Atilla Yargıcı

Atilla Yargıcı

Mutluluğun formülü: Duygusal Zeka bağlamında kendimizi tanımak

Başarılı olmak sadece okulda derslerimizin iyi olması, okulu yüksek bir puanla bitirmek, iyi bir iş sahibi olmak, çok para kazanmak, ev-araba, yat-kat sahibi olmaktan ibaret değildir. Bunların hepsi de elbette bir başarının ürünüdür. Ama başarılı olmanın maddî tarafı olduğu gibi manevî, duygusal tarafı da vardır. Ve üstelik insanın dünyaya gönderiliş maksadı sadece başarılı olmakla izah edilemez.

İnsan bu dünyaya niçin gönderilmiştir? Biz kendi kendimizin dünyaya gelmemizi dünyaya gelmeden önce belirleyecek durumda değildik. Bu yüzden bizi bu dünyaya bir gönderen vardır. Biz buna Müslümanlar olarak Allah diyoruz. Kimisi God diyor, bir başkası başka bir isim veriyor. Ama şu bir gerçek: Biz bu dünyaya tesadüfen gönderilmedik.

Peki insan niçin gönderildi bu dünyaya? Bunu şöyle formüle etmek mümkündür: insan bu dünyaya ilim ve dua vasıtasıyla mükemmelleşmek için gönderilmiştir.

İnsan cahil olarak gelir dünyaya. Hayvanlar ise kendilerine her şey öğretilmiş olarak gelirler. Bu yüzden hayvanların bizim gibi öğrenmeye ihtiyaçları yoktur. Medeniyet kurup gelişmeye ihtiyaçları yoktur. Bizim ise vardır. Bu yüzden biz hayat kanunları, bize iki dünyada da lazım olacak şeyleri öğrenip ilerlemek, kendimizi ve toplumumuzu geliştirmek maksadıyla buradayız.

İkinci olarak insan aciz ve zayıf ve muhtaç olarak gönderilmiştir. Hayvanlar bizden daha güçlüdür ve bizim kadar çok şeylere ihtiyaç duymazlar. Bu yüzden hayvanların her şeye gücü yeten bir varlığa dua edip yalvarma, O’ndan medet isteme gibi bir ihtiyaçları yoktur. Ama insanın vardır. İnsan aciz, zayıf muhtaçtır, belalar ve hastalıklar karşısında çaresizdir bu yüzden dua etmek zorundadır. Sırtını her şeye gücü yeten Allah’a dayamak zorundadır.

O halde insan ilim ve dua ederek maddi ve manevi olarak gelişmek maksadıyla gönderilmiştir.

İlim, insanın dünya ve ahireti için lüzumlu olan her şeyi öğrenmeyi gerekli kılar. Ne öğrenirsek öğrenelim, asıl öğrenmemiz gereken şey, bizi yaratan Allah’ı tanımaktır. Allah ile iyi iletişim kurmaktır.

İnsanı Allah’ı tanıması ile kendini tanıması arasında da bir ilişki vardır. Kendimi tanıyan Rabbini tanır diye güzel bir söz vardır. İnsan önce kendini tanımakla işe başlamalıdır.

İşte duygusal zeka, insanın kendini tanımasıyla işi başlamayı ifade eder. Duygusal zeka çerçevesinde insanın kendini tanıması, duygularının farkında olması, onları keşfetmesi demektir. Sonra bu duyguları kontrol altına alıp yönetmesi demektir. Duyguları motive etmek, başkalarının duygularını anlamak (empati) ve başkalarının duygularını yönetebilmek de duygusal zekanın önemli ilkelerini oluşturur.

Farkında olmanız gereken ilk duygu sevgidir. Bununla bağlantılı olan aşk ve şefkat duygularıdır. Ben sevgiden bahsetmek istiyorum bugün.

Sevgiyi iyi tanımak ve yönetmek başarının da ötesinde insansın esas amaçlarından birisi olan mutluluğa doğru emin adımlarla ilerlemek anlamına gelir.

Gary Chapman, Beş Sevgi Dili isimli kitabına başlarken başından geçen bir olayı anlatır. Amerikada iki eyalet arasında 30 bin fitte uçakla yolculuk yaparken yanında oturan beyefendi dergisini koltuğun cebine koyar ve ona yavaşça dönerek ne iş yaptığını sorar:

O da evlilik danışmanlığını yaptığını, evliliği zenginleştirme seminerlerini yönettiğini söyler. Bunun üzerine adam, uzun süredir birisine bir soru sormak istediğini bildirir ve şöyle der: “Evlendikten sonra sevgiye ne oluyor?”

Gary Chapman, ne demek istediğini sorar beyefendiye. Beyefendi anlatır. Üç evlilik geçirmiştir. Üçünde de aşık olmuştur, sevmiştir eşini. Ama çok uzun sürmeyen zaman zarflarında sevgileri bitmiş ve ayrılmışlar, boşanmışlardır. Beyefendi zeki ve başarılı bir iş adamı olduğunu söyler ama bunu anlayamadığını ifade eder.

Yani evlilik işinde başarısız olmuştur. Sevgisini, sevginin ne olduğunu nasıl yönetilmesi gerektiğini çözememiştir.

Gary Chapman’ın cevabı bahsettiğim kitaptır. Herkesin okumasını tavsiye ederim. İnsan hayat yolculuğuna duygusal zekası çerçevesinde kendini tanıyarak başlarsa sadece başarının değil mutluluğun da formülünü yakalar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum