Müslüman Toplumun Yuvarlandığı Uçurum: Zina

"Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur."

(İsra Suresi - 32. Ayet)

Yaşadığımız dehşetli asırda çok yaygın olan büyük günahlardan zina, Müslüman toplumu manen çökerten, Allah'ın gazabına sebep olan son derece kerih bir fiil. Ne yazık ki ahlak anlayışı çarpık bazı kesimlerde doğal karşılanan, gayet sıradan bir hayat tarzı haline gelmiş durumda. Kimin eli kimin cebinde belli olmayan, gömlek değiştirir gibi sevgili (zina ortağı) değiştiren, bir müddet birlikte gayri meşru ilişki yaşayıp tabiri caizse kalite kontrol yaptıktan sonra nikah kıyıp kısa bir süre sonra ayrılan, sürekli farklı bir heyecan arayışında, maalesef ve maalesef özellikle gençlere kötü örnek olan, hiçbir ahlaki norma sahip olmayan sanatçı (!), oyuncu (!) adı altında ya da başka adlar altında marjinal bir kitle mevcut. Ahlaksızlık, çıplaklık, alkol diz boyu...

Ekranlardan, sosyal medyadan sürekli evlere kanalizasyon akmakta. Bunlar hepimizin malumu.Fakat bizi üzen İslam dışı yaşantısı olanların hali değil. Onların zaten Allah korkusu, ahirete yönelik bir endişeleri yok. Ölümü öldürmüş, kabir kapısını kapatmış gibi sadece bu dünya için yaşıyorlar. Tek hedefleri dünyadan daha fazla kâm almak, keyif sürmek. Hedonistler, vurdum duymazlar. Böylelerini bir kenara bırakalım.

Asıl garip ve acı verici olan geleneksel de olsa maneviyata sahip bazı kişiler içinde de bu büyük günahı işleyen ve hatta normal görenlerin çıkabilmesi. Bu nasıl olabilir? Müslüman bu kadar kolay zinaya bulaşabilir mi? Tahkiki iman olmayınca bulaşabiliyor demek ki. Allah muhafaza etsin!

Aziz Üstadımız Risale-i Nur'da ikaz etmiş:

"Hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem'a, bir işarette, bir öpmekte batma. Dünyayı yutan büyük letaiflerini onda batırma."

(17.Lem'a)

Hadisi Şerifte "Bir kişi zina ettiği zaman, iman ondan çıkar ve başının üzerinde bir şemsiye gibi durur. Kişi zina etmekten vazgeçtiğinde iman da ona döner” diye bildirilmiş. Peki imana rağmen bu cür'et nereden geliyor?

Cevap: Toplumun bir kısmında hakim olan "erkektir yapar, çapkın, hovarda, kazanova, erkeğin elinin kiri" gibi sakat zihniyet, iffet, namus gibi kavramlar sadece "kadın için geçerlidir" anlayışı, erkeğin bundan muaf tutulması bu cesareti veriyor, sanki günah olmaktan da çıkarıyor (gerçi şimdi ne cinsiyet, ne evli-bekar fark ediyor. Aldatan aldatana… Evlilik gibi yüce bir müessesenin de içi boşaltıldı).

Eskiden gençler okulunu bitirir, askerliğini yapar, mesleğini eline alır ve gecikmeden evlenip yuvasını kurmaya bakardı. Nikaha çok önem verilirdi. O zamanın sevgi anlayışında ahlaksızlığa yer yoktu. Masum ve temiz aşklar yaşanır, sevenler ancak evlenerek birlikte olurlardı. Bütünü olmasa da geneli öyleydi.

Şimdi ise tam tersine zina o kadar yaygınlaştı ve kolaylaştı ki insanlar evlenmeye gerek görmüyor. Çünkü zina ucuz, evlilik pahalı. Üstelik sorumluluk da yok. Herkes özgür, kafasına göre takılıyor. Kimse kimseden mes'ul değil.

Bir de "evlenilecek kadın, eğlenilecek kadın" diye kadınları kategorize eden bozuk bir düşünce tarzı var. Sormazlar mı adama "sen düzgün bir erkeksen bir kadınla eğlenmeyi(!) nasıl düşünebiliyorsun, üstelik alnın secdeye gidiyor?" diye. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!

Nur Suresi'ndeki "Temiz kadınlar, temiz erkekler içindir ve temiz erkekler de temiz kadınlar içindir" ayetinde kastedilen "temiz kadın ve erkekler" zina işlememiş kişilerdir. Tefsirine bakılabilir.

Başka bir surede zina işleyenlerin ancak kendileri gibi zina işleyenlere layık olduğu bildiriliyor. Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsirinden araştırılabilir.

Zina fiilî, insanın sadece uhrevî hayatına zarar vermez.Hem toplumsal hem de şahsî olarak dünyevî hayatına da pek çok zararları var. Meselâ şahsi olarak, kişiye utanç, suçluluk,pişmanlık, kaygı, depresyon gibi duygusal ve psikolojik ağırlıklar yükler, ruh halini alt üst eder,iç huzuru kalmaz. Hassas kişilerde travmatik izler bile bırakabilir. Kişinin kendine olan saygısını yitirmesine sebebiyet verir. Ayrıca zührevî hastalıkların en büyük sebebi de zinadır.

Toplumsal açıdan ise insanlar arasında güven ve sadakat duygularının yok olmasına dolayısıyla herkesin birbirine şüphe, endişe ve tedirginlikle yaklaşmasına neden olur.

Düşünün, biriyle komşuluk yapacaksınız. Ama kulağınıza onun gayr-i meşru yaşantısı hakkında söylentiler geliyor, öyle birini, güvenip evinize alır mısınız ? Elbette hayır.

Toplumu bu çirkin günahtan koruma hususunda yöneticilere büyük görev düşüyor. Okul müfredatlarına evlilik eğitimi eklenmeli, yaşı, şartları uygun gençler evliliğe teşvik edilmeli, devlet eliyle evlenenlere her türlü destek sağlanmalı, ekranlarda evlilik hayatını özendiren yayınlar yapılmalı. Küçük yaşta evlenenlere ceza verilirken, zinanın özgürlük (!) kapsamına alınıp serbest bırakıldığı ucube yasalar değiştirilmeli, boşanmış olanların yeniden evlenmekten imtina etmelerine sebep olan süresiz nafaka ve maddî - manevî açıdan zorlayan, bitmek bilmeyen hukuki süreçlere çözüm üretilmeli, kanunlarımızda zina suç kabul edilip caydırıcı ceza-i müeyyideler tatbik edilmeli. Hocalarımız, öğretmenlerimiz, İslam alimleri zina günahı hakkında toplumu uyarıcı, bilinçlendirici vaaz ü nasihat programlarına ağırlık vermeli, imanî meselelere tahşidat yapmalılar. İlaveten toplumda gelenek-görenek haline gelmiş nişan, kına, düğün gibi gereksiz seremoniler, evlilik aşamasında (kapitalist sistemin empoze ettiği) aşırı harcamalara çeki düzen verilmeli. Bu şekilde kısmen de olsa zinanın önüne geçilebilir.

Rabbimiz cümle ümmet-i Muhammedi böyle bir günaha bulaşmaktan, nefs ve şeytanın şerrinden korusun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.