Hümeyra Yıldız Dülek
Kendimizi Seversek, Dünyayı Severiz
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen.
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.
"Kendine saygıyla bak, çünkü âlemin özü sensin.
Sen, kâinatın göz bebeği olan insansın."
Şeyh Galip
Evet, yaşadığımız zamanda maalesef bizlere bir şeyler oldu. Kendimize hor davranır olduk. Çalakalem yaşıyoruz hayatı, bir bakıyoruz akşam, bir bakıyoruz sabah, günler, geceler koşar adım kaçıp gidiyor hayatımızdan, kaçarken bizim duygularımızı, düşüncelerimizi, sevgimizi çalıp götürüyor.
Biz samimi sevmeyi, hoşgörüyü, karşılıklı feda olmayı unuttuk. Ondandır mutsuzluklarımız, başımıza gelen aksilikler, iç huzursuzluklarımız.
Eskiden can-ı gönülden bağlanmak, eğersiz, çünküsüz her şeye rağmen sevgiler vardı. Bir lokma, bir hırkamızla mutluyduk. Bi güldük mü? cihan gülerdi. Yer gök maviye kesilir, kuşlar aynı dilden öterdi. Şimdilerde insanlar maddi kazanımlarıyla manevi kazançları karıştırmış, ticaret yapar gibi seviyorlar. Bir taraf daimi bir fedakarlık içinde, öyle ya biri kendini feda ederken, diğer taraf kar ederek, mutluluğuna mutluluk katıp farkındasız bir yaşam sürüyor ve iki kişi arasındaki bu iletişimsiz iletişime sevgi diyorlar. Oysa biri kar ederken biri feda olup tükeniyor ve sonuç; hep gözyaşı, hep mutsuzluk, hep hüsran oluyorsa bunun adı başkaca bir şey olmalı!..
Bazen düşünüyorum, biz asrın getirdiği hengameler yüzünden; mesela yetmedi, artmadı derdine düşüp çok çalışmaktan, çevremize gülümsemeyi unuttuğumuz gibi galiba kendimizi de ihmal ettik, kendimizi sevmeyi bıraktık, kendini sevmeyen, tanımayan, sizce başkasını sevebilir mi?
Evet bugün tazeden besmele çekip kendimize, içimize dönmeye ne dersiniz?
Derin bir nefes alıp kendimizi, yüreğimizi iyileştirelim. Öncelikle kendimize ve çevremize eleştirel gözle bakmaktan vazgeçelim. Sonra affetmeyi günlük hayatımıza yerleştirelim. Her olaya nezaket, hoşgörü ve anlayışla yaklaşmayı önce kendimize iyice öğretip, sonra en yakınımıza bu duyguları aşılamaya çalışalım. Benciliği defterimizden silelim. Yunus Emre gibi; Yaratılanı hoş gör görelim, Yaradan’dan ötürü. Çok şükredelim, bütün azalarımız için, sağlıkla uyandığımız her gün için, ünsiyet ettiğimiz insanlar yanımızda ve huzurlu oldukları için. Rabb’imizin kalbimize en büyük bir ikramı da merhamettir. Merhamet ve şefkatimizle saramayacağımız yara yoktur inşaallah. İyilik edelim, gözü yaşlı bir öksüze, boynu bükük bir yetime, derdini anlatmak isteyen bir yüreğe, bir kuşa, bir kediye; ruhumuza ilaçtır muhtaç gönülleri rahatlatmak, biz bir cana, can olurken farkında olmadan ruhen rahatlarız, ne hoş bir duygudur bu. İşte tamda bu yüzden, ruhumuz huzura ersin diye yardım edelim, elimizden geldiğince ihtiyaçlı insanlara maddi manevi bir hayrımız olsun. Hiçbir şey yapamıyorsak dua edelim. Allah (cc) katında bu konuda ne güzel müjdeler var;
Ebu’d derda (ra) rivayetle
“Bir Müslüman, yanında bulunmayan bir din kardeşi için dua ederse, mutlaka melek ona, aynı şeyler sana da verilsin, diye dua eder.”
Müslim, Zikir 86. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 29
Elbette hayat toz pembe değil, hep pozitif şeylerle haşir neşir olamıyoruz, o zaman negatiflikleri düzeltemiyorsak olduğu gibi kabul edip olumsuzluklarla yaşamayı öğretelim kendimize. Dünya meşgaleleri arasında gönlümüzü hoş etmeyi unutarak, kendimize en büyük kötülüğü yaptığımızı fark edelim, bazen çocuklar gibi eğlenmeye, sebepsiz kahkaha atmaya bizim de ihtiyacımız olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Çocuklar gibi şen olamasak da komik bir film izleyip, saçma sapan şeylere gülmeyi denesek ne çıkar? Ve tabi ki beden sağlığımız, ruhumuzu iyileştirmek için yaptığımız her şeyin yanında beden sağlığımız için gerekenleri yapıp hayatımızı ruhen ve beden huzurla yaşamayı öğrenebilelim. Akıl sağlığımız, ruh sağlığımız, beden sağlığımızın ortak bileşeni inanın huzurlu, doğru ve pozitif düşünceler yanında, temiz hava kadar önemli olan sevgi eşittir sevgi olduğunu bilmek ve gerçekten buna inanmaktır diye düşünüyorum.
Nasıl olsa bu dünyadan geçiyoruz, geçerken güzel iz bırakmak elimizde. Her uyandığımız sabah, her aldığımız sağlıklı soluk, gülümsete bildiğimiz her yüz bizim en büyük kazancımız olsun. Yunus Emre ne güzel ifade etmiş;
Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.