Ahiret niçin gerçek hayattır?
Dünya hayatının geçiciliği ve ahiret hayatının önemi konusunda oldukça etkili bir mesaj içeren bu hadisi şerif, müslümanları düşünmeye ve hayatını yeniden değerlendirmeye teşvik ediyor
Said Ali Ümit - Muhabbet Medya
Allah’ım, ahiret hayatından başka gerçek hayat yoktur.
(Buhari, Rikak,1; Cihad:33,110.) Camiüssağir, I.388)
Ahiret hayatı gerçek hayattır. Çünkü bu dünya bütün süsüyle, lezzetleriyle, acılarıyla, elemleriyle, nimetleri ve nikmetleriyle fanidir, geçicidir. Amaç edinilecek bir yer değildir. Dünya insanın ruhlar aleminden başlayan yolculuğunda sadece bir istasyondur. Ya da hazret-i peygamber (s.a.v) efendimizin ifade buyurdukları gibi bir ağaç gölgeliğidir. İnsan bu istasyonda biraz duruyor, o gölgelikte biraz dinleniyor, sonra da yoluna devam ediyor. Ancak bu istasyonu ve gölgeliği yolculuğun sonu zannedenler yanılıyor.
İnsan bu dünyada elemsiz bir lezzet alamıyor. Lezzetine bin elem giriyor. Üstelik her türlü lezzet de kısa bir süre sonra bitiyor. Ama insan aldığı lezzetlerin hiçbirisiyle tatmin olmuyor. Daha fazlasını istiyor. Dünya hiçbir kimseyi doyurmuyor. İnsan öyle bir dünyada yaşıyor ki, her gün aynı şeyleri tatsa bile bir müddet sonra onun da tadı kaçıyor, lezzeti kayboluyor. İnsana sıkıntı vermeye başlıyor.
O halde insan hem daimi, hem de farklı lezzetler istiyor. Elemsiz lezzetlerin peşinde... Fıtrat hep sonsuzluğu arzuluyor. Geçici hiçbir şey onu tatmin etmiyor.
Diğer taraftan birçok kimse de haksızlıklara, zulümlere maruz kalıyor. Ama zalim çoğu zaman buradan cezasını çekmeden gidiyor. Zalim zulmüyle, mazlum da mazlumiyeti ile gidiyor. Bu dünya gerçek hayat olsaydı, zalimin zulmünün cezası verilirdi. Bu dünya gerçek hayat olsaydı, insanlar da ölmezdi, diğer varlıklar da ölmezdi. Gök kapıları bizlere açılır, her bir insan bir yıldızda yaşardı.
Ama her nefis ölümü tadıyor. Dünyadan, sevdiklerinden bir gün ayrılmak zorunda kalıyor. Gidenler nereye gidiyor? Ahiret hayatının başlangıcı olan kabir alemine, ruhlar alemine, berzah alemine gidiyor. Kabir de bir istasyon. Daha sonra ise mahşer yerinde herkes toplanacak, hesap verecek, Allah’ın rızasını kazananlar cennete, gazabını hak edenler de cehenneme gidecekler.
Ahiret, hem cennet hem de cehennem olarak gerçek hayattır. Hiç kimseye kıl kadar bile zulmedilmeyen, hak edene hakkı verilen gerçek bir hayattır. İnanmayanların ebedi olarak ceza göreceği, inanıp da hataları sevaplarından fazla olanlar geçici olan cezaya mahkum olacağı gerçek bir hayat.
Cennet de, dünyadaki nimet ve lezzetlerin asıllarının bulunduğu ebedi bir alem, gerçek hayatın bulunduğu yer… İnsanın sürprizlerle karşılaşacağı bir mekan… Orada lezzetlere elem karışmadığından gerçek hayat var. Orada nimetlerin zevali olmadığından gerçek hayat var. Orada ölüm olmadığından gerçek hayat var. Allah orada isimlerinin ebedi tezahürlerini, cilvelerini gösterecek, insanları onlara mazhar edecek… Allah öyle buyuruyor. O buyurduğuna göre, peygamberimiz (s.a.v) efendimiz de, gerçek hayatının ahiret olduğunu söylediğine göre, burası gölge hayat, orası gerçek hayat...
Bu dünyada yaşarken, gerçek hayata ulaşmak için gerekenleri yapmak gerekir… Bir elmaslar diyarına giderken, sahildeki çakıl taşlarıyla uğraşmak ne kadar akıllıca bir iştir? Hele de onlara değer verip ceplerine doldurmaya çalışmak… İşte dünyevi işlerini amaç edinmek, elmasları bırakıp çakıl taşlarına değer vermek demek...
Allah bizleri gerçek hayata hazırlanan, dünyanın bir gölgelik olduğu bilincini taşıyan insanlardan eylesin… Dünya istasyonunun geçici olduğunu unutup ebedi imiş gibi hareket edenler kullarından eylemesin. Amin...
Dünya bir istasyon unutma sakın
Ölüm kaçılmaz son bize çok yakın
Çıldırtan gecenin karanlığından
Çıkmak için kalbinize nur takın
www.muhabbetmedya.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.