Allah’ın hasta kullarına verdiği mükafat… Fakat bir şartı var

Allah’ın hasta kullarına verdiği mükafat… Fakat bir şartı var

Allah insanı zaman zaman hastalıklarla imtihan eder. Kişinin bazen sadece fiziksel bazen hem fiziksel hem de psikolojik olarak etkilendiği hastalık sürecinde yapılamayan amellerin durumu ne olur? Sevabı ya da cezası nedir?

Said Ali Ümit - Muhabbet Medya

Hasta olduğumuzda yapamadığımız amellerin sevapları verilir mi?

Kul hastalandığında veya yolculuğa çıktığında, sağlamken veya yolculuğa çıkmadığında yaptığı salih amellerin mükafaatlarının aynısını, Allah ona yazar.

(Buhari, Cihad:134; Müsned,4:410,418) Camiüssağir, I,s.251)

Bu hadis-i şerif, Cenab-ı Hakkın insanın niyetine baktığını gösteriyor. Mümin ve salih bir insan, Allah’a imanı tam olan, onu tanıyan, O’nu seven ve O’na ibadet eden bir kimsedir. Sağlıklı ve güzel günlerinde hep ibadet şuuru ve bilinci içinde olur. Yolculuk yapmadığı zamanlarda bazı salih amellerde bulunur. Örneğin camiye gider, cemaatle namaz kılar, zikir fikir ve ilim meclislerine gider. Kur’an okur. Kur’an tefsiri okur. İnsanlara Allah’ın emirlerini ve yasaklarını hatırlatır. Aynı kişi hasta olduğunda bunların hiçbirisini yapamaz. Yatağında yatar kalır. Ya da bir yolculuğa çıktığında yine Kısmen bu görevleri yerine getiremez. Fakat mümin hasta olmasa ve yolculuğa çıkmasa aynı salih amelleri yayma niyetindedir.

İşte insanın bu niyeti, ona sevap kazandırmaya devam ediyor. Sağlıklı iken, ya da mukim iken ne gibi hayırlı işler yapmayı alışkanlık haline getirmişse, hasta olduğunda da onları yapamasa bile Allah onları yapmış gibi ona sevap yazdırıyor. Yolculukta da durum aynı minval üzere devam ediyor. O halde önemli olanın insanın sağlıklı ve mukim olduğu zaman salih amel işlemeyi bir alışkanlık haline getirmesidir.

Ama ömründe ibadet nedir, sahih amel nedir bilmeyen bir kimse hasta olduğunda böyle bir sevabı alamaz. Onun hasta iken, “Ben iyileşirsem bütün ibadetlerimi yapacağım” diye söz vermesi de o an için önemli değildir. O gelecek için önemlidir. Kaldı ki, hasta iken söylediği o sözü, sağlığına kavuştuktan sonra tutup tutmayacağı da meçhuldür. Bu yüzden Hazret-i Peygamber’in (s.a.v) buyurduğu gibi, insanın hasta olmadan sağlığının kıymetini bilmesi gerekir. Bu hadis biraz da bu manaya bakıyor olsa gerektir. Sağlığının kıymetini bilmek, ancak onu ibadete sarf etmekle mümkündür. Bu davranış, hasta olduğumuzda bize sevap kazandıracaktır.

Bir başka hadis-i şeriflerinde peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:

“Kul hastalandığında sol tarafındaki günahları yazan meleğe,”yazma” denilir. Sevapları yazan meleğe de, ‘Önceden yapmakta olduğu amellerine yazdığından daha güzel sevap yaz. Çünkü ben onu sizden daha iyi tanırım. Ve onu amel işlemekten alıkoyan da benim’ denilir.”

Demek ki sağlık da, hastalık da Allah’tandır. Salih bir insanın hasta olması ve ibadetlerinin yapamaz hale gelmesi de Allah’ın takdiriyledir. Ve insan hasta olduğunda “İbadetimi doğru dürüst yapamıyorum” diye ümitsizliğe kapılmamalıdır. Bu elbette ki, Hazret-i Eyyüb aleyhisselam gibi ibadet için şifa talep etmeye engel değildir.

Ya Rabbi. Bize hastalanmadan sağlığımızın kıymetini bildir. Sana hakkıyla kulluk yapan salih insanlardan eyle. Rahmetini ve mağfiretini üzerimizden eksiltme. Amin.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.