Takva sahibi olan ne kazanır?

Takva Kur’an’da geçen ana kavramlardan birisidir. Takva sakınmak anlamına gelir. İnsanın şirkten, küfürden, nifaktan ve büyük günahlardan sakınmak anlamına gelir. Takva yüce Rabbimize yaptığımız kulluğun önemli bir boyutunu teşkil eder. Bir ayette yüce Rabbimiz takva sahibi olanların ne kazanacağını şu şekilde beyan buyuruyor:

Ey iman edenler eğer takva sahibi olursanız, O, size iyi ile kötüyü ayırt edecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah sonsuz lütuf sahibidir.

(Enfal, 8/29)

Bu ayeti kerime çok önemli bir mesaj veriyor. Cenab-ı Hak insana bir çok kuvveler vermiştir. Bunların en önemlilerinden birisi akıl kuvvesidir. Aklın esas veriliş amacı da, insanın iyi ile kötüyü birbirinden ayırt edebilmesidir. Aklın tek başına iyiyi kötüden ayırt edici bir özelliğe sahip olması mümkün değildir. Bu yüzden bu ayeti kerime, insanın hak ile batılı, iyi ile kötüyü, günah ile sevabı birbirinden ayırt edebilecek bir gücü sahip olması için, iman etmesi ve müttaki olması gerektiğini söylüyor. Yani önce Allah’a ve diğer iman esaslarına sağlam, sarsılmayacak bir iman, sonra da takva…

Takva aslında genel olarak “korunmak, sakınmak, korkmak” anlamlarına geliyor. Burada insanın Allah’ın azabına karşı kendisini koruması isteniyor. Bunun da yolu imandan ve Allah’ın emirlerini yapıp yasaklarında kaçınmaktan geçiyor. İnsan mümin ve müttaki bir kimse olmaya gayret ederse, Allah da ona “furkan” özelliği verir. Kur’an’a da Furkan denmektedir. Çünkü Kur’an da hak ile batılı açık bir şekilde birbirinden ayırt etmektedir.

Bu yüzden mümin olan ve müttaki olmak için ciddi ve samimi bir çaba sarfeden insana da Cenab-ı Hak, hak ile batılı kolayca ayırt edebilme gücünü bahşeder. Bu da insanın aklını hikmet dairesinde kullanması demektir. Eğer iman ve takva olmaz ise, insan aklı ifrat ve tefrit arasında bocalar. Ya iyinin kötünün ne olduğunu ayırt edemeyecek kadar ahmak olur. Ya da hakkı batıl, batılı hak gösterecek kadar aldatıcı bir zekaya sahip olur. Bu da insanın kendisini felakete sürüklemesi demektir.

Bu ayet-i kerime bildirildiğine göre, insanın Allah tarafından günahlarının bu dünyada bile örtülmesine sebep olur. Hem de Allah’ın işlenen günahları affetmesine vesile olur.

Bir başka ayette de iman edip müttaki olan insanlara Allah’ın onunla önlerini aydınlatıp yürüyecekleri bir nur ve mağfiret verileceği müjdelenmektedir. İnsan bu nur sayesinde önüne görüyor, doğruyu, yanlıştan ayırıyor.

Allah hepimizi hakkıyla inanan ve müttaki olan kullarından eylesin, günahlarımızı Settar ismiyle örtsün, Gaffar ismiyle affetsin. Amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.