Habip Artan
İhlas Risalelerine bakış açısı ve tasnifi-3
Yirminci Lem’a
Ehl-i din, Ehl-i hak ve ashab-ı diyanetin rekabetli ihtilaflarının sebepleri
□ Bir makama çoklar namzet olur.
□ Maddi ve manevi herbir ücrete çok eller uzanabilir. O noktadan müzahame ve rekabet tevellüt edip vifakı nifaka, ittifakı ihtilafa tebdil eder.
□ Bir makama çoklar namzet olur.
□ İttifak ehl-i vifakın (birbiriyle uyumlu olanlar) hakkıdır.
□ Ehl-i hakkın ihtilafı hakikatsizlikten gelmemektedir.
□ Ehl-i hidayetin ihtilafları izzetindendir.
□ Ehl-i hakkın ihtilafı himmetsizlikten ve aşağılıktan
□ Ehl-i dünya, ehl-i gaflet, hatta ehl-i dalalet ve ehl-i nifak rekabetsiz ittifak ettikleri halde,
□ Ehl-i hak ve ehl-i vifak olan ashab-ı diyanet ve ehl-i ilim ve ehl-i tarikat, neden rekabetli ihtilaf ediyorlar?
□ Ehl-i hidayetin ihtilafı, ulüvv-ü himmetin su-i istimalindendir.
□ Ehl-i hidayeti ulüvv-ü himmetten su-i istimale ve dolayısıyla ihtilafa ve rekabete sevk eden, ahiret nokta-i nazarında bir haslet-i memduha sayılan hırs-ı sevap ve vazife-i uhreviyede kanaatsizlik cihetinden ileri geliyor.
□ “Bu sevabı ben kazanayım, bu insanları ben irşad edeyim, benim sözümü dinlesinler” diye, karşısındaki hakiki kardeşi ve cidden muhabbet ve muavenetine ve uhuvvetine ve yardımına muhtaç bir zata karşı rekabetkârane vaziyet alması.
□ Ehl-i dalaletin samimane ittifakları, akıbet-endişlikten ve yüksek nazardan değildir.
□ Ehl-i hidayet, hak ve hakikatin tesiriyle, nefsin kör hissiyatına kapılmayarak, kalbin ve aklın dûr-endişane temayülatına tabi olmakla beraber, istikameti ve ihlası muhafaza edemediklerinden, o yüksek makamı muhafaza edemeyip ihtilafa düşüyorlar.
□ Ehl-i hidayet, ahirete ait ve ileriye müteallik semerat-ı uhreviyeye ve kemalata, kalb ve aklın yüksek düsturlarıyla müteveccih oldukları için, esaslı bir istikamet ve tam bir ihlas ve gayet fedakarane bir ittihad ve ittifak edebilirler.
□ Ehl-i hidayet enaniyetten tecerrüt edemedikleri için ifrat ve tefrit yüzünden,ulvi bir menba-ı kuvvet olan ittifakı kaybedip, ihlas da kırılır ve vazife-i uhreviye de zedelenir. Kolayca rıza-yı İlahide elde edilmez.
□ Ehl-i hidayetin ihtilafı ve adem-i ittifakı zaaflarından değildir.
□ Ehl-i hidayetin ittifaksızlığı, iman-ı kâmilden gelen nokta-i istinad ve nokta-i istinaddan neş’et eden kuvvetten ileri gelir.
□ Kaviler, ihtiyacı tam hissetmediklerinden, ittifakları zayıftır.
□ Ehl-i hak, gayet kuvvetli bir nokta-i istinad olan iman-ı billahtan gelen tevekkül ve teslimle, başkalara arz-ı ihtiyaç edip muavenet ve yardımlarını istemez, istese de gayet fedakârane yapışmaz.
□ Ehl-i hak, ittifaktaki hak kuvvetini düşünmediklerinden ve aramadıklarından, haksız ve muzır bir netice olan ihtilafa düşerler.
□ Ehl-i hakkın ihtilafı namertliklerinden, himmetsizliklerinden, hamiyetsizliklerinden değildir.
□ Ehl-i hak zillete ve mahkumiyete ve tasannua ve riyaya düşüp ihlası kaybeder. □ O namert, himmetsiz, hamiyetsiz bir kısım ehl-i dünyaya dalkavukluk etmeye mecbur olur.
□ Ehl-i hakkın, ekseriyetle ahirete ait olan faydaları düşünmekle, o ehemmiyetli ve kesretli meselelere hamiyeti, himmeti, mertliği inkısam eder. Hakiki sermaye olan vaktini bir meseleye sarf etmediği için, meslektaşlarıyla ittifakı muhkemleşmiyor.
□ Ehl-i hak ve hakikatin ihtilaf ve rekabetleri kıskançlıktan ve hırs-ı dünyadan gelmez. [1]
[1] İhlas Risaleleri 20. Lem’a, Risale-i Nur Külliyatı.
Bir sonraki yazımız: Ehl-i dünya ve ehl-i dalaletin rekabetsiz ittifak etmelerinin sebepleri
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.