Kur’an merhametin neredeyse hiç kalmadığı bir zamanda indirildi. İnsanların, kabilelerin birbirlerini öldürdüğü, birbirlerinin otlaklarını gasp ettiği, hayvanlarını çaldığı bir zamanda… Üstelik, bu kötülükleri işleyenlerin “kahraman” ilan edildiği bir zamanda…

Cahiliye dönemi ahlaksızlıkların ahlak olarak görüldüğü, bütün değerlerin ters yüz edildiği, merhametsizliğin, gaddarlığın güzel bir şeymiş gibi telakki edildiği bir dönemdi. Züheyr bin Ebi Sülma isimli cahiliye dönemi şairinin “insanlara kim zulmetmezse zulme uğrar” mısraında o dönemin merhametsizliğinin net bir fotoğrafını sunuyor.

Bu merhametsizliğin asıl sebebi cahiliye dönemi insanının müşrik olması ve ahirete inanmamasıdır. Yüce Allah herkese her türlü duygu vermektedir. Ancak bu duygular tohum ve çekirdekler gibidir. Merhamet çekirdeğini büyütmek de çürütmek de mümkün. Dinimiz merhameti besleyen güneş gibi. Anne—baba bu güneşi iyi yansıtan ayna olmak durumunda. Kendi aynaları kirli olursa, çocuklarına da merhametli olmayı öğretemezler.

Anne—babanın çocuklara merhametli davranışlar sergilemesi çok önemli. Sadece çocuklara değil, etraflarındaki insanlara, bahçelerindeki bitkilere, sokakta gördükleri bir kediye, bir köpek yavrusuna merhametli davranışlarda bulunmalı. Onlar merhametli davranışlarda bulunmazlarsa, çocuklardaki merhamet tohumları yeşermez.

Nitekim bazı çocuklar bitkilere, ağaçlara, yolda gördükleri kedi ve köpek yavrularına acımasızca davranırken, anne—baba buna ses çıkarmazsa, çocuklar bunun doğru bir davranış olduğunu zanneder. Gaddarlık ve zulüm artık onlar için tıpkı cahiliye toplumundaki gibi normal, güzel bir davranış gibi gelir.

Anne—babalar bir de çocuklarının ne gibi çizgi filmleri izlediğine, ne gibi oyunlar oynadığına da dikkat etmeli. Kavga, dövüş, öldürme gibi sahnelerle dolu olanlardan uzak tutmalı. Çünkü insan çocuk yaşta ne gibi şeyleri görürse onların etkisinde kalıyor ve onu normalmiş gibi görüyor.

Şimdi toplumumuzda gaddarlık ve canilik gittikçe yayılıyor. Dünün çocukları bugün büyümüş, artık adam olmuş. Ama gerçekten “adam” olmuş mu, insan olmuş mu? Bir kısmı için bunu söyleyemeyiz. Para için anne-babasını bıçaklayanlar, ayrılma kararı aldı diye eşini yolun ortasında vurup öldürenler, yol verme meselesini büyütüp birbirine kasap satırlarıyla, sopalarla, silahlarla saldıranlar gittikçe artıyor. Bugün çocuklarımızı sokağın, vahşi oyunların, gaddarlık sahnelerini olan çizgi film ve filmlerin insafına bırakmaya devam edersek çok değil 5-10 sene sonraki durumu hayal bile etmek istemiyorum.

Hazır gıdalar, paket gıdalar nasıl insanı kanser yapıyor, alzheimer yapıyor, çeşitli hastalıklara erken yaşlarda yakalanmasına sebep oluyorsa; paket olarak hazırlanmış bilgisayar oyunları, çizgi filmler, filmler de; dikkat edilmezse, seçici davranılmazsa çocuklarımızı, ailemizi ve toplumu sosyal bir kansere ve çeşitli hastalıklara maruz bırakıyor. Üstelik nesillerimizin mutsuz ve umutsuz olmasına sebep oluyor.

Merhametli olmak çok önemli. İş sahibi, zengin, yüksek mevkilerde insanlar yetiştirebilirsiniz. Ama merhametli insanlar yetiştiremezsek, işyerinde merhametsiz, gaddar, eşine karşı acımasız, çocuklarına karşı şefkatsiz, insanların hak ve hukuklarına karşı duyarsız robot insanlar yetiştirmiş oluruz. Böyle bir dünya yaşanası bir dünya değil. Böyle bir toplum huzurlu bir toplum değil. Gaddar ve merhametsiz bir anne-babanın kurduğu yuva, yuva değil bir cehennem olur.

Allah sonsuz merhamet sahibidir. Peygamberimiz (s.a.v) insanların en merhametlisidir. Allah’ın sonsuz rahmetinden vermiş olduğu bizdeki ve çocuklarımızdaki merhameti yok etmeye değil, yeşertmeye, büyütmeye, beslemeye gayret etmeliyiz. Bu arada merhametli olmanın disiplinli olmaya, çocukları disiplinli yetiştirmeye engel değil, yardımcı olduğunu da bir kenara not edelim.

Merhamet aynamız kirlenmişse, onu silip parlatalım ki çocuklarımıza da güzel yansısın. Öğretmenlerimiz, camilerde görev yapan imamlarımız, diyanetteki vaiz ve vaizelerimiz merhametli olup merhamet örneklerini çocuklara gençlere anlatarak bu merhamet tohumlarını sulamaya, büyütmeye yardımcı olabilirler.

Biz Allah’a ve ahirete inanan müminlerimiz hamd olsun. Merhametli olursak, Allah’ın da bize merhamet edeceğini düşünüp merhametli olma yolunda güzel adımlar atmaya başlayabiliriz. Zira Rahmet Peygamberimiz (s.a.v), “merhametli olmayana merhamet edilmez” buyurmuştur.

Kendimizden başlamaya, merhamet aynamızın kirlerini temizlemeye ne dersiniz?