Ömer Faruk Topçu
Efendim Peygamberim
Haberlerim var ve ihtirasın koynunda sabah
Gam ellerinden tutuyor intizarın
Delirmedi kirpiklerim gülecek kadar
Her akşam kollarımdayken hüzün
Korkutan kabus dolu yokluğunda devlerim
Sensiz harabeyim efendim peygamberim
Bana yalvarıyor bulut bana yağıyor yağmur
Benim için var sanki dağlar ve nehir
Dört tarafım su iken baktığım tasvirlerde
Merkezim çölden beter yanıyor hep nedense
Asri bir kuraklık yaşıyor davetlerim
Sensiz harabeyim efendim peygamberim
Yanıp tutuşan çiçeklere saksıyım
Metruk gönlüm içinde yıkıldığım halimle
Altından bir askıyım idamlıklara
Her şey mi hiçtir her şey mi ümitsiz
Bir çukurda boğuluyor kanatsız güneşlerim
Sensiz harabeyim efendim peygamberim
Tamuda sanık Meva mazgalında yıldız kamaşır
İsyandır olmadığın yerler olsa da devletlerim
Veçheme vurulan kapılarım karadır
Bir bana mı kapalı o güzel kokulu bahçe
Şefkatiyle açsın kanadımı rehberim
Sensiz harabeyim efendim peygamberim