Abdulkadir Menek

Abdulkadir Menek

Bursa - Hüdavendigar (6)

6-Emir Sultan Camii ve Külliyesi:

Emir Sultan Camii ve Külliyesi, 15.yüzyılda, Sultan Mehmed Çelebi’nin hükümdarlığı döneminde, Yıldırım Bayezid’in kızı Hundi Fatma Hatun tarafından kocası Emir Sultan adına yaptırılmıştır. Emir Sultan Camii, Eyüp Sultan Camii’nden sonra çok büyük ilgi gören bir külliyede bulunmaktadır. Cami, daha sonraki yıllarda ilave kubbelerle genişletilmiştir. Dönemin büyük âlimlerinden olan Emir Sultan 1391 yılında Bursa’ya gelmiş ve manevi anlamda çok büyük hizmet ve irşadlara vesile olmuş. Çelebi Mehmet Sultan’ın kızı Hundi Fatma Sultan ile evlenmiş ve 1429 yılında çıkan bir veba salgınında vefat etmiştir.

Caminin hemen yanında bulunan Emir Sultan Türbesi’nde Emir Sultan, eşi Hundi Fatma Sultan ve çocuklarının da mezarı bulunmaktadır. Evliya Çelebi bu türbeden bahsederken, kapısının gümüş kaplamalı olduğunu, türbenin son derece zengin bir mefruşata sahip bulunduğunu, içinde çok sayıda altın ve gümüş şamdanların, kandillerin, mücevherli askıların, değerli hat levhalarının yer aldığını, Ravza-i Mutahhara dışında hiçbir türbede bu kadar kıymetli eşyanın görülemeyeceğini ifade eder.

Külliye’de bir tekke, bir medrese ve bir mektep bulunuyordu. Külliyenin daha çok bir tarikat dergâhı olarak hizmet ettiği bilinmektedir. Külliyede yüzyıllarca halka hizmet etmiş bir hamam da bulunmaktadır. Hazırlanan vakfiye kayıtlarına göre, Bursa ve civarında bulunan çok sayıda köy, fırın, mezra, bahçe, han ve hamamın bu külliyeye bağışlandığı ve masrafları için vakfedildiği bildirilmektedir. Burada kalabalık bir görevli kadrosu da gelen ziyaretçilere hizmet etmekle görevlendirilmiştir. (TDV, İslam Ansiklopedisi)

7-Ulu Cami:

Şehir merkezinde bulunan Ulu Camii, Sultan Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmış ve 1400 yılında tamamlanmıştır. Mimarının kim olduğu konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte, bazı görüş ve ipuçlarından hareketle Ali Neccar olması kuvvetle muhtemeldir. Ulu Caminin inşası ile ilgili olarak bir menkıbe de anlatılmaktadır. Rivayete göre; Yıldırım Bayezid, Niğbolu muharebesinde muzaffer olunca yirmi cami yaptırmaya karar verir. Bursa’ya geldiğinde bu fikrini damadı olan Emir Sultan’a açar.

Emir Sultan, Bursa’da yirmi camiye ihtiyaç olmadığının, bunun yerine yirmi kubbeli bir cami yaptırmasının daha uygun olacağını söyler. Sultan da bu görüşe uyar. Caminin yeri de Emir Sultan’a, rüyasında manevi bir işaretle gösterilmiş, ertesi gün bu işaret edilen yerde çimen bittiği görülerek caminin yeri tespit edilmiştir. Karar Padişaha bildirilmiş, Padişah da bunu uygun görerek caminin inşasını başlatmıştır. Cami, Niğbolu zaferinde kazanılan ganimet mallarıyla yaptırılmıştır.

Ulu Camii ile ilgili bir diğer menkıbe de şadırvanı hakkındadır; Caminin inşaatı esnasında şadırvanın yerinde yaşlıca bir kadına ait bir ev olduğu ve gönül rızası ile satmadığı için devlet büyüklerinin İslam hukukuna saygıları gereği zorla almadığı anlatılır. Bu ev, namaz kılma mahalli dışında olmak kaydıyla ve üstü açık şekilde öylece bırakılmıştır. Kadının vefatından sonra bu yerin camiye dâhil edildiği rivayet edilmektedir. Boş bırakılan bu yerde bulunan şu anki şadırvan daha sonraki yıllarda İstanbul’dan Bursa’ya siyasi sürgün olarak gelen Karaçelebizade Abdulaziz Efendi tarafından yaptırılmıştır. Evliya Çelebi 1640’lı yıllarda suyu Uludağ’dan gelen bu güzel havuzun içinde alabalıkların yüzdüğünü ifade eder. En tepeden Allah’ın birliğini ifade edercesine tek merkezden kaynayan bu şadırvanın suyu, havuza dökülürken Allah’ı tesbih eder gibi otuz üç ayrı yerden akmaktadır.

Caminin ilk imam-hatibi, Mevlid-i Şerif yazarı Süleyman Çelebi’dir. Mevlid-i Şerif’i yazmasına vesile olan meşhur hadise burada cereyan etmiştir. 1409 yılı Ramazan ayında ikindi namazını müteakip kürsüye çıkan bir vaiz, konuşması esnasında “Rasüller arasında fark yoktur…” (Bakara 285) ayetinin tefsirini yaparken, cemaatten biri itiraz ederek “Risalet yönüyle aralarında fark olmasa bile benim peygamberim Hz. Muhammed (s.a.v.), fazilet açısından hepsinden üstündür.” der. Bu mesele tartışma konusu olur. Bu konuşmaya şahit olan Süleyman Çelebi o dakikadan itibaren Hz. Peygamber’in faziletlerini anlatan Mevlid-i Şerif’ini yazmaya karar verir. Mevlid-i Şerif Türkçe yazılmış olup yaklaşık bin beyittir.

