Mevlâ bizi affede,
Gör ne güzel ıyd (bayram) olur.
Cürm ü hatalar gide,
Bayram o bayram olur.

(Muhammed Lütfi Efendi)

“Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler Cennet-âsâ bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları, zemininizde çiçek açacaktır.” (Münazarat) deyip “milletin imanını selamette görme” davası için (belki birkaçı hariç) bayramları bile hapishane odalarında, gurbette, gariplik ve yalnızlık içinde geçiren Bediüzzaman; Risale-i Nurlarla ektiği nur tohumlarıyla cennet-âsâ bir bahar bahçesine ve hakiki bayramlara zemin hazırlamıştır.

Hakiki bayramlar, yöresinde Alvarlı Efe Hazretleri diye bilinen Hak Dostu Muhammed Lütfi Efendi’nin yukarıdaki ifadesiyle, bizim için, “Mevlâ’nın (cc) affettiği, cürüm ve hataların gittiği” gün olacaktır. Dünyanın bayramları birer numunedir. Tıpkı bize tattırılan şeylerin, asılların “gölge ve numuneleri olması” gibi.

Saadet-i ebediye / sonsuz mutluluk günlerinin numunesi olan bayramlar, dünyamıza, İslâm’ın kuvveti ve medeniyetin mehasini ele ele verip, dünya barışını temin ettiği;

İslâm dünyasının “cehalet, sefalet ve tefrika” esaretinden kurtulduğu,

Bünyemizi istila etmiş olan “altı hastalıktan” şifa bulduğu,

Kendi arasında gerçek manasıyla uhuvvet ve muhabbeti tesis ettiği,

Ve “ittihat-ı İslâm’ı” gerçekleştirdiği zaman hakiki anlamıyla kutlanmış olacaktır.

Ramazan-ı Şerif Bayramınızı tebrik eder, hakiki bayramlara vesile olmasını dilerim.

**