Abdulkadir Menek

Abdulkadir Menek

Dünden Bugüne Suriye (5)

önceki yazı:

Suriye’nin resmi istihbarat örgütü olan “El Muhaberat” tan da kısaca bahsetmek gerekir. Hafız Esed’in iktidarı ele geçirmesinden kısa bir süre sonra, 1971 yılında kuruldu. Ülkenin genel güvenliği amacıyla kurulduğu ifade edilen bu örgüt, daha çok ülkedeki iç muhalefeti susturmak ve Esed’in zulüm ve istibdat rejimine hizmet etmek amacıyla kullanıldı.

Bu dehşet ve istihbarat ağı zulme ve baskıya o kadar fazla bir şekilde alet edildi ki, Suriye’de yaşayan insanların hepsini büyük bir korku sarmalı içine hapsetti. Bir yerde bir şekilde Esed ailesi ve rejimi aleyhinde birkaç kelime konuşan insanlar, kısa bir süre içinde kendirlini hapishane ve işkencehanelerde buldu. Halkta büyük bir tedirginlik ve panik oluştu. Bu olaylar sonucunda, “Eğer Suriye’de iki kişi konuşuyorsa, birisi mutlaka El Muhaberat’a mensuptur” şeklinde yaygın bir kanaat oluştu. Bu korku neticesinde ülkede görünür bir muhalefetin ortaya çıkması için gerekli olan ortam, Arap Baharı hareketinin başladığı 2011 yılına kadar oluşmadı. Bu tarihten sonra, ortaya çıkan muhalefet hareketinin maruz kaldığı şiddet ve baskı da herkesin malumudur.

Örgütün Suriye’de gözaltı ve sorgu amaçlı olarak kullandığı otuz civarında merkezinin olduğu biliniyor. Bu merkezlerde her türlü zulüm, işkence ve insanlık dışı metotların yoğun bir şekilde kullanıldığı birçok kişinin itiraf ve şahitlikleriyle bilinmektedir. 50 yıl boyunca ülkede büyük bir korku ve terör estiren bu örgüt, özellikle Müslüman Kardeşler Teşkilatı mensuplarını veya onlarla ilgisi olduğu düşünülen kişileri çok yakın bir takip ve baskı altına aldı. Diğer bazı ülkelerde faaliyet gösteren terör örgütlerine de kucak açan El Muhaberat, kontrolü altında bulunan Lübnan’ın Bekaa Vadisinde bu örgütlere yer ve imkân sağlayarak çok büyük destek verdi. Bekaa Vadisi’ni silahlı eğitim kamplarına çeviren Muhaberat; Kızıl Ordu Fraksiyonu’ndan Hizbullah’a, ASALA’dan İslami Cihad’a, DHKP’den PKK’ye kadar birçok örgüte kol ve kanat gerdi. Aynı biçimde Çakal Carlos, Ahmed Cibril, Abdullah Öcalan ve daha birçok örgüt liderinin uzun yıllar boyunca Şam’da kanatları altında güven içinde yaşamalarını sağladı. Zamanı geldiğinde bunları harcamaktan da hiçbir beis görmedi.

Muhaberat örgütü, özellikle Lübnan ile çok yakından ilgilendi. Uzun yıllar boyunca Hizbullah ile birlikte çalıştı ve onlara çok büyük destek verdi. Lübnan’da yapılan terör hareketlerinin, suikastların ve kitlesel eylemlerin büyük bir çoğunluğunun Muhaberat’ın tezgâhından geçtiğini söylemek abartı sayılmamalıdır.

Yeni yönetim tarafından, Baas rejiminin devrilmesinin ardından 26 Aralık 2024 tarihinde, Suriye Genel İstihbarat Servisi'nin (El Muhaberat) başına 38 yaşındaki Enes Hasan Hattab atandı. 2013 yılında, Ahmed El Şara'nın (Colani) koruması olan Hattab, 2014 yılında ABD tarafından yaptırım listesine dâhil edilenler arasında bulunuyordu. Hey'et-ü Tahrîri'ş-Şâm’ın (HTŞ) dönüşüm sürecinde önemli bir rol üstlenen Enes Hasan Hattab’ın, İdlib'de DEAŞ ve El-Kaide’ye karşı yapılan birçok başarılı operasyona öncülük ettiği de biliniyor. Şimdi Hasan Hattab’ın yeni yönetim ile birlikte, bu kadar karanlık bir geçmişi olan El Muhaberat örgütünün başında nasıl bir yönetim sergileyeceği ve nasıl bir şekle dönüştüreceği merakla bekleniyor.

Suriye’de yönetimin değişmesinden kısa bir süre sonra, 12 Aralık 2024 günü MİT Müsteşarı İbrahim Kalın’ın Şam’a yaptığı ziyaret ve Yeni Yönetimin Lideri Ahmet El Şara’nın kullandığı araçla Emevi Camii’ne giderek Cuma namazı kılması dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu ziyaret bir bakıma Suriye’de olup bitenlerle ilgili olarak önemli bazı ipuçları verdiği konusunda birçok yerli ve yabancı uzman görüş bildirmeye başladı. MİT Müsteşarı İbrahim Kalın, beraberindeki heyetle birlikte 26 Ocak 2025 tarihinde Şam’ı ikinci kez ziyaret etti, Cumhurbaşkanı Ahmet el Şara ve diğer yetkililerle bazı resmi temaslarda bulundu.

Şimdi Suriye’de El Muhaberat’ın yeni stratejisi ve bundan sonra uygulayacağı yol haritası merakla bekleniyor.

**********

Suriye’de özel görev ve yetkilerle donatılan ve “Şebbiha” adı verilen bazı görevliler, zulüm ve işkencede sınır tanımadı. Hafız Esed yönetimi bu örgütü, paramiliter güç olarak yasa dışı eylemlerde kullanmak için kurdu ve gerekli olan bütün desteği sağladı. 1975 yılında kurulan Şebbihalar, başlangıçta Lübnan’ı işgal eden Suriye kuvvetlerine destek olmak ve buradaki yasadışı işlerde kullanılmak için kuruldu. Şebbihalar bu çalışmalarının çoğunu El Muhaberat ile birlikte ve onların bilgisi dâhilinde gerçekleştirdi.

Şebbiha kelime olarak kanunun uzanamadığı ve devletin ulaşamadığı haydutlar anlamına gelir. Hafız Esed bunları kendi çirkin emellerini gerçekleştirmek için kullanırken, bunlar da kendi menfaatlerini ön plana alarak her türlü yasa dışı ve çirkin işe bulaşmaktan çekinmediler. Bu amaçla da Lübnan’ı adeta kaçakçılık üssü haline getirdiler. Fizikleri güçlü, zekâları kıt kimseler olarak tanımlanan Şebbihalar, Beşar Esed döneminde yeniden organize edilerek kirli işlerde kullanılmaya devam edilmiştir.

Devlet adına hareket eden ve devleti alet ederek her davranışı kendilerine mübah gören, yakaladıkları ve gözaltına aldıkları insanları insafsızca ve acımasızca her türlü işkenceden geçiren, bunlar üzerinde baskı ve şiddetin her çeşidini acımasızca uygulayan Şebbihalar, bu dönemin adeta korkulu rüyası haline geldi. Beşar Esed döneminde, bu tehlikeli örgütün başında Esed ailesinden Muhammet Esed bulunuyordu.

Şimdi Yeni Suriye’de, yönetimi bekleyen en önemli konulardan birisi de bu örgütün mensupları ile ilgili olarak ne gibi kararlar alınacağı konusudur.

**********

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.