31 Mart'ta mahalli seçimler yapılacak. Barış ve huzur içinde tamamlanmasını temenni ederiz.

Daha önceki seçimlerde olduğu gibi, sonuçlar, kimisi için şok olacak, kimisi içinse çok olacak.

Sevinenlerin ve üzülenlerin yüzünü Pazartesi sabahı göreceksiniz.

Şimdiden ölçüp tahmin edenler var. Kurumsal şirketler de tahmini ölçümlerindeki isabetlilikle seçimden geçmiş oluyorlar.

Onlar için sonuç, bundan sonrası için çok önemlidir; güvenilirlik yada güvenilmezlik...

...

Aday olmak isteyenler önce aday adayı olmak için partilere başvurdular. Büyük bir iç yarıştan sonra içlerinden biri aday oldu.

Aday olduktan sonra imtihanları daha da çetinleşti.

Sıkılmadık el, çalınmadık kapı bırakmaksızın yoğun bir kampanyaya giriştiler. En küçük hata, en küçük bir gaf her şeyi berbat edebilirdi.

Nefes nefese, kıran kırana bir maraton...

Adaylar, kazansalar yoğun mesaiye başlayacaklardır. Kazanmasalar tatlı bir uykuyu hak edecekler.

Zira şimdiden pert olmuştur çoğusu.

Kaybetseler, uslanıp vazgeçeceklerini sanıyorsanız; fenâ halde yanılıyorsunuzdur. Kaybettikçe hırslanacak, hırslandıkça başka başka yollara başvuracaklardır.

Aşık Veysel'ce diyelim...

Gariban vatandaşı kim hesaba katar, adam yerine koyardı...

Seçim, başa baş olmasaydı...

En azından beş yılda bir de olsa nabzını tutar, nabzına göre şerbet içirir siyasiyyunlar.

...

Ve seçim akşamı sandıklar açılacaktır. Herkes nefesini tutacak ve Yüksek Seçim Kurulu'nun ilân ettiği saatte sonuçların açıklanmasını bekleyecektir. Hatta çoğu kez bekleyemeyecek YSK'nın ilan saatini erkene almasına intizar edeceklerdir.

Ve renk cümbüşüne dönen şematik ekranlar, eli çubuklu yorumcular arzıendam edecektir. Partilerin merkezlerinde ise farklı alemler yaşanmaktadır.

Kimisi ölüevi gibi sessiz, kimisi yanardağ gibi patladı-patlayacak modunda. Kimisi ise erkenden bayram havasındadır.

Bu kaçıncı seçim, bu kaçıncı manzara...

...

Toplumlar gibi insan da ferden ferden seçimleriyle hayatlarına yön vermektedirler. Önlerine koydukları süreçle ve hayatboyu yürüttükleri kampanyalarla kabir kapısına kadar yoğun bir çaba yürütürler.

Mahşer platformunda açılan sandık sayısı ve kullanılan geçerli oylar yönünü tayin edecektir.

İstediğiniz kadar nefsinizi manipüle edin.

İstediğiniz kadar kör hissiyatınıza pembe vaatlerde bulunun.

İstediğiniz kadar şuurunuza algı yapın.

Seçim günü gelir çatar ve sonuçlar dev ekrana yansıtılacaktır.

Müşahitler hazır, tutanak kaydı da açık ve nettir.

İtiraza cüret bile edemeyeceksiniz.

Seçim tahminlerine aldanmayın. Sonuçlar sizi ters köşe etmesin.

Aslında görünen köy kılavuz istemez ve bu seçimlerin sonucu bellidir. Artı bir, eksi bir gibi sapma imkanı olmayan bir gerçekliktedir.

Ezcümle; hayat bize iki tercih sunar.

Sorumluluğu alma ve inisiyatif kullanma tercihi. Yani Allah'a kul olup onun adına hayatı onun murad ettiği çizgide sürdürme kararı.

Ya da...

"Aman, bir daha mı geleceğiz dünyaya" diyerek boş, anlamsız ve değersiz bir yaşama tercihi.

Bu tercihimiz istikametinde kullandığımız oyların atıldığı sandıklar açıldığında sevinebilecek miyiz?

O saatte konuşulacak olan bir başarı öyküsü mü olacak bizim için?..

O gün göreceğizdir...