İnsan hayatında iki önemli dönüm noktası vardır.

Bunlardan biri meslek, biri de evlilik, yani biri iş biri de eştir.

Yuva kurma planlanırken Cenâb-ı Hakkın lütfû, keremi ile istikametli bir eş seçimi yapılırsa huzurlu, mutlu bir hayata adım atılabilir. Aksi halde cehennemî bir hayat yaşanma ihtimali oldukça yüksektir.

Evlilik sadece insan neslinin çoğalması için yapılan bir aktivite değildir, daha ziyade duygusal boyutu olan, kalbî bir bağlılıktır.

Bediüzzaman Hazretleri evliliğin bu yönünü şöyle tarif etmiştir:

"Saadetin esaslarından nikâh ise: Evet, insanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine mukabil bir kalbin mevcut bulunmasıdır ki, her iki taraf sevgilerini, aşklarını, şevklerini mübadele etsinler ve lezaizde birbirine ortak, gam ve kederli şeylerde de yekdiğerine muavin ve yardımcı olsunlar."(1)

Suretin, sîrete tercih edildiği zamanımızda , evliliklerin çoğu güzellik ve maddiyat baz alınarak yapılmakta, bunun sonucu da hüsran olmaktadır.

Görsellik doğal olarak ilk etapta cazibe merkezidir.Fakat bu, evlilik gibi hayatî bir kararda belirleyici olamaz. Tıpkı kapağı son derece gösterişli dizayn edilmiş fakat sayfaları saman kağıdından yapılmış bir kitap gibi.

Reel hayatta, güzellik üzerine inşâ edilen evliliklerin bir çoğunun uzun sürmeden bittiğine şahit oluyoruz.

Nevzat Tarhan hocamızın dediği gibi “fiziksel görünüme indirgenen ilişkiler ilkellik düzeyinde ilişkilerdir”.

Olgun bir ruha, şahsî kemâlata sahip insanlar evlilik kararı alırken bu ilkel anlayışa göre değil, nebevî tavsiyeye uyarak kişinin dindarlığına, ahlak ve ruh güzelliğine göre eş seçerler.

Evlilikte en önemli kaide denkliktir. Yani evlenecek tarafların birbirine - İslamî tabirle - "küfüv" olmasıdır.

Denklik derken psikolojik yapı, aile, kültür, eğitim vb... gibi maddeler sıralanabilir. Fakat bunlar haricinde bilhassa diyanet noktasındaki uyum ya da uyumsuzluk daha en başında evliliğin kaderini belirleyici rol oynar.

Eş adaylarından biri mütedeyyin, diğeri İslamî konularda bilgisiz, duyarsız, umursamaz ve hatta seküler kafa yapısına sahipse bu çok büyük sorunlara neden olabilir. Ki olduğu da defaatle müşâhede edilmiş ve edilmektedir.

Böyle evliliği olan bazılarından birebir duyduğumuz şikayetlere göre dinî hassasiyeti olmayan koca, karısının namazından, tesettüründen rahatsız olmakta bu yüzden evde huzursuzluk çıkarmaktadır. Başka bir örnekte ise durum tam tersi. Kadın kocasının dindarlığından memnuniyetsiz tavırlar takılmakta, evde sürekli bir çatışma hali yaşanmaktadır.

Bu durumlara düşmemek ve iki cihanda da mes'ud olmak için eşler salih ve saliha kişilerden seçilmelidir. En hayırlı eş, kişiyi Allah'a yaklaştıran eştir.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri eşsiz anlatımıyla ne güzel söylemiş :

”Bahtiyardır o adam ki, refika-i ebediyesini kaybetmemek için saliha zevcesini taklit eder, o da salih olur. Hem bahtiyardır o kadın ki, kocasını mütedeyyin görür, ebedî dostunu ve arkadaşını kaybetmemek için o da tam mütedeyyin olur, saadet-i dünyeviyesi içinde saadet-i uhreviyesini kazanır.

Bedbahttır o adam ki, sefahete girmiş zevcesine ittibâ eder, vazgeçirmeye çalışmaz, kendisi de iştirak eder. Bedbahttır o kadın ki, zevcinin fıskına bakar, onu başka bir surette taklit eder. Veyl o zevc ve zevceye ki, birbirini ateşe atmakta yardım eder. Yani, medeniyet fantaziyelerine birbirini teşvik eder. " (2)

“İnsanın, hususan Müslümanın tahassungâhı (sığınağı) ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır." (3)

Hayata aynı pencereden bakan, aynı imanlı kalbe, selim akla sahip eşler arasında çok güçlü bir muhabbet ve bağlılık oluşması kuvvetle muhtemeldir.

İslamî kaideler ve ölçüler çerçevesinde yapıldığı halde mutsuzluk ve huzursuzluğun hâkim olduğu evliliklere "imtihan" nazarı ile bakmak, mümkün mertebe tahammül etmek gerekir.

Furkan sûresi 20.âyet-i Kerime'de Yüce Rabbimiz "Kiminizi kiminiz için imtihan vesilesi kıldık" buyurmuştur. Bir imtihandan kaçarken daha çetinine düşme ihtimalini düşünerek sabretmek evlâdır.

"Derdimi seviyorum" deyip (en azından bilinen, alışılan bir dert) götürebildiği yere kadar evliliği sürdürmek akıllıca olur.

Neticede imtihan dünyasında yaşıyoruz. Her hâlükarda imtihana tâbi tutulacağız. Bundan kaçış yok.

Cenab-ı Hakk cümlemizin imtihanını kolay eylesin!

Bu yazıda sağlıklı bir evlilikte aranan denklik maddelerinden İslamî yaşantıyı konu ettik.
İnşaAllah bir sonraki yazıda psikoloji, eğitim, kültür, aile gibi maddeleri ele alacağız.

Dipnot:
(1) İşârat'ül İ'câz _Bakara sûresinin 25. âyetinin tefsiri
(2-3) Lem'alar - 24.Lem'a