Merve Göntem’in Talihsiz Sözleri Üzerine Bir Değerlendirme

"Kızılcık Şerbeti" dizisinin senaristlerinden Merve Göntem’in, bir kaç gündür sosyal medyayı işgal eden, genç kızların, bedenleri üzerinden para kazanmasının hem keyifli hem normal olduğuna dair açıklamaları edep, haya, ahlak, namus gibi değerlerin adı geçen senarist ve onun zihniyetindeki kişiler için hiçbir anlam ifade etmediğinin göstergesiydi.

Bu tür söylemler, sadece söyleyeni bağlamaz, toplumsal değerleri tahrip eden , ahlakî çözülmeyi hızlandıran bir etki taşır. Çünkü belli projelerle göz önünde olan kişilerin örnek alınan davranışları, sözleri başta gençler olmak üzere tüm toplumu etkiler.

Üniversite eğitimi için ailesinden uzak şehirlere giden birçok genç kızın Göntem’in teşvik ettiği gibi ahlak dışı hayatlar yaşadığı, geçici zevkler uğruna istikballerini kararttığı ve ailelerinin umutlarını yıktığı bilinen bir gerçek.

Sosyolojik açıdan bakıldığında , kişilerin davranışlarını şekillendiren yalnızca yasal normlar değil, aynı zamanda toplumun ortak değerleri olan ahlakî ilkeleridir. Bu ilkelere sıkı sıkıya bağlı olmak toplumu ayakta tutar.

Bilindiği üzere ahlak, namus gibi duygular yalnızca insana hastır, hayvanlarda böyle duygular yoktur.

Toplumun temel taşlarından ahlakî değerlerin insan hayatına yansımasında medyadaki algı ve empozenin rolü inkâr edilemez. Buna dayanarak diyoruz ki ; medya, günümüzde yalnızca bilgi aktaran değil, aynı zamanda değer üreten, kitleleri yönlendiren bir araçtır. Medyada göz önündeki kişilerin söylemleri, özellikle gençler üzerinde büyük bir etki bırakır. Bir senaristin “ahlak dışı davranışları normalleştiren” sözleri, bireylerin algısında yeni bir meşruiyet alanı açabilir. Anormallikleri normalleştirebilir. Bu noktada, sanat ve medyanın toplumsal sorumluluğunun önemi de net bir şekilde anlaşılabilir.

Modern sosyolojinin kurucularından Fransız Sosyolog Emile Durkheim’ın Perspektifinden toplum, yalnızca bireylerin bir arada bulunmasıyla değil, “ahlaki bir bütünlük” üzerine kurulu olmasıyla var olabilir. Bireyler, bu bütünlüğün sunduğu değerler sayesinde birbirine bağlanır. Ahlaki normların aşındığı, bireysel çıkarların yüceltildiği bir toplumda, sosyal bağlar çözülür. Göntem’in söylemleri, bu çözülmenin hızlanmasına katkı sunan bir örnek olarak değerlendirilebilir.

Kapitalist tüketim kültürünün en çarpıcı tezahürlerinden biri, insan bedeninin ekonomik bir meta haline getirilmesidir. Bir kadının bedenini maddi çıkar için kullanmasının “normal” gösterilmesi, kadın kimliğini yalnızca tüketim nesnesine indirger. Bu durum, kadınların özne olarak değil, nesne olarak algılanmasına hizmet eder.

Bu tür söylemler, yalnızca bireylerin özel yaşamlarına dair bir tercih meselesi değil, toplumsal düzenin bozulmasına yol açabilecek ciddi sonuçlar doğurur:

Meselâ;

1.Gençler, ahlaki sınırların belirsizleşmesiyle kimlik karmaşasına sürüklenir. Bunun yanısıra günümüzde şahit olduğumuz gibi nefsin gayr-i meşru arzularının kölesi olma , az emekle, kolay yoldan çok para kazanma, lüks bir hayat yaşama gibi hayallerin peşinde koşarlar.

2.Aile, ahlaki değerlerin en güçlü aktarıcısıdır. Bedenin metalaşması, bu aktarımı zedeler. Yani evlilik yoluyla aile kurma, temiz nesiller meydana getirme gibi ulvî kavramlar sekteye uğrar.

3.Bireyler arasındaki ilişkilerin temeli güvenken, bu güvenin yerine çıkar ilişkileri geçtiğinde toplum yalnızca bir “kalabalıklar yığını”na dönüşür.

Merve Göntem’in açıklamaları, sosyolojik açıdan yalnızca bireysel bir görüş değil, toplumsal ahlaka yönelik sistematik bir tehdittir. Durkheim’ın da vurguladığı gibi, toplumun varlığını sürdürebilmesi için “ahlaki bütünlük” esastır. Bu nedenle, ahlak dışı davranışların meşrulaştırılmasına karşı toplumsal duyarlılık geliştirmek, gerekli tepkiyi göstermek, sadece kültürel bir tercih değil varoluşsal bir zorunluluktur. Sadece toplumsal tepki elbette yetmez. Böylesine ahlakî erozyonu tetikleyen konuşmalar, davranışlar sergileyenlere kanunen de caydırıcı cezalar verilmesi gerekir. Bu konuda idarecilere çok büyük görev düşüyor. Aksi halde toplumsal çürüme ve çöküş kaçınılmaz olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.