Atilla Yargıcı

Atilla Yargıcı

Nasıl denge insanı oluruz?

Cahiliye dönemi insanlarının birçok putları vardı, onlara taparlar, onlara hizmet ederler, onları birbirlerine sevme vesilesi yaparlardı. Zamanımızda artık putların şekli değişmiş. Putperestlik başka bir anlam kazanmıştır. Günümüz dünyasında putlaştırdığımız birçok şeyi sayabiliriz. Ama en büyük putlarımız hangisidir diye sorulacak olursa, buna “akıl ve beden” diyebiliriz.

İnsana bir emanet olarak verilen akıl sayesinde bilimsel gelişmelerin yaşanması, aklı veren Allah’ın unutulmasına ve aklın kendisini ve aklın vesile olduğu bilimin kendisini putlaştırmaya sebep olmuştur. Aklın bir ilah gibi görülmesi, akla çok güvenmeyi, aklı dokunulmaz hale getirmeyi netice vermiştir.

İkinci bir put ise insanın fani bedenidir. Özellikle asrımızda bedene hiç ölmeyecekmiş, çürümeyecekmiş, sonsuz yaşayacakmış muamelesi yapılmakta ve beden ilah hale getirilmektedir. Herkes bedeni güzelleştirmenin, genç gözükmenin peşine düşmüş. Varını – yoğunu görüntü için harcamaktadır. Güzellik, genç gözükmek put haline gelmiştir artık.

Dünya medya ve sosyal medyanın etkisiyle bu iki putunun peşine düşmüş durumda. Dinlisi de, dinsizi de, fakiri de zengini de bu iki tanrıya tapıyorlar günde yüzlerce kere.

Durum böyle olunca cahiliye döneminde nasıl müşrikler putları birbirlerini sevmeye vesile haline getirmişse, biz de bu iki putu sevgimizin merkezine getirip yerleştirmiş durumdayız.

Halbuki insan beden ve ruh olarak yaratılmıştır. İnsanın aklının yanında manevi besinlerle beslenmesi gereken ruhu ve kalbi de vardır. ama bu iki put o kadar baskın çıkmıştır ki, insanlar da ruhu, kalbi ve duyguları unutmuşlar, yalnızca beden ve aklın yönlendirmesiyle hareket etmektedir.

Akıl tesadüfün eseri olabilir mi?

Evet insanı diğer hayvanlardan ayıran en büyük özellik akıldır. Ama bu, aklı kutsallaştırmayı gerektirmez. Bu önemli manevi aletin kendi kendine insana verilmediğini düşünmeli insan. bu kadar mükemmel bir alet tesadüfün eseri olabilir mi? Ya da kendi kendini yapabilir mi? Asla olamaz ve asla yapamaz. Duygularla ve ruhla hayat bulan bedenimiz de kendi kendine meydana gelemez, doğanın eseri olamaz. O halde bunları bize veren Allah bunları bir amaç için hibe etmiştir, oyuncak olsun diye, put haline getirilsin diye değil.

Akıl tevhid inancına ulaşıp da İslamla terbiye edildiği zaman iyi ve kötüyü, faydalıyı ve zararlıyı birbirinden ayırt etme özelliğine sahip olur. Yoksa akıl, efendi ve ilah haline getirilir. Beden de ruhla ve kalple birlikte bir anlam kazanır. Ruh ve kalbi hesaba katmadan sadece bedene odaklanmak, onu genç göstermek için uğraşmak insanın aldanmasından başka bir şey değil.

İnsan bir bütündür. Aklıyla, ruhuyla, kalbiyle, bedeni ve sayısız duygularıyla en güzel şekilde yaratılmıştır. Bu güzelliğin devam etmesi, iki dünyayı kapsaması geçici dünya için uğraşmayı bırakmaya bağlı. O halde mutlu olmamız, çok zeki, çok akıllı ya da çok güzel çok yakışıklı olmamıza bağlı değil. mutluluk insanı insan yapan bu özellikler arasında denge kurmakla elde edilir. Müslüman vasat yoldan, orta yoldan giden bir denge insanıdır.

Bugün eş seçiminde ne yazık ki bu iki put ölçü olarak alınıyor: beden güzelliği ve akıl. Mantık evliliği deniyor buna da. Akıl “güzel olanla ve parası olanla evlen” diye yanlış yönlendiriyor. Halbuki güzellik geçici, para daimi değil. Gençlik ve güzellik kaybolmaya başlayınca evlilikler çatırdıyor bu yüzden. Para suyunu çekince evlilikler büyük yaralar alıyor.

Aklımızı kullanalım ama ona tapmayalım. Kalbimize, ruhumuza ve duygularımıza da önem verelim. Sadece aklı ve bedeni cilalamakla meşgul olmak büyük aldanış. Ruhu da, kalbi de cilalamak lazım. Ruhun ve kalbin cilası Allah’ı hatırlamak, ölümü düşünmek ve Allah’a kulluk yapmaktır. Kalp ve ruh maneviyatla işletilmezse, merhamet ve şefkat duyguları dumura uğrar. O zaman insan akıllı ama kalpsiz ve duygusuz ve ruhsuz bir varlık olur. Ona insan demeye de dilim varmıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum