Şimdi Dua ve Boykot Zamanı

Filistin’de şehit düşen 16 yaşlarında bir çocuğun cebinden çıkan not defterinde yazanlar,

Hafta boyunca işlediğim günahlar;

Pazartesi, abdestsiz yattım.

Salı, yüksek sesle güldüm.

Çarşamba, yatsı namazını geç kıldım.

Perşembe, futbol oynarken gol attım ve kendimi kibirli hissettim.

Cuma, Peygamber Efendimize 1000 salavat söyleyemedim, ancak 700 salat edebildim.

Cumartesi, sabah zikrini unuttum.

Babam bugünün inananlarına, tatlı su Müslümanı der, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen, kendi dünyasında yaşayıp etliye, sütlüye karışmayan, karnı tok, sırtı pek, bırakın dünya hadiselerini, yakın çevresinde olan olaylara dahi çokta kulak asmayan kısacası ot gibi yaşayanlara taktığı bir isimdir bu. Eskiden gülüp geçerdim bu benzetmeye. Şimdilerde nereye baksam babamın deyimiyle her yerde tatlı su Müslümanlarını görmekteyim.

16 yaşında bir çocuğun vatan gibi bir derdinin yanında asıl derdinin Allah’a (cc) kul olma yolundaki hassasiyeti yüreğimi yakarken, bizdeki vurdumduymazlık canımı acıtıyor maa-teessüf!

Aslını söylemek gerekirse, bilgisayarımın başına geçince bugünlerde başkaca bir konu hakkında hasbihal etmek gelmiyor içimden. Zira ölüler arasında annesini gören ve çığlık çığlık o benim annem saçlarından tanıdım, ben annemi istiyorum diyen küçük Filistinli kızın sesi, yine bir minik yavrunun “büyüyünce ne olacaksın?’’ sorusuna, Gazze’li çocuklar büyümez, şehit olur sözleri çınlıyor kulaklarımda. 3-4 yaşlarında. Savaş alanında, tozun toprağın içinde diz çökmüş bir yavrunun ellerini açıp Ya Rabb! Ya Rabb! Diye inleyen görüntüsü gözlerimi kanatıyor, yüreğimi parçalıyor, kelimelerim, cümlelerim kayboluyor. Dünyanın sessizliği, insan kalıbında insanlıktan bihaber dünya liderlerinin sükutu; elinden duadan başka bir şey gelmeyen bizleri şüphesiz kahrediyor. Sonu hüsran olmasın ve din kardeşlerimiz muzaffer olsunlar diye yine de dualarımıza sarılıyoruz. Rabbimize yalvarıyoruz.

Çünkü Peygamber Efendimiz (sav)

“Bir Müslümanın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul olunur. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir melek ona, 'Duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin.' diye dua eder.”

Müslim, Zikir 87, 88; İbni Mâce, Menâsik 5

“İki dua vardır ki bu dualar ile Allah arasında perde yoktur. Mazlumun duası, kişinin Müslüman kardeşinin gıyabında yaptığı dua.”

Heysemî, Ed’ıye, 17, No:17231

Buyurmuştur. Dualarımızla Gazze’li kardeşlerimizin yanındayız, sadece dualarımızla değil, Filistin’de mazlumun kanını akıtan, çocukları gözünü kırpmadan öldüren, mabet, okul, hastane demeden bombalarıyla taş taş üstünde bırakmayan israile ait ne kadar ürün varsa hepsini protesto ediyor ve almıyoruz. Biliyoruz ki biz o ürünleri kullanmazsak ölmeyiz, ama aldığımız her bir ürün bir mermi olarak Müslüman kardeşimizin canına, vücuduna değer ve öldürür. Bugünlerde İsrail markaları peş peşe kampanyalar düzenlemekte, indirim yapmakta, demek ki biraz da olsa bizim markaları boykot etmemiz işe yarıyor. Elimizden bu geliyorsa bunu yapalım. Ve aşağıya bıraktığım markalardan uzak duralım.

Gıda Sektörü: