Atilla Yargıcı

Atilla Yargıcı

Uydurulmuş Dinin Sahte Hocalarına Dikkat!

İki karış sakalla, sarıkla cübbeyle sosyal medyada boy gösteren, böylece kendilerine “hoca”, “alim” süsü veren bazı kendini bilmezler, din adına konuşup dini tahrif etmeye çalışıyor.

İşin garibi bu kişilere rağbet de çok fazla. Neden? Çünkü hak ve hakikati konuşmuyorlar. Doğru söylemiyorlar. Toplumumuzun ihtiyaç duyduğu hususları dile getirmiyorlar. Ya ne yapıyorlar?

Din kılıfına büründürdükleri saçmalıkları Allah’ın adını, Resulullah’ın (s.a.v) ismini kullanarak, Kur’an’ı alet edip hadisler uydurarak yeni bir din algısı oluşturmaya çalışıyorlar.

Bunlardan bazıları kadın. Kimi tesettürü alet ederek kimi de tesettürsüz fenomen olma peşinde koşuyor. Bunlar da diğer taraftan kadınların duygularını, dinimize olan bağlılıklarını istismar ediyor.

İnsan Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazsa şöhret ve para uğruna her şeyi yapabiliyor demek ki.

Bunlardan bazıları çıkmış, “Vakı’a suresini okuyun çalışmanıza gerek yok. Zengin olursunuz. Hatta Vakıa suresini okuyun, yatın. Zengin olursunuz” diyor. Neye dayanıyor bunu söylerken. Hiçbir dayanağı yok. Şimdi yalanı niçin uyduruyor bu Müslüman görünümlü din düşmanı şahıs? Eğer bilerek böyle bir iddiada bulunuyorsa bu şahıs, dine ihanet ediyor. Bilmeyerek yapıyorsa, ahmak bir kimsedir. Şuurlu, bilinçli, aklı başında olan hiçbir bir kimse, hiçbir Müslüman dinimizin temel esaslarına, prensiplerine aykırı böyle bir iddiada bulunmaz. Allah’tan korkar insan.

Demek ki amaç dine ve insanlara hizmet değil, ama dini yozlaştırmak, Müslümanları da tembelliğe sevk etmektir. Halbuki Kur’an-ı Kerim’de Necm Suresi 39 ve 40. Ayetlerinde yüce Rabbimiz ne buyuruyor: “İnsana kendi çalıştığından başkası yoktur. Ve çabasının karşılığı ileride mutlaka görülecektir.”

Bu dünya hikmet dünyasıdır. İnsanoğlu elde edeceği şeyleri sebeplere başvurarak elde eder. İnsan gayret eder, çalışır, sebepleri yerine getirir, sonucu Allah’a bırakır. Yüce Allah bazen insana verir, bazen vermez, bazen az verir, bazen çok verir. Allah’ın verdiğine ise kanaat edilir.

Bu din simsarı, din istismarcısı adam, fenomenliğe, şöhretin yalancı büyüsüne öyle kaptırmış ki bir Kur’an suresini bile amacına alet ediyor. Yalan söylüyor. Dilin kemiği yok ne de olsa. Allah korkusu da yoksa aklına geleni çekinmeden kusuyor. Bu bazı hoca kılıklı, şeyh kılıklı heriflerin kustukları pislikler, saçtıkları zehirler, araştırma özelliğe olmayan, tahkik etmeyen, sorgulamayan kimseleri etkileyebilir ve bu uydurulmuş şeytani dinin müntesipleri de artabilir.

Bir başkası çıkmış, kendi kafasından uydurduğu duaları insanlara pazarlamaya çalışıyor. Şu duayı yap, sen şöyle bir netice alırsın diyor mesela. Sanki Allah ile bir anlaşması varmış gibi davranıyor ve Allah’ı kendi sahte dinine alet ediyor.

Bir diğeri çıkıyor, Allah’ın En Güzel isimlerini sayıcı bir anlayışla çıkarlarına alet etmeye çalışıyor. Allah filan ismini örneğin beş yüz kere söylerse, ne gibi şeyler elde edeceğini iddia ediyor. Allah’ın yüce isimlerini şöhretini artırmak için istismar ediyor, kötüye kullanıyor.

Böyle netice, sonuç odaklı uydurulmuş dinin dua seansları insanları sadece dinden, imandan, Allah’tan ve duadan uzaklaştırmaya yarar. Hatta insanı dinsiz, imansız, inançsız bir hale bile getirir. Çünkü konuyu araştırmadan uygulamaya kalkan çok olur. Dediklerini aynısını yapar, ama sonuç fiyasko olunca bu sahtekarların uydurmaları yüzünden hakiki dinden fersah fersah uzaklaşır.

Halbuki dua bir ibadettir. İnsan çeşitli vesilelerle Allah’a el açar, yalvarır, dua eder. Duasına cevap verilir, ama duası çoğu zaman istediği gibi kabul edilmez. Hadislerde bildirildiği gibi, bazen isteği ahirette kabul edilir. Bazen kendisinden bir bela def edilir. Bazen de daha farklı bir şekilde kabul edilebilir. Eğer kişi bu gerçeği bilmezse, Allah’ın kendisini duymadığını düşünür ve din düşmanı olur. Bu sahtekarlar dine hizmet etmiyor, tam aksine insanları dinden soğutmak için gayret ediyor.

Hele de bazı şeyh kılıklı herifler var ki, haşa, Allah’la görüştüklerini iddia ediyor, hatta direk depremlere müdahale ettiklerini söyleyebiliyor. Yalanın sınırı yok. İnsanların kandırmanın en kolay yolu bu. Olağanüstü güçlere sahip olduğu yalanını uydurmak. Sonra gelsin göz yaşları ve paralar. Hatta bazı şarlatanlar İstediği yerde deprem meydana getireceğini iddia ediyor. Haşa kendisini Allah yerine koyuyor. Bu sahte şeyhlere eskiler “müteşeyyih” derlerdi. Yani şeyhlik taslayan, kerametleri kendilerinden menkul din istismarcıları. Bu yolla milletin dini duygularını sömürerek keselerini şişiren, milyarlarca dolar servetlere kavuşan sözüm ona şeyhler olduğunu görüyoruz.

Müslüman akıllı olur. Her sakallı dede değildir. Her sakal bırakan, cüppe giyen de hoca değil. Şu şekilciliği bir kenara bırakmak lazım. Yoksa kandıranlar çok olur. Müslüman söylenen her sözün aklına ve kalbine girmesine müsaade etmez. Mihenge vurur, ölçüye vurur. Kur’an ve sünnet ölçüsü ve akıl terazisi çok önemlidir.

Bunun için sosyal medya sihirbazlığı yapıp göz boyayan hoca kılıklı sahtekarlara karşı uyanık olmaz lazım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum