Tembellik...

Atalet...

"İyice tembelleştik. Allah afetsin"

Son iki yıldır neredeyse herkesin ağzına pelesenk olmuş bir söz. Sanki ağzımıza yapıştığı gibi ruhumuza hatta ve hatta kılcallarımıza kadar yapışmış, nerede ise metastaz yapmış.

Bu hastalıklı duruma bakacak olursak her birimiz için en yakın zamanda salâmızın okunması lazım. Yani ölmüşüz de ağlayanımız yok.

Peki bu durum müslümana yakışan, müslümanca bir haslet miydi?

Oysa:

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(İki günü aynı olan, [her gün ilerlemeyen, yeni bir şey öğrenmeyen] ziyan etti.) [Beyheki]

(İki günü eşit olan aldanmış; bugünü dününden kötü olan ise lanetlenmiştir.) [Beyheki]

Bu atalet, bu tembellik acaba sadece bireyler de mi, yoksa STK, vakıf, dernek ve tüm sivil toplum kuruluşları, dana dişi gibi platformlarda da var mı?

Elbette ki gerçekten de güzel faaliyetler yapan grupları bu çemberin içine alırsak haksızlık yapmış oluruz.

Lâkin şer gruplar ortak noktalarda bir olup, bir güç oluştururlar ve bu gücü yaptırımlara kadar götürürler, kamuoyu oluştururlar iken maalesef hak bir dava içerisinde olanlar bu birlik ve beraberliği maalesef bazen sağlayamıyor.

Herkes...
Tüm STK'lar
Tüm cemaatler...
Tüm vakıflar...
Tüm platformlar.

Hak ve hakikatin yılmaz savunucuları olan hizmetkarları; OLMAYAN BİR OLAY ÜZERİNDEN tüm müslümanları, dindarları, stk'ları, dernekleri, vakıfları, platformları zan altında bırakıp linç etmek isteyenlere fırsat vermemelidir.

Kutsal kitabımız olan Kur'an'da ki ilk emir "OKU!!!"
(Alak suresi ayet 1)

2. İlahi emir (vahiy) ise

"TEMBEL TEMBEL OTURMAK YOK, KALK BİLDİKLERİNİ ANLAT." der.
(Müddessir Suresi Ayet 1- 5)

O halde kimse tembel tembel oturmasın.

Kalkın!!!

Kalkın ve hakkın ve hakikatin savunucuları olarak

HAKİKATİ HAYKIRIN.

Şimdi susma zamanı değil.

Hak ve hakikati anlatma ve tebliğ zamanı.

Selâm ve dua ile.