Caminin iç genişliği dört bin metrekare civarındadır. Türkiye’de ismi Ulu Camii olan camiler içinde en büyüğü Bursa Ulu Camii’dir. Ankara Savaşından sonra Timur’un ordusu ve Fetret Devri'nin sonlarına doğru Bursa kuşatmasında (1413) Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından camiye büyük zarar verilmiş, çeşitli zamanlarda meydana gelen yangın ve depremler de camide çok büyük zararlar meydana gelmiştir. Ulu Camii en büyük hasarı, 1855 yılındaki büyük depremde görmüştür. On sekiz kubbesi çöken caminin sadece batı minaresinin dibindeki kubbe ile mihrap önü kubbesi ayakta kalabilmiştir. Bu dönemde depremin ardından cami, Sultan Abdülmecid’in talimatıyla esaslı bir tamir görmüştür. Geçen yüzyıllar boyunca camide on beşten daha fazla sayıda onarım yapılmış, cami bütün ihtişamı ile günümüze kadar ulaştırılmıştır.

Ulu Caminin minberi, Manisa’da Saruhanlı İshak Bey’in 1379 tarihli Ulu Camii minberini yapan Antepli Hacı Mehmet b. Abdülaziz el Dakki’nin eseridir. Tutkal ve çivi kullanılmadan, geometrik şekilde oyularak birbirine geçme ile meydana getirilmiş bir eserdir. Minberin çok ilginç özelliklerinden birisi de Kur’ân-ı Kerîm’deki âyet sayısı kadar, 6666 adet parçadan meydana gelmesidir. Doğu yüzünde bazı çıkıntıları vardır ve bunların güneş sistemi ile gezegenler olduğu ifade edilir. Üzerindeki işlemeler ile bu minber, Selçuklu üslubundan Osmanlı üslubuna geçişin bir şaheseridir. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır'ın fethi ve hilafetin Osmanlı'ya geçtiği dönemde, Kâbe-i Şerif’in kapı örtüsü değiştirilmiş ve eski örtü padişah tarafından Ulu Cami'ye hediye edilerek minberin soluna asılmıştır.

İslam âleminin önemli şehirlerinin pek çoğunda ‘’Ulu Camii’’ olarak adlandırılan çok sayıda cami mevcuttur. Bu camilerin hemen hemen hepsi de çok önemli, estetik ve sanat değeri yüksek özelliklere sahiptirler. Bursa Ulu Camii için de aynı şeyleri söylemek gerekir. Ulu Cami’nin iç duvarlarını süsleyen levhaların çoğunun altında, hattatlarının imzası bulunmaktadır. Büyük çoğunluğunun eksikleri Hattat Şefik Bey tarafından düzeltilmiş veya yeniden yazılmıştır. Caminin duvarlarının kalınlıkları farklı olup, 2 ile 3 metre arasında bulunmaktadır.

Ulu Cami’ye kuzey, batı ve doğu kapılarından girilmektedir. Cami içinde 13 ayrı yazı karakteri ile 41 ayrı hattat tarafından, duvara yazılmış 87, levha halinde 105, tamamı 192 adet yazı mevcuttur. Ayrıca çok değerli saatler, şamdanlar, Kur’an-ı Kerimler bulunmaktadır. (T.C. Bursa Valiliği) Bu levhaların hattatları arasında, Abdülfettah Efendi, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Sâmi Efendi, Mehmed Şefik Bey gibi hat sanatının üstadları da bulunmaktadır.

Bursa Ulu Camii, bir külliye olarak tasarlanmış, bedesten, hamam ve medrese bölümleri de uzun yıllar boyunca maksadına uygun bir tarzda hizmet etmiştir. Günümüzde bedesten ve medrese bölümleri çarşı olarak devam etmekte, hamam bölümü ise Gümüşçüler Çarşısı olarak hizmet vermektedir.

Evliya Çelebi’nin ifadesiyle Bursa’nın Ayasofya’sı olan Ulu Camii’nin inşaatı sırasında Somuncu Baba’nın her gün gelip işçilere bedava somun dağıttığı rivayet edilmektedir. Bursa Ulu Camii’nin manevi yönden önemine atıfta bulunanlar şu delilleri ifade etmektedirler: Ulu Camii’nin yapılmasını teklif eden Emir Sultan; ilk namazı kıldıran Somuncu Baba; ilk cemaati Emir Sultan, Molla Fenârî; ilk imamı Süleyman Çelebi; müezzinlerinden birisi Üftade Hazretleridir.

TEBRİK: Bütün okuyucularımızın ve İslam Âlemi’nin mübarek Kurban Bayramını tebrik ediyorum. Bu mübarek bayramın hayır ve güzelliklere vesile olması duaları ile Gazze başta olmak üzere zulüm altında inleyen bütün İslam beldelerinin kurtuluş ve ferecine vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.