Abdullah Hakimoğlu - Muhabbet Medya
Onlar, işledikleri kötülükten, birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. Ant olsun yaptıkları ne kötüdür.
(Maide, 5/79)
Bir önceki ayette “İsrailoğullarından kafir olanlar, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lanetlenmişlerdir. Bunun sebebi söz dinlememeleri ve sınırı aşmalarıdır.” Buyrulmuştu. Onların lanetlenmelerine sebep olan şeyler, söz dinlememeleri, sınırı aşmaları ve bu ayette bildirildiği gibi birbirlerini kötülüklerden vazgeçirmeye çalışmamalarıdır.
İsrailoğulları bu sebeplerden dolayı lanetlenmişlerdir. Bu ayet niçin zikrediliyor? Kur’an’ın muhatapları olan Müslümanları ibret olması için zikrediliyor. Kur’an’ın muhatapları kimlerdir? Öncelikle ona iman edenlerdir. İçindeki ayetleri kabul edenlerdir.
Rivayetlere göre İsrailoğullarının ruhbanları, alimleri, bir kişinin kötülük yaptığını gördükleri zaman onu önce bu kötülükten vazgeçirmeye çalışırlardı. Ertesi gün o kişi aynı kötülüğü yapmaya devam ettiği halde, bir daha ona bir şey söylemezlerdi. Hatta o günahı işleyen kişinin meclisine gider oturur, onunla yer içerlerdi. O kişi sanki o kötülüğü yapmıyormuş gibi davranırlardı. İşte bu tavır, onların lanetlenmelerine sebep olan tavırlar arasında zikrediliyor. Bu, dini bilen alimlere düşen bir görevdir. Bu görev ihmal edildiği zaman lanetlenme olur. Bir de kötülük yapan halkı ilgilendiren boyutu var bu lanete uğramanın. O da halkın söz dinlememesi ve sınırı aşmasıdır. Her iki durum da lanetlenmeye sebep olmaktadır.
Bu yüzden peygamberimiz (s.a.v) efendimiz bir hadislerinde, “Sizden biriniz bir kötülük gördüğü zaman, onu eliyle değiştirsin. Buna güç yetiremezse, diliyle değiştirsin. Buna da güç yetiremezse, kalbiyle buğzetsin. O kötülükten nefret etsin. Bu da imanın en zayıf noktasıdır” buyurmuştur.
İslam dini insanları kötülüklerden uzaklaştırma ve onları iyilikleri söyleme görevini topluma yüklemektedir. İyiliğin ve kötülüğün ne olduğunu bilen herkesin bunu yapmalıdır. Çünkü bütün insanlara iyiliği emir, onları kötülükten menetmek sadece din bilginleriyle olmaz. Onlar insanların hepsine ulaşamazlar. Bu yüzden herkes yakınlarındaki insanları kötülüklerden menetmeye çalışmalıdır. Bunu bir görev olarak görmelidir. Kötülüğü gören bir insan onu mümkünse eliyle değiştirmelidir. Bu bazen imkansız olabilir. Bunu ancak devlet yapabilir.
Ama herkese Allah bir dil vermiştir. Ve insanları kırmadan, güzel bir üslupla yerinde ve zamanında kötülüklerden vazgeçirmek için çalışmak mümkündür. Bazıları da vardır ki, bu görevi de yapamayabilirler. Çeşitli sebepler buna engel olabilir. O zaman insan içinden bu kötülüğü taraf olmayacak, ona içinde nefret duyacaktır. Ondan hoşlanmayacaktır. İçki içen bir grup gören bir kişi, onları bu fiilden alıkoyamıyorsa, en azından içinden “Yaptıkları büyük bir günah. Allah’ın emrini çiğniyorlar. Yazık” demelidir. Allah’ın bir yasağına karşı içinde bir nefret duygusu uyanmalıdır. Çünkü bir topluluğun kötülüğüne razı olan onlardan sayılmaktadır. Rivayetlerde kötülüğün aleni yapılması ve onların engellenmemesinin duaların cevapsız kalmasına sebep olacağını bildirilmektedir.
Bugün bu ayetin manasını uygulamaya çok ihtiyacımız var. Hepimiz hata edebiliyoruz. Lütfen birbirimizin hatalarını düzeltmeye çalışalım. Bir kötülük yaparsak birbirimizi uyaralım. Bundan vazgeçirmeye çalışalım. Ancak kötülükleri düzeltirken, kötülük yapan insanı rencide etmemeye çalışmalı, kötülüğü herkesin yanında değil, tek başına olduğu zamanda düzeltmeye gayret etmeliyiz. Yoksa kötülüğün önlenmesine değil, yayılmasına sebep olmuş oluruz.
www.muhabbetmedya.com
Zalimin zulmünü, kötü insanların kötülüğünü bağışlamak nasıl olur?
Kimler cennete girer? Kimler cennete giremeyecek? Her iyilik yapan cennete gider mi?
Allah'ın adaleti nasıl tecelli eder? Allah iyiliğin ve kötülüğün karşılığını nasıl verir?
Duygularımla iyilik ve kötülüğün sinyallerini nasıl alırım?
İyilik ve Kötülüğün Bir Ölçüsü: Komşu Görüşü
Allah kimlere tövbe nasip eder? Hangi tövbe kabul olur? Bilerek günah işleyip tövbe etmek
‘İyiliği emreden, kötülükten men’eden’ ayetindeki kimseler olmazsa...