Haksızlık Var!

Birkaç haftadır devam eden sıralı yazımıza şimdi de haksızlığa uğradığımızda hissettiğimiz duygu ve buna karşı nasıl "güzel görüp güzel düşüneceğiz" diyerek cevap aramaya devam ediyoruz.

İnsan ulaştığı her şeyde süreklilik istiyor ve ulaştığı noktada menfaat buluyorsa oranın nihai yer olduğunu zannedebiliyor.

Böylece bir atalet, durağanlık, sıradanlık halinde rehavete kapılabiliyor..

Oysa sonsuz ve sınırsız, aklımızın alamadığı kadar seçeneklerin çok olduğu bir sınav salonundayız.

Sınırlı bakışla, dar görüşle varlığa sınır konulduğunda son şans, son hak, en iyisi bu, daha fazlası yok, daha faydalısı olmaz gibi zannettiği durumlar olabiliyor insanın aleminde..

Ve insan ulaştığı imkana sıkı sıkı sarılıyor.. Hayatını ve elindekilerini tek seçeneğe indirip yeniliğe, gelişime, sonsuzluğa, kapatabiliyor kendini farkında olmadan.

Bağımlı oluyor ama anlayamıyor..

Sıkıca tutundukları ile menfaatlendiğini, fayda bulduğunu sanıyor insanoğlu..

Oysa fayda ve zarar Allah'tan başka yerden gelmiyor, burayı ıskalayabiliyor insan.

Sınav dünyasında sınavı yapan, sadece ve her durumda yegane gerçek varlık olan Kendisine ulaşacak şekilde yol almasını istiyor insanın.

Yolda takıldıkları, gözünde büyüttükleri, olmazsa olmaz dedikleri yavaş yavaş ilahi oluveriyor gizliden gizliye..

İnsan ihsana köle oluyor adeta..

Gerçekte ihsan edeni unutuyor ve ihsanın kendisine perestij ediyor.

İnsanoğlu elindekini kaybettiğinde, haksızlığa uğradığında yaşadığı acı ile ya gerçek nimet vereni bulacak şükrünü şikayetini O'na yapacak ya da elindeki nimetin gerçek fayda veren olduğunun zannı ile sağa sola saldıracak elinden alındı diye..

Nimetler tükenmez.

Ağaç baki ise yeni meyveler her daim tazelenerek gelecek..

Elimizden alınanın arkasından ağlamak yerine yeni gelecekleri merakla ve hayretle bekliyor olmak yaradılışın sistemine daha uygun ve imani bir bakış olarak haksızlığa uğramış olanı teskin eder.

Ve ihsan edilenlere de bağlanmadan kaybettiklerinde de kazandıklarında da yaratıcısını bulursa böylece, güzel görüp güzel düşündüğünde, daha sakin ve huzur içinde yol alıyor olacak insan.

Peki haksızlığa uğratana karşı ise nasıl tavrı olmalı insanın.

Onun yaptığına sessiz kalmak, dilsiz şeytan olmaktır diyor Peygamberimiz.

Dilsiz şeytan olmadan, haksızlık yapana da eli ile, dili ile, kalbi ile gereken tavrı gösterip haksızlık yapana da uyarısını yapıyor olmalı insan..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum