Atilla Yargıcı
Davranışlarımız nasıl meydana gelir?
İnsanı hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerden birisi de akıldır. Akıl insanın düşünme mekanizmasıdır. Arapça bir kelime olan akıl, men etmek, engellemek, alıkoymak, bağlamak gibi anlamlara gelir. Aklımızla bir çok şeyleri düşünürüz. İrademiz aklın düşüncesini yöneten bir yönetici gibidir. Bu yüzden akıl, iradenin yönlendirmesine tabidir.
Örneğin biz irademizle bir kitap alırız, okuruz, bir film seçer seyrederiz, bir müzik dinleriz. Bu seçip yaptığımız her şey bizim akılla düşünme tarzımızı belirler. Bir başka ifadeyle düşündüğümüz şeyler bizim okuduğumuz kitaplar, duyduğumuz cümleler, izlediğimiz filmler, dinlediğimiz müzik ve kulak verdiğimiz arkadaş sohbetleri gibi şeylerdir.
Biz ne gibi şeylerle ilgilenmişsek, onlar bizim davranışlarımıza yansır. Biz o davranışı niçin yaptığımızı o anda fark etmeyebiliriz. Ama mutlaka ilgilendiğimiz bir şeyle görünmez bir bağı vardır bu davranışın.
Zaten ne ile çok ilgilenirsen, neyi çok dinlersen, neyi çok izlersen dilinde onlardan cümleler, aklında onlardan fikirler. Hayalinde onlardan sahneler meydana gelir. Bunlar da davranışlarımızın iyi ya da kötü olmasına sebep olur.
Bu yüzden dinlediğimiz müziklere, izlediğimiz dizi ve filmlere, okuduğumuz kitaplara, katıldığımız sohbetlere çok dikkat etmemiz gerekir. Çocuk ve gençlerin oynadıkları oyunların içeriklerine ve ne sıklıkta oynadıklarına da dikkat etmek lazım. Çünkü bütün bunların insan davranışlarının temelini oluşturur.
Düşünceler, çeşitli duyguların oluşmasına sebep olur. Bu duygular da çeşitli davranışların ortaya çıkmasına yol açar. Şehveti harekete geçiren içerikler, insanı ahlaksız ve gayr-i meşru davranışlara neden olur. Öfkeyi kamçılayan içerikler, insanın durup dururken agresif olmasına, başkalarına zarar vermesine yardım eder. Bu yüzden ilgilendiğimiz şeylere ve çocuklarımızın meşgul olduğu şeylere dikkat etmeliyiz.
Kur’an’ın ilk emrinin oku olmasını bu açıdan değerlendirdiğimiz zaman şunu söyleyebiliriz: Kur’an’ın anlam ve mesajları düşüncelerimizi oluşturur, onlar da duygularımızı etkiler ve bizi güzel davranışlara sevk eder. Allah’ın iyilik yapanları ve işini iyi yapanlarını sevdiğini ayetlerden okuyan bir insan, zihninde bu anlamları düşünür, bu da onun Allah tarafından sevilme duygusunu harekete geçirir. Böylece başkalarına iyilik yapan, işini iyi yapan bir insan haline gelir.
Başkalarına zulmedenleri Allah’ın sevmediğini ayetlerden öğrenen bir kimse, bunun anlamını düşünür. Bu düşünce onu Allah’ın sevgisinden mahrum olmamak, nefretini kazanmamak için içim zalim olmamaya, adil olmaya sevk eder.
Demek ki, güzel ahlaki değerleri öğreten ayetleri okuduğumuz zaman aklımız bu değerleri düşünüyor ve bu da insanı çeşitli olumlu duygulara, duygularda olumlu güzel davranışları yapmaya sevk ediyor. Öyleyse güzel ahlaki prensipleri dile getiren kitaplar okumalı, bunlarda ilgili müzikler dinlemeli ve filimler izlemelidir. Bizim ve çocuklarımızın iyi davranışlara sahip birer insan olmasını istiyorsak, ilgilendiğimiz ve çocuklarımızın da ilgilendikleri şeylere dikkat etmeliyiz.
Said Nursi’nin “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır” demesinin insan iradesi, düşüncesi ve davranışı arasındaki sağlam münasebetle bir ilişkisi olduğu anlaşılıyor.
Zübeyir Gündüzalp de “Zihindeki menfî fikirleri çıkartmak, bedendeki urları çıkartmaktan daha mühimdir” diyerek insanı yanlışa sevk edecek olumsuz fikirlerden kurtulmanın lüzumuna işaret etmektedir. Çünkü olumsuz fikirler olumsuz duygulara, onlar da olumsuz davranışlara sevk eder.
Kısacası ne ile meşgul olursak davranışlarımız ona göre şekillenir. Bu yüzden olumlu, güzel fikirlerin oluşmasına katlı sunacak şeylerle meşgul olalım ki, duygu ve davranışlarımız da olumlu ve güzel olsun. Her şeyin irademize bağlı olduğunu asla unutmayalım. İrade istek anlamına gelir. Biz neyi istersek, onunla meşgul oluruz, ne ile meşgul olursak da ona da davranışlarımız olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.