
Ahmet Yılmaz
Şehadetle Taçlanan Kahraman
Gazze’nin yıkıntıları arasında bir ses yükselmişti: Cesaretin sesi, direnişin sesi, ümmetin vicdanı… O sesin sahibi, yüzünü gizleyerek milyonların yüreğine giren Ebu Ubeyde idi. Sözleriyle sarsılmaz bir iman, duruşuyla örselenmez bir kararlılık gösterdi.
Ve bugün o ses, şehadetle susturulmak istendi. İsrail’in kanlı elleri, alçak Netanyahu’nun kirli emelleriyle birleşti; Ebu Ubeyde’nin bedenini susturdular. Ama bilmediler ki, onun bedenini sustursalar da adını, davasını, destanını asla susturamayacaklar!
Netanyahu ve ordusu, masum çocukların üzerine bomba yağdıran, kadınları katleden, hastaneleri yıkan korkaklardır. Tarih onları insanlığın yüz karası olarak yazacaktır. Oysa Ebu Ubeyde, direnişin onuru, mazlumların sesi, zulme meydan okuyan yiğit bir komutan olarak anılacaktır.
Onu şehit edenler, aslında kendi karanlıklarını büyütmüş; ona şehadet tacını giydirerek onu ölümsüz kılmışlardır. Bir kahramanı toprağa düşürdüklerini zannediyorlar, oysa o kahraman şimdi kalplerde, dillerde, gelecek nesillerin hafızasında daha gür bir şekilde yaşamaktadır.
Bugün Gazze’nin çocukları, yarın tüm dünyanın mazlumları onun adını haykıracak:
“Ebu Ubeyde!”
Ve Netanyahu! Bil ki senin adın, işlediğin zulümlerle, kanla, lânetle, zilletle anılacak. Senin saltanatın, zulmün gölgesinde birkaç gün daha sürse de, Ebu Ubeyde’nin adı asırlarca onurla, kahramanlıkla yaşayacak.
Çünkü zulmün sonu utançtır, şehadetin sonu ise ebedî şereftir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.