Mutluluğun Nebevî ilkesi: Ölçülü Sevmek

Mutluluğun Nebevî ilkesi: Ölçülü Sevmek

Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v) mutluluğun bir ilkesi olarak belirttiği ölçülü sevmek hususunda, 'Sevdiğini ölçülü sev, belki bir gün düşmanın olabilir. Kızdığına da ölçülü kız, belki bir gün dostun olabilir' hadis-i şerifi...

Said Ali Ümit - Muhabbet Medya

Ebû Hureyre radıyallahu anhtan rivayete göre, Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Sevdiğini ölçülü sev, belki bir gün düşmanın olabilir. Kızdığına da ölçülü kız, belki bir gün dostun olabilir.”
(Tirmizî, Birr ve’s-Sıla, 60)

İslam dini her şeyin vasatını bizlere tavsiye ediyor. Çünkü İslam dini bir orta yol dinidir. İnsanın dünyevi ve uhrevi mutluluğu da bu itidalli, istikametli vasat yolu tercih etmesine bağlıdır.

Sevgi duygusu bütün insanlar var olan fıtri bir duygudur. Ve insanın etrafındaki her şeye ve herkese karşı bir alakası ve derecesine göre bir sevgisi vardır. Sevgisini iyi tahlil etmeyen bir kimse sevgide ve nefrette ölçüyü kaçırabiliyor ve bu da onu mutsuz kılıyor.

Bazı insanları aşırı sevmemiz nereden kaynaklanıyor, önce bunun üzerinde düşünelim. İnsan ya eşini, ya çocuklarını, ya annesini babasını ya da bir arkadaşını ölçüsüz sevme eğilimdedir. Bu da onların fani birer varlık olmalarını unutmaktan ileri geliyor. Kur’an bize hiçbir şeyi Allah’tan daha fazla sevmemeyi emrediyor

Biz önce Allah’a iman eder, sonra onu tanır ve onu bütün kalbimizde seversek, onun yarattığı varlıkları da birer fani varlık olarak derecesine göre severiz ve bu sevgimiz hiçbir zaman ölçüsüz olmaz. Bu durumda da mesela eşimiz, arkadaşımız, çocuğumuz bu itidalli sevgi ile normal bir şekilde beslenir. Ve bu karşılıklı sevgiye, saygıya yol açar.

Ama örneğin çocuğuna aşırı seven bir insan, onu üzmemek için her istediğini yerine getirmek ister. Onu incitmemek için yaptığı yanlışları da söylemez. Bu hem çocuğun psikolojisini bozar, anneye babaya aşırı bağlılığı meydana getirebilir. Hem de onu şımarık, sorumluluklarını bilmeyen, hazırcı bir insan haline getirir. Bu da o çocuğa karşı yapılmış en büyük bir kötülüktür.

Çocuğun kendi ayaklarının üzerinde durmasını engeller. Hayat iniş ve çıkışlarla doludur. İleriki yaşantısında o çocuk her istediğini elde edebilme imkanına sahip olmayabilir. Bu da onu mutsuz eder. Bu yüzden çocuklarımıza karşı sevgide ölçülü olmalıyız.

Eşimize, ya da arkadaşımıza karşı da içimizde sonsuz sevgi potansiyelinin hepsinin vermeye kalkıştığımızda bu onlar tarafından tepkiyle karşılanır. Çünkü fıtrat fıtri olmayanı reddeder. Aşırı sevgi bir nesneyi, ya da insanı putlaştırmak demektir. Onun kölesi durumuna gelmek demektir. İnsan ancak Allah’ın kulu ve kölesi alabilir. İnsan insana dost olur, arkadaş olur ama köle olamaz.

Fazla muhabbet maraz doğurur demişlerdir. Bu yüzden arkadaşlarımızla, eşimizle, dostumuzla, çocuğumuzla ilişkimizi mutlu bir şekilde sürdürmek istiyorsak, sevgimizde ölçülü olmalıyız.

Nefrette de aynı şey geçerlidir. Bir kişinin bir ya da birkaç hatasını görmüşüzdür. Eğer bu bir iki hatasından dolayı onun bütün iyiliklerini örter ve ondan tamamen nefret edersek bu yanlıştır. Bir gün o arkadaş, ya da insan hatalarını düzeltirse, bu toptancı yaklaşım bizim tekrar onunla dostluk kurmamızı zorlaştırır. Halbuki sadece kötü sıfatlarına karşı nefret duymuş olsak, o insanı yine severiz, ama kötü sıfatlarını lütufla ıslah etmek için uğraşırız..

Sonuç olarak peygamberimiz’in (s.a.v.) bu hadis-i şerifi sevgi konusunda bize mutluluk formülünü veriyor. Bu formülü bugünden tezi yok birlikte uygulamaya ne dersiniz?

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum