Abdulkadir Menek

Abdulkadir Menek

Bediüzzaman ve Nur Talebeleri

Bediüzzaman Hazretleri, ahir zamanın bütün dehşeti ile yaşanmaya başlandığı bir zamanda, iman ve Kur’an hizmetini en güzel bir şekilde eda edebilmek için hiçbir dünyevi beklenti içinde olmadan, dünyevi her şeyden feragat ederek cihad meydanına atıldı.

Çok büyük engellerle karşılaştı, çok büyük zorluk ve zulümlere muhatap oldu. Hizmet ve istikametinden zerre kadar taviz vermeden, hapis ve sürgünlere aldırmadan ülke sathında neşv-ü nema bulacak yepyeni bir metodun ve hizmet anlayışının tohumlarını ekti.

Bediüzzaman Hazretleri; etrafında ve yanında, sürgün edildiği her diyarda, haksız ve zalimane bir despotlukla konulduğu her zindanda, bu milletin değerlerine gerçek anlamda bağlı ve bunları her türlü baskı ve propagandaya rağmen benimsemeye ve yaşamaya devam eden kahramanlar buldu.

Bu kahraman ve civanmert insanlar, hiçbir tehdit ve işkenceye, takip ve tarassuta aldırmadan bu büyük Üstad’ın etrafında tam bir sadakat ve cesaret ile kenetlendiler. Bu Kur’an nurlarının ve iman hakikatlerinin etrafında birer pervane oldular. Çok bulanık bir devirde ve kafa karıştıran bir yönetim tarzının ortalığı kapladığı bir zeminde bu nurlar ile ihlas zırhını kuşanarak istikametlerini muhafaza ettiler.

Bu kargaşa arasında, Risale-i Nur’ların manevi bereketiyle kendilerine Nur Talebeleri denen bu iman fedaileri, yıllarca pir-u pak olarak kalmayı başardılar. Bu milletin diğer fertlerine, yakın çevrelerine, köylerine, akrabalarına, hemşehrilerine tam bir yol gösterici rehber oldular.

Hep beraber, tam bir dayanışma ve kardeşlik içinde, sinsi ve dehşetli bir plan ile imanından ve dininden uzaklaştırılmaya çalışılan bu vatanın insanlarına, çok yetersiz ve kısıtlı imkânlarla, bazen bütün varlıklarını feda etme pahasına iman ve Kur’an hakikatlerini ulaştırmaya çalıştılar.

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin aziz talebeleri olarak, çok zor ve olumsuz şartlarda dahi makul davranarak, müsbet hareket tarzını en güzel ve münasip bir tarz ve metod olarak benimseyip yollarına devam ettiler

Ülkenin dört bir yanında, her birisi birer kutup yıldızı olan bu kahraman Nurlu Ağabeyler, çevreleri için hep birer istinat noktası olmanın şeref ve bahtiyarlığını yaşadılar ve yaşattılar.

Bu kahraman ve asil millet, bütün yalan ve menfi propagandalara rağmen bu kahraman insanların samimiyet ve iyi niyetlerinden asla şüphe etmedi. Onlara tam bir gönül bağı ile bağlandı ve itimat etti.

Bu vesile ile Risale-i Nur’dan aldığımız dersin bir gereği olarak bu aziz, kahraman ve fedakâr insanların olmazsa olmaz bazı hasletlerine kısaca değinmek istiyoruz.

Nur Talebeleri, Ümmet-i Muhammediyeyi (ASV) sahil-i selamete çıkaran bir gemide çalışan hademeler olarak her zaman görevlerinin başında oldular. Bu gemi ve mürettebat ile birlikte yolcuların da zarar görmeden menzil-i maksutlarına ulaşmaları için tam bir feraset ve mesuliyet bilinci ile davranmaya da devam etmektedirler.

Nur Talebeleri her şeyden önce hakkın hatırını âli tutarlar ve hiçbir hatıra, hasis menfaate ve grup fanatizmine feda etmediler ve etmezler.

Nur Talebeleri, bu milletin imanına hizmet etmeyi, hayatlarının en büyük ve değişmez maksatları olarak görürler.

