Atilla Yargıcı

Atilla Yargıcı

Fiilî Dua: İslam NATO’su

50 islam ülkesi, 2 milyar civarında nüfus. Ancak tespihin imamesi, yani halifelik yok olduğu için darmadağın olmuşlar, tespihin taneleri gibi. Ne ekonomik, ne siyasi, ne dini, ne de askeri bir birlik var. Osmanlı eksiğiyle, gediğiyle hatasıyla sevabıyla bu islam dünyasını bir arada tutuyordu.

Osmanlıyı parçalamak için içimizdeki zaaflardan ve zayıflıklardan istifade eden sinsi İngiliz ve Yahudi projesi devreye girdi. “parçala yönet, parçala yut” ilkesiyle Osmanlı darmaduman edildi. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti de bir bu İngiliz projesinin bir parçasıydı. Türkiye Cumhuriyeti idarecilerinin ilk yaptıkları iş, bu Müslüman milletin din ile olan bağını kesmek, dini değerleri yok etmek oldu. Halifelik kalktı, İslami kaynaklara erişimi kolaylaştıran arap alfabesi kaldırıldı, latin alfabesi onun yerini aldı. Ezanı aslî olarak okumak yasaklandı, camiler kapatıldı, birçok meyhane ve ahır haline getirildi. Bu İngiliz ve Yahudi Üst aklının projesine göre fethin sembolü olan Ayasofya’yı bile müze haline dönüştürüldü.

İslam dünyası kurtuluş savaşında hilafet merkezi olan Osmanlıya çok yardım etti. Halklar kesenin ağzını açmıştı. Ancak bu paralardan Hindistan Müslümanlarının gönderdiği altınlar İş Bankasının kuruluşunda ana sermaye yapıldı.

İslam dünyası bağımsızlık mücadelesinde bizi alkışlarken, yardım ederken, cumhuriyetin ilanıyla birlikte başlayan din karşıtı tutumlar yüzünden hayal kırıklığına uğradı. Sadece hayali değil, ümidi de kırıldı Müslümanların.

M. Kemal'in filistin cephesinden geri çekilmesi İsrail devletin kurulmasıyla sonuçlandı. İsrail o günden bugüne bölgede çıban başı olmaya devam ediyor. Sadece çıbanbaşı değil, terörist devlet olmaya devam ediyor.

Gazze’de 3 senede 62 bin masum insan şehit edildi. Yüzbinlerce insan yaralandı. Açlık, susuzluk, kıtlık yüzünden yok olma tehlikesi geçiyor bir Müslüman toplum. Hiçbir Müslüman ülkenin kılı kıpırdamıyor nedense. Bana değmeyen yılan bin yaşasın der gibi hepsi.

Derken İran’a saldırdı İsrail. Bu arada Yemen’in dışında İsrail’e karşı koyan bir ülke de mevcut değil. İran etkili bazı füzelerle İsrail’e saldırdı. Çoğu demir kubbe tarafından engellendi. Ancak bazısı da İsrail’e düştü. İran ne zaman nereye füzeleri atacağını söyleyerek adeta İsrail’e zarar vermemek istiyor gibi bir tavır sergiliyordu.

Terörist İsrail önüne gelen ülkeye saldırıyordu. Sureyi atış alanı haline geldi. Lübnan’ı istediği zaman vurmaya başladı. En son Katar’a saldırması bardağı taşıran son damla oldu. Katar’da çok büyük bir Amerika üssü var. Amerika Katar’ı korumak için söz vermişti. Hava savunma sistemleri kurmuştu. Ama İsrail’in saldırısında hepsini kapattı. Amerika’nın kendilerini koruyacağını sanan ülkeler de artık yanıldıklarını anladılar. Çünkü Savunma Ürünleri’nin kontrolü Amerika'nın elinde idi. Bu yüzden İsrail’in muhtemel sadırılarına karşı aslında savunmasız durumdalar.

Katar saldırısı sonra İslam Ülkeleri Doha da bir toplantı yaptı. Toplantıda ilk defa İslam NATO’su fikri gündeme geldi. İsrail'e ya da başka bir ülkeye karşı İslam ülkelerinin askeri ve ekonomik güçlerini birleştirmekten başka çareleri yok. Bunu bugüne kadar anlamamaları tuhaf. Tehlike belli. Amerika iki yüzlü. Dost görünümlü düşman. Türkiye’nin bile dostu görünüyor ama en büyük düşmanı. Bu yüzden farklı ittifaklarla güç dengesi oluşturmak gerekir.

Yavuz Sultan Selim ne güzel söylemiş:

‘’İhtilâf ü tefrika endişesi Kûşe-i kabrimde hatta bîkarar eyler beni. İttihatken savlet-i a’dayı def’e çaremiz,ittihat etmezse millet, dağdar eyler beni.’’

Düşmanın saldırısını def edecek tek şey, ittifaktır. Amerika Osmanlıyı örnek almış. Amerika Birleşik Devletleri olmuş. Avrupa öyle. Diğer bazıları öyle.

Bediüzzaman da Şamda verdiği meşhur hutbesinde Amerika Birleşik Devletlerine Benzer, Arap Birleşik Devletleri gibi birliklerin kurulmasını önermişti. Çok geç kalınmış bir proje. ama zararın neresinden dönülürse kârdır.

İslam NATO’su fikri bu düşüncenin güncellenmiş hali sayılır. Bundan ne İsrail, ne Amerika ne İngiltere hoşlanır. Bunun olmaması için de ellerindeki bütün imkanları kullanırlar. Ama artık bıçak kemiğe dayandı. Bütün engellemeleri aşarak bir an önce ortak bir ordu oluşturulmalı. Türkiye’nin NATO tecrübesi bu oluşumun teşekkülüne çok önemli katkılar sunar. Bunu da alenen yapmamak lazım.

Birlikten kuvvet doğar. Güçlü olursak, denge unsuru oluruz. Kimse elimize vurup da ekmeğimizi almaya çalışmaz. Çalışırsa da güçlü bir şekilde karşılık göreceğini bilir. Dilimiz ve kalbimizle yaptığımız duaları, bu fiili İslam NATO’su duasıyla desteklersek, Allah’ın yardımı da bizimle olur.

Bu güzel fikrin bir an önce uygulanması dileğiyle….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.