Ceylan Güriçin

Ceylan Güriçin

Ne Demeli Adına?

Ne demeli adına; ‘hasret’ mi, ‘has bir rahmet’ mi?

Her ne kadar manası: Katmerli özlemlemek olsa da, ruhu terbiye eden, enâniyet yelkenini indiren, insanın yüzünü Hakk’a müteveccih kılan rahmani bir yanı vardır. İnsan kendi kudretinin ne ölçüde yetersiz olduğunu fehmeder hasret kafesinde. Çırpınmalarının sadece kanat sesi duymakla eşdeğer olduğunu anlar, sonunda da teslim olur. Bahtına düşen hasretin aynı zamanda bir kavuşmaya vabeste olduğuyla teselli bulur. Evet, ayrılmadan kavuşmak yoktur çünkü. Has bir rahmette ıslanmanın yolu, hasret ateşiyle pişmekten geçer. İnsan, değerinden gafil olduğu şeyi, kaybedince anlar.

Belki de özleyecek bir kimsenin olması bir nimettir. Kim bilir deme, kimsesiz olan bilir. Evet hasret, imtihanın en can yakıcı burçlarından. Bazen insanın aklına, ayrı geçen, kazası olmayan günler geldikçe dünyası daralır. Fakat yine de özel bir nimet. Neden mi? Kapısını çalmayı sürekli ertelediğimiz, kulluğumuza hasret bıraktığımız Rabb’imizin huzuruna iter bizi. O zaman, adı gönülde hasret olan şeyler, eğer dilimizi duaya müptelâ kılıyorsa gelin ona “özel bir nimet” diyelim. Rabbimiz’e yollarımızı bağlaması için niyaz edelim hep. Hz. Adem (AS) ve Hz. Havva annemize Arafat lütfeden bizlere de lütfeder, inşaallah,

Diğer bir açıdan şu var ki, aslında her geçen gün büyüyen bir hasretimiz var. Hz. Adem (AS) ve Havva’nın dünyaya indirilmesini müteakip her geçen gün günahların bizi Allah’tan uzaklaştırmasıyla artan, ruhumuzun büyük hasreti. Dünyevi bütün hasretler buna nispeten devede kulak misali.

Rabbim kendisinden zahiri olarak düştüğümüz şu gurbetteki O’na olan hasretimizi, bizi günahların çalılıklarına atarak ziyadeleştirmesin. Her küçük hasretimiz O’nunla aramızdaki mesafeyi kapatan şefaatçiler olsun. Amin.

Yine de hasret burcunda, dilindeki ah’ları konuk edenlere bu şiirim hediyedir:

YOLLARIN BİZİM ELE BAĞLANDI MI?

Dilimin ucuna dilek gibi bağladığım sevdam
Gönlümün ervah-ı ezelden türküsü; sunam
Levh-i kalemin bahtıma çizdiği özgür turnam
Yolların bizim ele bağlandı mı?

A benim tenine bahar biçtiğim
Kokusunu binbir renk gülden seçtiğim
Uğruna bir nefesten değil, serden geçtiğim
Yolların bizim ele bağlandı mı?

Dünyaya sitemsiz baktığım yanım
Canımda dereler misali dolaşan kanım
Bağrımın sol yanında yer yapmış payım
Yolların bizim ele bağlandı mı?

Sözümü yazmaktan usanmaz lehçe
Gönül sazının mızrabı düşmez hiç yere
Birleri bıraktım günde dilerim belki bin kere
Yolların bizim ele bağlandı mı?

Yol gözlemek her aşığın kaderinde
Hasretle pişer bağırlar bizim ilde
Semada seni görenler var, izin nerde
Yolların bizim ele bağlandı mı?

Gel, izini kurttan kuştan sorduğum
Her rüyamı geliyor diye yorduğum
Ufuklarda her gün ismini okuduğum
Yolların bizim ele bağlandı mı?

Gerekirse sevdana hep sancaktarım
Senin mendilini bir ömür sallarım
Kavuşmak illa ki var, tahammülkârım
Yolların bizim ele bağlandı mı?

Yazandan ve okuyanlardan Mevla razı olsun. (Amin)
Kalın Selamette. . .

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.