Nur Talebeleri, Üstad’larını örnek alarak hizmetlerinin karşılığı olarak hiçbir zaman bir maddi beklenti, şan, şöhret ve makam peşinde olmazlar.

Nur Talebeleri, yalnız ve yalnız sırf Allah rızası için hizmet ederler, ihlasın dışında hiçbir beklenti içinde olmazlar. ‘’Allah razı olsun, o bize yeter’’ derler.

Nur Talebeleri Üstad’larından aldıkları dersin gereği olarak dine hizmet eden, dindar ve dine hürmetkâr olan idarecilerin başarı ve selameti için her zaman dua ederler.

Nur Talebeleri, devlet idarecilerinin müspet işlerinde her zaman yardımcı olur ve destek verirler. Rekabetkarane düşmanlıklar içine girmezler.

Nur Talebeleri millete her zaman noktayı istinat ve ümit kaynağı olurlar. Milleti ye'se düşürecek bir hareket ve propaganda içine girmezler.

Nur talebeleri, İslam düşmanlığı tartışma götürmez bir şekilde kesinleşmiş fitne ve nifak ehlini sevindirecek hareketler içinde olmazlar.

Nur Talebeleri, dehşetli komitelerin ve şer şebekelerin tuzaklarına düşmez, onların menfaatine hizmet manasına gelebilecek bir cepheleşmenin parçası ve tarafı olmazlar.

Nur Talebeleri, öncelikle ve her şeyden önce iman hizmetine yoğunlaşır ve mesailerinin büyük bir çoğunluğunu bu mukaddes vazifeye teksif ederler.

Nur Talebeler, her zaman ve her şekilde hayrın ve hakikatin tarafında olurlar. Mutlak hayrın mümkün olmadığı durumlarda tartışma götürmeyecek şekilde ‘’ehven-i şerri’’ ihtiyar ederler.

Nur Talebeleri, İslam’a hizmet eden bütün gruplarla, uhuvvet ve tesanüde dayalı bir anlayış ile birlikte hareket ederler.

Nur Talebeleri, ‘’dostları ile mürüvvetkarane muaşeret ve düşmanlar ile sulhkarane bir münasebet’’ içinde olurlar

Nur Talebeleri, İslam’a hizmet edenlerin yolunu açar, onlara destek olur ve onlara ellerinden gelen yardımı yapmaktan geri durmazlar.

Nur Talebeleri, sisli ve puslu havalarda, insanların yanlış yapmalarının ve yanıltılmalarının kolaylaştığı günlerde, bir işaret feneri görevi görürler.

Nur Talebeleri, hayatları boyunca müspet hareketi değişmez bir prensip olarak kabul etmişler, menfi hareketlerin içinde asla olmamışlar ve olmazlar.

Nur Talebeleri, Müslüman kardeşlerine, müminlere asla ve asla tuzak kurmazlar, onların hata ve yanlışlarından menfaat ve rant devşirmezler.

Nur Talebeleri, maddi güç ve kuvveti hedeflemezler, bunları merkeze koymazlar, insanları para makinesi olarak görmezler, tezellül etmezler.

Nur Talebeleri, memurları, amirlerine karşı düşmanlık yapmak için örgütlemezler, onları bu konuda teşvik etmezler.

Nur Talebeleri gördükleri hata ve yanlışları usulüne uygun bir şekilde ve suhuletle çözmeye çalışırlar, bunları yapanları samimi bir şekilde ikaz ederler. Bunları bahane ederek kaos çıkarmazlar.

Nur Talebeleri, intikamkarane hareketlerde bulunmazlar, haklarını meşru dairede savunmakla birlikte, gayrı meşru vasıtalara başvurmazlar.

Nur Talebeleri, müminleri tecessüs ile takip etmez, hata ve kusurlarını basit grup çıkarları ve güç kazanmak için alet etmezler.

Nur Talebeleri müminlerin menfaat ve huzurlarını, kendi huzur ve menfaatlerine tercih ederler. Kendileri için yaşamaz, cemiyet için yaşarlar.

Rabbim bizleri bu hasletlere sahip ihlaslı müminlerden eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.