Said Ali Ümit - Muhabbet Medya

Buhari ve Müslim’de geçen bir hadislerinde Hz. Muhammed. (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

“İslâm beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.”

(Buhârî, Îmân 1, 2, Tefsîru sûre(2) 30; Müslim, Îmân 19-22)

Bu hadise göre islam binasını oluşturan beş temelden birisi de Ramazanda oruç tutmaktır. Temelden oruç eksik olursa, bina da sağlam olmamış olur.

Peygamberimiz (s.a.v) orucun sağlıkla alakasını da şu şekilde bildirmektedir:

“Oruç tutunuz ki, (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!”

(Heysemî, 203 III, 179)

Günümüzde belli saatler aç kalmanın insanı vücudundaki hücrelerin kendini yenilemesine sebep olduğu, bildirilmektedir. Hz. Peygamber Allah rızası için tutulması gereken orucun dünyevi olarak da insana sağlık kazandırdığına dikkat çekmektedir. İnsan oruç tutmakla hem bedensel olarak sıhhat bulmakta, hem de Müslümanlığı sağlıklı olmaktadır. Çünkü insan Oruç tutmakla hem de Allah’ın emrini dinlemiş oluyor, hem de güzel hasletlere sahip bir insan haline geliyor.

Allah Resulü (s.a.v.) veda hutbesinde insanlara şöyle hitap etmiştir:

“Allah’tan korkunuz. Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekâtını veriniz. Yöneticilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde doğruca) Rabbinizin cennetine girersiniz.”

(Tirmizî, Cum’a 80)

Buhari ve Müslimde geçen ve Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edilen bir hadiste, Resûlullah şöyle buyurmaktadır:

Aziz ve Celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim" buyurmuştur. Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin. Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir. Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır."

(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)

Bu hadis-i şerifte orucun Allah katında çok faziletli olduğuna, mükafaatının fazla olduğuna, oruçla insanın kötü davranışlar ve kötü sözler karşısında kendisini tutması, karşılık vermemesi, oruçlu olduğunu hatırlaması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Hz. Peygamber (s.a.v.) Oruç tutmanın cennete gitmeye vesile olacağını bildirerek şöyle buyurmaktadır:

"Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez."

(Buhârî, Savm 4; Müslim, Sıyâm 166.)

Başka bir hadislerinde ise, oruçun insanı cehennem ateşinden oruç tutacağını beyan etmektedir:

"Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar."

(Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm 167-168.)

Buhari’de Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah orucun günahların bağışlanmasına sebep olacağına dikkat çekmekte ve şöyle buyurmaktadır:

"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."

(Buhârî, Îmân 28, Savm 6)

Bir başka hadislerinde ise, oruç tutmanın Allah tarafından kabul edilebilmesi için yalan-dolandan uzak kalınmasına gerektiğine işaret etmektedir:

"Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terketmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez."

(Buhârî, Savm 8, Edeb 51)

Azalarına oruç tutturmayan, kendisini kötülüklerden uzak tutmayan kişinin tuttuğu orucun da hiçbir kıymetinini olmayacağını ifade ederek şöyle buyurmaktadır:

“Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.”

(İbn-i Mâce, Sıyâm, 21)

www.muhabbetmedya.com