Atilla Yargıcı

Atilla Yargıcı

Dinden Uzaklaşma Bahaneleri

Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Zeynep Oral, dua etmeyi bıraktığını söylemiş. Sebep de AK Partiymiş. Ben siyasetçi değilim. Siyasetle de ilgilenmem. Siyasi partilerin birçok hataları, yanlışları olabilir. Özellikle de iktidar olmuşsa…

Bir profesör cerrahla konuşuyoruz. Birkaç dönem bir üniversite rektörlüğü de yapmış biri. Bir kere Cumaya gitmiş. Bakmış imam hutbede temizlikten bahsediyormuş. Bu yüzden cumaya gitmemeye karar vermiş bir daha. Sebebi de cami tuvaletlerinin kirli olmasıymış.

“Müslümanın şu hatasını gördüm artık namaz kılmıyorum” diyen kimseler de var.

Bu tarz bahanelerle namazı, ibadeti, duayı bırakan insanlar var. Tabii hepsi bahane. Bunlar gerçekten bu tür bahanelerle camiye gitmeyi ve dua etmeyi bırakmışlarsa, ne kadar okumuş olurlarsa olsunlar bu, din konusunda onların cahil olduğunu gösterir.

Duanın bir siyasi partiyle ne alakası var. Din ayrı, şahısların hataları, dine aykırı davranışları ayrı.

Dua bir ihtiyaçtır ve ibadettir. Bizi yaratan ve her türlü nimetleri bize ihsan eden Allah’a verdiği nimetler karşılığında şükretmeye ihtiyacımız var. Sıkıntılı anlarımızda, bizim ya da yakınlarımızın başlarına gelen felaket ve musibetlerde elimizi açıp Allah’a dua etmezsek, kime edeceğiz?

Dua bir ibadettir. Şahısların hata ve yanlışlarından dolayı Allah’la bu özel ilişkiyi kesmek insanın her şeyden önce kendisine zarar vermesi demektir. Çünkü dua ile insan yalvardığı Allah’tan güç alır.

Her şeye gücü yeten Allah’a sırtını dayayan bir insan, musibet ve sıkıntılara karşı sonsuz bir direnç elde eder. Duayı kesen büyük bir güç kaynağından ve kendisini, yaralarını iyileştirecek, sıkıntılarını giderecek bir sığınaktan mahrum eder.

Bu yüzden Zeynep Oral’ın bu açıklamasını siyasi buluyorum. Siyasete tepkisini duayı bırakmakla değil, siyasetin yanlışlarını göstermekle ortaya koyabilir.

İktidarlara muhalefet de bir haktır. İktidarlara siyasi bir parti olarak da bireysel olarak da tepki göstermek herkesin hakkıdır. Hatta iktidarlar sağduyu sahibi ise, bu eleştirilerden faydalanır ve kendilerine çeki düzen verir.

Hutbeyi dinleyip cumayı terk etmekte de benzer bir yanlışlık var. Temizlik imandandır. İnsanların temizliğe teşvik edilmesi çok güzel. Ama cami tuvaletinin temiz olmaması problemi, cami cemaatinin toplanarak bir adam tutmasıyla çözülür. Hiçbir bahane insanı Allah’a kulluk görevini yapmaktan uzaklaştırmamalı.

Bu tür davranışlara, “pireye kızıp yorgan yakmak” denir. Pireye kızıp yorgan yakılmaz. Yakanlar da yanlış yapmış olurlar.

Müslüman olduktan sonra Yusuf İslam adını alan İngiliz şarkıcı, Müslümanların yaşayışlarına baksaydım Müslüman olmazdım” demişti. Müslümanın yanlışı dinin yanlış olduğunu göstermez.

İslam, insanın ahlakını güzelleştirmek için vardır. Müslüman olup da İslam ahlakını öğrenip yaşamayan insanlar da var. Var diye dine düşmanlık yapmak ne kadar doğru? Elbette yanlış.

İslam her zaman en değerlidir, en yücedir. Müslüman ne kadar İslam'ın güzel ahlak kurallarını öğrenir ve yaşarsa o kadar kıymet alır.

Zaten büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi’den mânâyı ödünç alarak söyleyecek olursak, Müslümanlar İslam’ı fiil ve davranışlarına yansıtsalar, Müslüman olan insanların sayısı çok daha fazla artar.

Din, ibadet ve dua bir ihtiyaçtır. İnsan ne kadar dinini öğrenir, yaşar, ibadetlerini eksiksiz yapar ve Allah da dua ilişkisini devam ettirirse, o kadar huzurlu ve mutlu olur. Ne Mutlu dini yaşayanlara, ne mutu ibadetlerini eksiksiz yapıp güzel ahlak sahibi olanlara. Ne mutlu ibadetini hiçbir bahane ile terk etmeyerek Allah ile ilişkisini devam ettirenlere.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.