Kurban Bayramı: Teslimiyetin ve İçsel Arınmanın Sessiz Çağrısı!

Bir bayram daha yaklaşırken, takvimlerin ötesinde bir zaman dilimine adım atıyoruz. Bu sıradan bir gün değil… Kurban Bayramı, ruhun derinliklerine dokunan, zamanın ötesinden gelen bir çağrıdır. Bir teslimiyet hatırlatması… Bir yüzleşme. Bir bağışlanma ve yeniden doğuş anı.

İbrahim’in teslimiyetinde gizlidir bu bayramın özü. Allah’ın isteği karşısında, aklın sınırlarını aşan bir kabulleniş… Sevdiğini, evladını dahi teslim edecek kadar büyük bir iman. Ama tam o anda gelen bir ses: “Dur. Artık sınandın.”

Ve belki de aslolan, hiçbir şeyi feda etmek değil, kalbin bağlılıklarını gözden geçirmektir.

Çünkü her birimizin hayatında İsmail’ler vardır. Uğruna her şeyi yapacağımız, kaybetmekten korktuğumuz, aslında bizi kendimize perde eden şeyler… Bu bayram, onlara dönüp bakma vaktidir.

Bilinçaltında Saklı Kurbanlar

Bilinçaltı, geçmişin izlerini taşıyan görünmez bir defter gibidir. Bazen çocuklukta duyduğun bir cümle, bazen yarım kalan bir sevda, bazen bir pişmanlık ya da bir öfke… Hepsi içsel bir kalabalık yaratır. Ve o kalabalıkta, kimi zaman gerçek “ben” kaybolur.

Kurban Bayramı, sadece dışsal bir ibadet değil; bu içsel kalabalığın sessizliğinde kendi İsmail’ini bulma davetidir.

Bu bir iç yolculuktur:

• Hangi korkuyu büyüttüm içimde?

• Hangi duygunun kölesiyim hâlâ?

• Kime ya da neye tutunuyorum, Allah’dan bile çok?

Bu sorular, kurbanın anlamını bugünün diline tercüme eder.
Ve her cevap, bir bağdan özgürleşme, bir zinciri çözme fırsatıdır.

Kurban Etmek: Kaybetmek Değil, Gerçekle Buluşmak
Kurban, bir şeyi terk etmek değil; gerçeğe yaklaşmaktır.

Öfkeni kurban et.
Kendini küçümseyen iç sesini kurban et.
Sana ait olmayan hayatları yaşama çabanı kurban et.
Ve nihayet, içindeki sevgisizliği kurban et.

Çünkü asıl bayram, insanın kendisiyle barışmasıdır.
Dışarıda kesilen her kurban, içeride bir şeyin salıverilmesini bekler.
Ve ancak içerideki kurban tamamlandığında, dışarıdaki et ritüel olmaktan çıkar; bilinçli bir arınmaya dönüşür.

Bu Bayram…

Bu bayram, telaşla yapılan alışverişlerin, sofralarda taşan etlerin ötesinde, ruhunun en derin yerinde sessizce bir yere otur.

Bir an için sadece nefesine dön.

Ve kendine şunu fısılda:
“Ben neyden vazgeçmeye hazırım?”

“Hangi duygumu teslim etmeye niyetliyim?”

Belki o anda bir şey açılır içinde.

Bir hafiflik…

Bir gözyaşı…

Bir barış…

Ve işte o zaman, bu bayram gerçek bir kurban bayramı olur senin için.

Çünkü bir şey öldüğünde, bir başka şey yeniden doğar.

Bayramın; içini boşaltan değil, içini dolduran olsun.

Kurbanın; seni eksilten değil, seni sen yapan olsun.

Ve teslimiyetin; korkudan değil, aşktan olsun.

Kurban Bayramın mübarek olsun…

Ruhuna iyi gelen ne varsa, içinden eksik olmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.