Ahmet Yılmaz
Karanlığı Aydınlatan Büyük Öğretmene
“Oku!” emriyle başlayan o kutlu hitap, yalnız bir sesleniş değil; kâinatı bir kitap, insanı bir mektup, varlığı bir dershane yapan İlâhî bir ferman idi.
Ve o fermana mazhar olan Zât-ı Ahmediyye Aleyhissalâtü Vesselâm, sırf bir peygamber değil; insanlığın muallim-i ekmeli, kalplerin mürebbîsi, ruhların münevviri idi.
Zira O’nun her adımı bir ders, her kelâmı bir hikmet, her hali bir irşaddı.
Cehalet kuyularında boğulan beşeri, saadet-i ebediyeye namzet bir seviyeye çıkaran, O’nun talim ettiği marifet ve hakikatti.
O Ki:
— Kâinatın perde-i zahirinde gizlenen manaları bize keşfettirdi.
— Hadiselerin arkasında cilvelenen kaderî hikmetleri okumayı öğretti.
— Mahlukata serpilmiş rahmet nakışlarını gösterip, kalplerimizi tefekküre sevk etti.
Evet…
O Fahr-i Âlem’in talimatıyla insan, bir avuç toprak iken âlemin misali oldu; bir nefeslik ömür iken ebediyet yolcusu olduğunu bildi.
O büyük Muallimin mektebinde ders gören bir fert, hem dünyasını mamur eder, hem ahiretini kazanır.
Bugün “Öğretmenler Günü”dür.
Biz bu vesileyle, öğretmenlik namına bütün faziletlerin menbaı olan Resûl-i Zîşan Aleyhissalâtü Vesselâm’ı rahmetle, hürmetle, muhabbetle yâd ediyoruz.
Ya Resûlallah…
Sen ki, ümmetinin dertlerini kendi derdi bilen bir şefkat kahramanısın…
Sen ki, insanlığı en doğru yola sevk eden bir rehber-i ekbersin…
Sen ki, kâinat kitabının esrarını açan bir müfessir-i âzamsın…
Senin talimatın olmasa, biz ne okumayı bilirdik; ne kendimizi, ne Rabbimizi, ne de kâinatı tanırdık.
Bu gün vesilesiyle diyoruz ki:
Öğretmenler Günün mübarek olsun, ey âlemlere rahmet olarak gönderilen Muallim-i Ekber!
Senin mektebine talebe olmak, ebedî saâdetin en büyük vesilesidir.
Rabbimiz bizi Sünnet-i Seniyyen’in nûruyla nurlandırsın; kalplerimizi muhabbetinle ihyâ eylesin.
Âmin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.