Prof. Dr. Metin Çapar

Bir insan da sadece bir hücrede yaklaşık santimetrenin milyonda biri kadar bir yapı içinde 182 cm - 200 cm uzunluğunda DNA vardır. Dünya ile Ay arasındaki mesafe 380.000 km’den daha uzun bir yapı vardır. Tüm kromozom uzunluğu ise 200.000.000.000 km kadardır. Tüm Kromozomların yapısında ise, yaklaşık 22.000 gen vardır. kromozom DNA’sında genlerin toplam işgal ettiği yer ise % 2 civarındadır. %98’inde ise, değişken dizilimler söz konusudur.

Genetik merkezlerdeki fonksiyonlar üç ayrı genetik yapı ile kontrol edilir. Her gen fonksiyonu kontrollü ve ayrıca aşırı veya az fonksiyonel olması hastalık göstergeleri olarak ortaya çıkar. Gen dışındaki %98’i oluşturan dizilimler ise, kromozomun (telomer ve sentromer ve diğer bölgeler) iç ve dış yapı arasındaki iletişim ve fonksiyonu çok net anlaşılmamakla birlikte sistemi koruma görevi yapar. Ayrıca bu yapılar oldukça DNA dizi değişkenlikleri gösterir. Eğer değişkenlik göstermese idi, bu yapılar gen yapısında rol olacaktı. Bu durumda çok bilinmeyenli çok büyük problemlerle kromozom yapı bütünlüğü bozulacak ve böylece çok büyük karmaşa çıkacaktı. Yani, gen yapısı ve gen dışı diziler %98 oluşturan çevresel faktörü ile etkileşim içindedir. Oluşturulan bu dizilimler, gen sağlığımızı ve çok karmaşık görevleri ifa etmektedirler.

Klonlanan Dolly kuzusu, babasız ortaya çıkan bir canlı olarak İngiltere de deney olarak yapıldı. Bu olayın esası ise, dişi koyun yumurtası içinden çekirdek (n kromozomlu) çıkartıldı ve aynı dişi koyunun meme hücresindeki çekirdek (2n kromozomlu) nakil edildi ve elektrik situmülasyonu ile hücre çoğalması indüklendi ve bu şekilde hücreler çoğalarak gebelik elde edildi ve dolly koyunu doğumu yapıldı. Normalde ise n kromozom babadan, n kromozom ise anneden toplam 2n kromozomlu döllenmiş yumurta ile hücre çoğalması olayı başlar ve tüm dokular her türlü hücre potansiyeline sahip hücre dokuları oluşturmak için değişir ve organlar oluşur (karaciğer beyin, yumurtalık, börek vs….) ve ayrıca bu organ oluşturacak hücreler yerli yerine göç eder ve belirlenen konum da organlar oluşur...

Döllenen yumurta da hayatın başlangıç saati, anne ve babadan gelen n-n kromozomlar ile yumurtanın iç yapısındaki bulunan sitoplazma denen çevre yapısı ile kurulmaktadır (Belki kader saati). Bu durum tüm genlerin fonksiyonel olarak başlangıç saatlerini, zamanlarını, etki alanları kurulmuş saat olarak ortaya çıkartacaktır. Halbuki Dolly koyunundaki ilk hayatın saati ise kurulan saatin belli aşamasındaki vücut hücresi dışarıdan verilen elektrik uyarısı ile tekrar uyarılarak yeni saat kurulmaya çalışılmıştır. Tüm hücreler anne ile aynı yapıda olmasına rağmen, ilginç olarak hayat saati denen (genlerin çalışmaya açılıp - kapanması ) uyarıları anne ile aynı olmamaktadır ve dolayısı ile aynı yapının fonksiyonları farklı olarak ortaya çıkmaktadır.

Matematik hesabı ile bakılırsa, bir gen merkezindeki bir şifre olan Adenin-Guanin yan yana gelme ihtimali, 2 üzeri 22 bin, üzeri 100 bin, üzeri 100 trilyon, şeklindedir. Ayrıca şifrelerin doğru konumda birbirlerine göre kombinasyonları ise yukarıdaki hesabı her bir genetik şifre için yapıldığında ise, neredeyse sonsuz ihtimalde 1 olarak ortaya çıkmaktadır. Bu ihtimallerdeki oran ise hiç yanılmamaktadır ve hangi insan hangi hayvan, hangi bitki örtüsüne bakılırsa bakılsın, genetik oran bozulmamış ama, her bir fert içinde apayrı bir kombinasyon neticesinde hiçbir insan ferdi birbirine tam olarak benzemez ama, tümünde de aynı fonksiyonları ifade eden göz, kulak, yüz, şekil vs bulunmaktadır. Bu görünümleri ise tümüyle aynısı değildir, gayrısı da değildir. Hatta evrende bulunan hiçbir madde diğerinin aynısı da değildir, gayrısı da değildir. Evrim safsatalarında, hiçbir hayvan-bitki-insan ara formları tespit edilememiş ve ortaya koydukları karma kemiklerin düzmece olduğu, yapılan incelemelerde ortaya çıkmıştır.

Çok ilginç olarak Allah’ın isimlerine bakıldığında, tüm kainatta ve dünyamızda Allah’ın isimleri tecellisi dışında bir şey bulmak mümkün değildir. Mesela, Allah’ın Ferd ismi yukarıda izahını yaptığımız tüm olaylarda çok net olarak görülmektedir. Bu izahı canlı cansız her şeyde net olarak eğer bakarsanız görürsünüz. Eğer bir ölü ve canlıyı kıyaslarsanız, her türlü atomik yapıdaki maddesel yapı farklı olmadığı halde hayat, canlıyı ölüden ayırt eder. Burada, İrade edilen bir sistem vardır. Duygu ve diğer tüm tepkiler ölüde olmadığı halde canlı da olması bile bir ruh izahını yapar. Yani, hiçbir dinde İslam’daki kadar tüm evren olayları, tecellisi olan Allah’ın isimlerini izah etmemiştir. Dolayısı ile sadece yukarıda izahını yaptığımız olayların gösterdiği gibi; Allah’ın Ferd ismi ile, bir Allah olduğunu ve İslam’ın gerçek bir din olduğunu ispat eder.

Gözünü kapatan yalnız kendisine gece eder.