Meryem Dilara Sağlam

Meryem Dilara Sağlam

“Âlemin Miftahı İnsanın Elindedir Ve Nefsine Takılmıştır.”

Kimlik oluşumunda tezatlıklar yaşayarak hayatta anlam arayışına giriyoruz. Zaman zaman anlayamasak da Allah her şeyi genelde bir düzen ve hikmet üzerine yaratmıştır buna iman ediyoruz. Peki bizim bu tezatlıklardan ne anlamamız gerekiyor?

Bediüzzaman 30. Sözde her insanın ortak problemi olan Ene konusunu ele almış. Gök, yer ve dağların kabul etmediği emaneti insanın kabul ettiğini anlatan Ahzab suresinin tefsirini açıklamış. Biz de üzerine tefekkür edelim..

Ene; bizi cennet ve cehennem arasında seçim yaptıran kilit benliğimiz. Alemin miftahı yani Kâinatın/Evrenin anahtarı insana bırakılmış. Eğer yanlış sebeplere yönlendiren nefsi beslersek anahtarı yanlış kapılarda deneriz. Örneğin, İşimiz bize verilmiş emanet ve rızkımız için bir sebep olduğunu bilip asıl şükrü Allaha ulaştırmalıyız. Benliğimizi yanlış kullanırsak bizi asıl hikmet sahibi olduğumuz kanısına ulaştırır. Ya firavuna dönüşürüz ya da tek bir ilaha inanmaktan kaçarken sayısız putlar edinmiş oluruz.

Nefsin sayısız tuzağı olduğu ayrıca koca dağların kabul etmediği Ene/Benlik nasıl kullanırsak bize kâinatın anahtarı olur?

Dünyaya gelmemizde asıl amaç Allah’ı tanımaktır. Dışarıda kalbimizin kırıldığı her sebep bize bu amacımızı hatırlatır. Yaşadığımız hayal kırıklıklarına da ihtiyacımız oluyor. Çünkü rabbini gerçek mana da kalpten tanımaya yönelmeyen insan kendini sorumlu tutuyor ve böylece bir arayışa başlıyor. Dolayısıyla kendini anlamaya bir nevi tanımaya çalışıyor. Kendini, fıtratını öğrenmeyi amaç edinen insan da nefsinin tuzağına düşmedikçe Yaratıcısını tanıyor. Kainattaki her güzelliklerin tek bir yaratıcıdan bize ulaşan numuneler olduğunu anlıyor. Bu numuneler ile kıyaslamalar yaparak da Allah’ı tanıyoruz.

Örneğin gözümle görebilme yeteneğim olduğunu Allah’ında yaratıcısı olduğunu kabul ediyorum ve böyle bir kabiliyeti insana veren gizli saklı her şeyi görebileceğine inanıyorum. Algımın ulaştığını duyabiliyorum ve yaratıcısının karıncanın adım sesini duyacağını bilmiş oluyorum. İnsan fıtratı üzerine derinlemesine bilgi sahibi olduğu zaman kendinde yaratıcının özelliklerinden bir çeşit yansımasını görüyor. Kendimizden kıyaslama yaptıkça Allah’ın özelliklerini daha iyi tanıyoruz.

“Öyleyse sen dosdoğru bir inançla yüzünü dine, Allah'ın fıtratına çevir ki O insanları bu (fıtrat) üzere yaratmıştır. Allah'ın yaratması değiştirilemez. İşte dosdoğru din budur. Ancak insanların çoğu bilmezler.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum