“Zulümden sakınınız. Çünkü zulüm Kıyamet gününde karanlıklardır. Cimrilikten sakınınız. Çünkü cimrilik sizden öncekileri helak etmiş, birbirlerinin kanını dökmeye, hak ve hukuklarını çiğnemeyi helal görmeye sevketmiştir.”Müslim, Birr: 56; Müsnet, 2:2. Camiüssağir I, s.66)

Zulüm etmek, başkalarına haksızlık, adaletsizlik yapmaktır. Başkasının hakkını yemektir, başkasına eziyet etmektir. Sakınılması gelen zulümlerden birisi şirktir. Çünkü Kur’an’da şirk, “büyük bir zulüm” olarak nitelendiriyor. Çünkü şirk bütün varlıkların hakkına tecavüz etmek olduğundan en büyük zulümdür. Mahlukat Allah’ın varlığına ve birliğine şahitlik yapıyor. Müşrik insan bu delillerin hepsini yok sayıyor ve o varlığın vazifesini ortadan kaldırmış oluyor. Çünkü dünyada yaratılan varlıkların yaratılma amaçlarının birincisi Allah’ın varlığını ve birliğini şuurlu varlıklara göstermek, dellallık yapmaktır.

Diğer taraftan Kur’an küfrü de, inkarı da bir zulüm olarak nitelendiriyor. Kur’an’da bu tür zalimlere lanet ediliyor.

İkinci zulüm, insanın kendisine yaptığı zulümdür. Bunu da hem Allah’a şirk koşarak, hem de her zaman günahların peşinden giderek ve tövbe etmeyerek yapar. Bu durumda Allah insana ahirette ceza verecektir. Cezayı insanın kendisi çekeceğinden dolayı bu büyük bir zulümdür. Cenab-ı Hak bu anlamda, insanların bir kısmının nefislerine zulm ettiğini bildiriyor. Bu yüzden her zaman iyilik yapmaya gayret etmek gerekir.

Üçüncü zulüm, insanın aile fertlerine yaptığı zulümdür. Eşine ve çocuklarına eziyet çektiren, onlara hakaret eden, onları döven, onlara söven, onların ihtiyaçlarını gidermek için yeterli çabayı göstermeyen, kazansa da kazandığı başka şekillerde yiyip onlara sıkıntı çektiren kimse onlara zulmetmiştir. Bu zulmün de hesabının sorulacağını unutmamak gerekir.

Dördüncü zulüm başka insanlara haksızlık yapmaktır. Bir insanın elinin emeğiyle kazandığını zorla almak bir zulümdür. Ya da onları aldatarak almak bir zulümdür. Başkalarına kötülük yapmak bir zulümdür. Kur'an'da “Allah zalimleri sevmez”(Şûra, 42/53) buyrularak insanlar bu zulümden vazgeçirilmeye çalışılıyor. Buna göre herkes bulunduğu makam ve mevkiye göre zalim olup olmadığını kontrol etmelidir. Zalimler cezasını bulacaktır. Allah insanlara asla zulmetmez, insanlar yaptıkları kötülüklerle kendilerine zulmederler. Bu yüzden bütün bu zulümlerin toplandığı noktanın, insanın kendi nefsine yaptığı zulüm olduğunu söyleyebiliriz.

Hadiste dikkat çeken ikinci husus ise cimrilik. Cimrilik çok kötü bir haslettir. Hadiste cimriliğin de başka insanların haklarına tecavüze yani zulme sebep olacağına dikkat çekiliyor. Çünkü cimrilik yapan insan, Allah’ın kendisine verdiği nimetlerden ne kendisi istifade eder, ne de başkalarına istifade ettirir. Müslüman bir insan cimri ise zekat ve sadaka da vermez. Bu durumda başkalarının malında mülkünde gözü olur. Cimrinin amacı sadece mal biriktirmektir. Cimri kişi, mal sevgisini Allah sevgisinin üzerine çıkaran kişidir.

Cimriliğin en kötüsü de peygamberimize (s.a.v.) salavat getirmemektir. Diğer taraftan ilim sahibi olup da bunu insanlardan esirgeyen kimse de cimridir. Hadis bize cimriliğin her türlüsünden sakınmamızı tavsiye ediyor. Allah israfı sevmediği gibi, israf edenleri sevmediği gibi cimriliği ve cimrilik yapanları da sevmez. Müslüman ne müsrif, ne de cimri olandır. İkisinin ortasından, vasat, itidalli bir yol takip edendir.

Yarabbi, cimrilikten ve müsriflikten sana sığınırız. Sen bizi mutedil insanlardan eyle.

muhabbetmedya.com