Said Yargıcı
Doğruluk ve Takva
Bir ayet-i kerimede müminde bulunması gereken iki önemli nitelik öne çıkarılmakta ve şöyle buyrulmaktadır:
Ey iman edenler, takvaya sarılın ve doğrularla beraber olun.
(Tevbe, 9/119)
Bu ayette müminlere iki önemli emir buyruluyor. Bunlardan birincisi müttaki olma, takvaya sarılma emridir. Müminin en önemli vasıflarından birisi takvadır. Takva aslında sakınmak demektir. Burada Allah’a ve resulüne muhalefet etmekten sakınmamız emrediliyor. O halde bizim takva ehli olmamız için, Allah’ın emirlerine uymamız gerekiyor. Ona uymak için de Hz. Muhammed’e (s.a.v) tabi olmamız icap ediyor. Bunu yapmamız da Allah tarafından sevilen bir kul olmak içindir.
Çünkü cenab-ı Hak bir başka ayette, kendisinin emirlerine uyan, yasaklarından sakınan insanları, yani müttaki insanları seveceğini bildiriyor. Bu yüzden onun sevgisini çekmenin en önemli şartlarından birisi, emirlerine ve yasaklarına muhalefet etmekten sakınmaktır.
Ayet ikinci olarak da, sadıklarla, yani doğru olanlarla birlikte olmamızı emrediyor. Bu ayetlerin nazil olduğu vakitte, doğru olanlar, peygamberimize (s.a.v) ve onlara uyan kişilerdir. Peygamberimizin (s.a.v) en önemli sıfatlarından birisi de onu sıdkı idi. Yani özünün ve sözünün doğru olması idi. Asla yalana tevessül etmemesi idi. Bu ayet elbette sadece peygamberimiz’in (s.a.v) zamanındaki insanlara hitap etmiyor. Kur’an’ın mesajları evrenseldir, bütün insanlara yöneliktir, her zamanda uygulanması mümkün olan mesajlardır.
Yalancılık inkarcıların ve münafıkların vasıflarındandır. Doğruluk ise müminlerin vasıflarıdır. Bu ayet, hangi asırda yaşarsak yaşayalım, özü ve sözü doğru olan peygamberimizin (s.a.v) peşinden gitmemiz gerektiği mesajını veriyor bize.. Çünkü onun sözlerinde asla yalan yoktur. O beden olarak içimizde yok. Ama hadisleriyle, sünneti seniyyesi ile aramızda… Bu yüzden onun yolundan gitmektir doğruluk… Diğer taraftan onun yolundan gittiğine inandığımız insanlarla birlikte olmaktır doğruluk. Hiçbir insan tamamen masum değildir. Peygamberler bundan müstesnadır. Hepimizin hataları ve kusurları vardır. Bizler en azından doğru olduklarına inandığımız, peygamberimizin yolunu takip eden insanlarla birlikte olmaya gayret etmeliyiz. Ağzını açtığı zaman maddi ya da siyasi bir menfaat için yalan söylemeyi kendisine meslek edilmiş insanlarla birlikte olmamalıyız…
Doğruluk anlamındaki sıdkın bir manası da, doğruluğu hayata geçirmektir. Yani sadece doğruluğun edebiyatını yapmak değildir doğruluk… Bizzat doğu olmaktır. Doğruluğu bir hayat tarzı haline getirmektir, yaşamaktır.
Bir gün peygamberimiz’in (s.a.v) yanına bir adam gelir. “Sana iman etmek istiyorum ya Ya Resulullah” diyor. “ancak, içkiyi, hırsızlığı, zinayı ve yalan söylemeyi severim. Bunlardan da ayrılmak istemem. Bunlardan bir tanesini bana bırakmamı söyle, ben de iman edeyim” der. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v), “اترك الكدب” buyuruyor. Yani, ‘yalanı terk et’. Adam iman ediyor gidiyor. İçki ikram edildiğinde içmiyor, hırsızlık yapmaktan vazgeçiyor. Zinaya yaklaşmıyor. “Ben bunlardan birisini yaparsam, peygamberimiz de bana sorarsa ben yalan söyleyemem. Çünkü yalanı terk edeceğime söz verdim” diyor. Böylece yalan söylememek vaadi, onu bütün kötülüklerden uzaklaştırıyor. Peygamberimiz’in (s.a.v) buyurduğu gibi kötülüklerin kapısını kapatmış oluyor. (Razi, et-Tefsiru’l-Kebir,altafsir.com) Bu olay bize gösteriyor ki, yalancılık bütün kötülüklerin de anasıdır.
Bir başka hadis-i şeriflerinde “doğruluğa sık sıkı sarılın. Çünkü doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete yaklaştırır. İnsan doğru söylemek ve doğru olmakla Allah katında “sıddık” olarak yazılır. Yalandan şiddetle kaçının. Yalan insanı fücura, o da cehenneme yaklaştırır. Bir insan yalan söylemek ve yalancı olmakla Allah katında “kezzab” yani yalancı olarak yazılır.
Bu yüzden peygamberimiz s.a.v, “immesıddıkü immessükut” buyurmuştur. Yani, “ya doğru söyle, ya sus.” Doğrunun alternatifi mümin için yalan değil, susmaktır. “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” atasözü islamın doğruluk prensibini yansıtmadığından kale alınmaması gereken bir atasözüdür. Bu atasözü insanı çıkarını kollamak için yalan söylemeye teşvik ediyor. Ayet ve hadisler ise hep bize doğruluğa teşvik ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.