüzden, Allah’a ve Ahiret gününe gerçek bir mümin gibi iman etmemekten kaynaklanan şımarıklık, sevinme çok uzun sürmeyecektir.

Burada Müslümanların İslam’ı yaşayışlarıyla alay eden ve bundan da büyük keyif alan insanların bu kısa dünya onların son gülüş yerleri olacak. Ayet Müslümanlarla alay eden münafık tabiatlı insanları bu ifadeleriyle ikaz ediyor, uyarıyor. Bunlar gerçekten iman etseler, müminlerin çektikleri eziyetlerle, ya da Allah için yaptıklarıyla alay etmezler.

Alay etmek, inancı olmamak, ya da iki yüzlü bir imana sahip olmak demektir. Bu yüzden aklı başında hiçbir Müslüman, İslamla, İslam’ın hükümleriyle ve Müslümanların yaşayışlarıyla alay etmez. Bunu yapan insanların ölümle birlikte sevinçleri kursaklarında kalacaktır. Ayet, bu tip insanların bu dünyadaki gülüşlerinin, eğlencelerinin çok az süreceğini beyan ettikten sonra, onlar çok ağlayacaklar buyuruyor. Ölüm, inançsız, alaycı, münafık, iki yüzlü insanların feryatlarının, ağlamalarının başlayacağı yerdir. Kabir, onların için cehennem çukurlarından bir çukur olacak, daha cehenneme gitmeden cehennemin azabını iliklerine kadar hissedecekler. Kabir onları boğacak, sıkacaktır.

Bu ayetten yola çıkarak İslam alimleri, Müslümanların olaylar karşısında kahkaha atarak gülmemesini uygun görmüşlerdir. Kahkaha atarak gülmek kalbi karartır. İnsan bir nimete kavuşunca buna şükredilmesi gerekir, kahkaha ile karşılanması gerekmez. Mümin insan tebessüm eder. Başkalarını rahatsız edecek kadar, sanki ebedi cennete gitmiş gibi çok büyük sevinç gösterilerinde bulunmaz. Her türlü nimet şükür gerektirir, Şükür ise kahkaha ile değil, Allah’a hamd ederek, O’na dua ederek yapılır. İnsan ne kötülüğü yaparsa böyle limitsiz sevinçli anlarında yapar. Bu yüzden bayram günleri, sevinç günleri geldiğinde daha fazla Allah’ın hatırlanması, istiğfar edilmesi tavsiye edilmektedir.

Peygamberimizin Ağlaması ve Gülmesi

Peygamberimiz (s.a.v) efendimiz, kahkaha ile gülmemiştir. Rivayetlere göre aleyhisselatü vesselam efendimiz geceleri dua ederken ağlarlardı. Güldükleri zaman da gülümserlerdi. Bir hadis-i şeriflerinde, “ey insanlar, sizler benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.” Buyurmaktadır.

Hz. Peygamberin (s.a.v), Allah korkusunun eseri olarak gözlerinden yaşlar geldiği görülürdü. Bir gün Hz. Abdullah bin Mesud, peygamberimiz huzurunda, “Her milletten bir şahid getirdiğimiz ve onlara da seni şahid getirdiğimiz zaman kafirlerin hali nice olacaktır.” Ayetini okumuş, Resulü Ekremin gözlerinden yaşlar boşanmıştı. Ashabtan Abdullah bin Şukayr diyor ki, “Bir gün Resulü Ekremi görmeye gittim. İbadetle meşgul idi, hıçkırıyor ve gözlerinden yaşlar boşanıyordu.”

Bir gün, Resulü Ekrem, bir cenazeyi teşyi merasimine katılmış, cenazenin mezarı kazılmakta olduğundan beklemek mecburiyeti hasıl olmuştu. Fakat bu manzara O’na o kadar tesir etmişti ki, ağlamış, toprak, gözlerinden akan yaşlarla ıslanmış, nihayet arkadaşlarına, “Ey kardeşler, kendinizi bugün için hazırlayınız.” Buyurmuştu.

Nitekim bir hadis-i şeriflerinde, “Ağlayınız, ağlayamıyorsanız, ağlar gibi yapınız. Çünkü cehenneme gidenlerin gözyaşları sel gibi akacak” buyurmaktadır.

Bu ayet ve hadisler münafıkları ikaz ediyor, müminleri de günlük hayatlarında dikkatli olmaya çağırıyor. Etrafımızda nice insanlar görüyoruz ki, sanki hiç ölüm yokmuş gibi, sanki bu dünyada ebedi kalacakmış gibi gülüp eğleniyorlar. Kendilerini çeşitli vesilelerle sarhoş ederek üzüntü verip ahirete yönlendirecek şeylerden uzaklaştırıyorlar. Allah bize bu ayet ve hadislerden ibret alan, hayatını ona göre tanzim eden kullarından eylesin. Amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum