Atilla Yargıcı

Atilla Yargıcı

Bağımlı mı, bağlı mı?

Allah her insanı özgür olarak yaratmıştır. Bu özgürlük insanı iradesini istediği gibi kullanmaya sevk eder. Bu özgürlük aynı zamanda insanın sorumluluk alanın başladığı sınırdır.

Bir insanın genç bir birey haline geldiğinde iradesini başkasına bağımlı olmadan kullanabilmesi olgun bir insan olduğunun göstergesidir. Ha, iradesini yanlış yerlerde kullanma durumu da olabilir. O da yanlışlık yaparak doğruları öğrenir. Tıpkı bizlerin de yaptığımız gibi.

Bazı gençler görüyorum. Hiçbir kararı kendileri veremiyor. Çünkü anneleri ya da babaları tarafından kendilerine “bağımlı olacak şekilde” yetiştirilmişler. Akıllı telefonların çok yaygınlaştığı zamanımızda bağımlılığı devam ettirmek daha da kolaylaşmış durumda. Anne–baba küçüklükten beri yanlış davranışlarıyla kendilerine bağımlı hale getirdikleri gençleri kendi hallerine bırakmıyorlar ki bu bağımlılıktan yakalarını kurtarsınlar.

Anne-babaya saygı ile onlara bağımlılık birbirine karıştırılmamalı kesinlikle. Anne-babaya saygı, sevgi ve şefkat zaten Allah’ın emri. Ama bu bağımlılık bir hastalık. İçki ya da uyuşturucu bağımlılığı gibi.

Problem nereden kaynaklanıyor? Problem özellikle annelerin çocuklarının kendilerine olan bağımlılıklarını nerede sonlandıracaklarını, ne zaman keseceklerini bilmemelerinden kaynaklanıyor. Ya da biliyorlar da bazılarının çocuklarının büyüseler de bebek gibi kendilerine bağımlı kalmalarından hoşlanıyor.

Örneğin çocuk dört–beş yaşına geldiği halde onun kendisinin yemek yemesine, kendi elbiselerini değiştirmesine, kendi ayakkabılarını giymesine izin vermeyen anneler, çocuklarını gittikçe kendilerine bağımlı hale getirmiş oluyor. Çocuk büyüdükçe o çocuğun fazla şımartılması, ihtiyaçlarının istemeden karşılanması, her istediğinin anında fazlasıyla yapılması gibi hususlar, çocuklarımızı genç olsalar da kendimize bağımlı birer birey olarak yetiştirmeye sebep oluyor.

Anne-baba bu bağımlılıktan hoşnut olabilirler, kendilerini mutlu hissedebilirler. Ya evlatları? Artık genç olmuş, üniversite çağına gelmiş, evlenecek yaşa gelmiş, hatta evlenmiş evlatları bu bağımlılıktan aynı derecede mutlu mudur?

Mutlu ve huzurlu olması imkansız bu tür yetiştirilen gençlerin. Üstelik bu bağımlılık, insana körüne başka şeylere de bağımlı olmasını sağlayabiliyor. Başkaları tarafından yönlendirilen, kendi kararlarını kendisi olamayan, davranışlarında özgür olamayan, kendisi olamamış, hala bebek kalmış gençler.

Bunlar üniversitede okur, anne-baba bağımlılığı devam ederken bu defa bir arkadaşına, bir hocasına bağımlı olabilir. Çünkü her zaman başkasının yönlendirmesine ihtiyaç duyar. Kendi kendine karar alamayacağını, bir şey yapamayacağını zanneder.

Evlenir bu bağımlı kişi. Bu defa eşine gereken değeri vermez. Onun görüşlerine önem vermez. Halbuki yeni kurulan bir yuvada, eşler birbirlerine sevmeli, saymalı aynı zamanda birbirlerinin görüşlerine değer vermeli, yeni kurdukları yuvalarıyla ilgili kararlarını kendileri verebilmeli. Eşler eğer anne-babalarına bağımlı olarak yetiştirilmiş kimselerse bu bağımlılık er-geç büyük sorunlar ortaya çıkaracaktır.

Bu yüzden küçük çocukları olan anne-babalar lütfen çocuklarınızı kendinize bağımlı yetiştirmeyin. Bize bağlı olsunlar, size sevsinler, şefkat göstersinler, sizi arayıp halinizi, hatırınızı sorsunlar yeter. Yoksa en ufak bir şeyi yaparken de bile sizi aramalarını sağlayacak şekilde onları bağımlı yetiştirmek, onları yetiştirmek değil aslında. Onları yetişmemiş, büyümemiş, küçük, bebek kalmış insanlar haline getirmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.