Ömer Faruk Topçu
Garip Bir Tekrar
Ne çabuk 3 Ocak oldu. O zaman başlasın küçük bir muhasebe. Ey nefsim! 2025'te dostlarından kimi, kaç kişiyi namaza davet ettin mesela. Hemen gelmezler kalmazlar deme yine... Ve artık bu cevabı da terk et. Kaç kişiyi namaza getirdin demiyor ki zaten soru. Soruyu iyi okumalısın. Yoksa "0" alacaksın. Elinde ki telefon ile kaç dostunu nurani meclislere davet ettin mesela. Halbuki ne kadar da kolay.
Bu tebliğ ölünceye kadar bitmez. Fakat Ortaokul, Lise, Üniversite çağında yapılan tebliğler amel defterini hayırla doldurmak için en güzel çağlardan biridir.
Bu çağlarda bir sürü cazibe ile onlarca arkadaşınızı camiye, mescide, medreseye iman hakikatlerinin sofrasının başına oturtmaya vesile olabilirsiniz.
Yemek dersiniz, çay dersiniz, maç dersiniz, voleybol dersiniz, basket dersiniz, viar dersiniz, yüzme dersiniz, seyahat dersiniz, yürüyüş dersiniz, kayak dersiniz, kızak dersiniz. Sonra bu meşru eğlenceler içinde dostlarınızla bir namaz kılarsınız. Bir bakmışsınız kılınan bir namazla değişen dünyaların mimarları olmuşsunuz.
Elbette dünya işleri kolay değil elbette okul dersleri de önemli. Ama unutulmamalı ki bunlar asla her şey değil. Hele bu tebliğ zamanlarını dünya işlerine, okul derslerine mani görmek hizmetten pek uzak ve manen büyük bir kayıp. İman hakikatlerini okumanın, okutmanın, bir talebeye çay suyu koymanın, onunla güreşmenin, onunla top oynamanın ve onun kalbini fethetmenin; bize zamanı güzel kullanmayı öğretmekle beraber derslerimize sağlayacağı katkıyı görebilmek büyük bir bahtiyarlık.
Bakın etrafınıza dünyanın işini bitirebilen kimsenin olmadığını göreceksiniz. Dünyanın en zengini, en yaşlısı dahi islam içinde tebliğ tadını almamışsa “yapacak çok iş var” diyor. Daha fazla araba yapabilmek için “keşke gün 48 saat olsaydı” diyor.
Hülasa bütün peygamberler, evliyalar, ecdat ve yaşayan günümüz insanlığı liselilerden, Üniversitelilerden gençliğin dinamizminden Allah için iman Kur'an hizmeti bekliyorlar. Kalkalım ayağa haydi Bismillah! Bugün Cuma.