'İlim yolunda ölenler şehittir' hadisi hangi ilimleri öğrenenler içindir? Gerçek ilim nedir?

'İlim yolunda ölenler şehittir' hadisi hangi ilimleri öğrenenler içindir? Gerçek ilim nedir?

İlim yolunda ölenler şehittir hadisinde hangi ilmi öğrenenler içindir? Gerçek ilim nedir? Gerçek ilim nasıl bir ilimdir? İnsanın öğrenmesi gereken en önemli ilim nedir?

Said Ali Ümit - Muhabbet Medya

“İlim öğrenirken ölen bir kimse şehid olarak ölür.”
(Camiüssağir,I.s.173)

İnsan bu dünyaya ilim ve dua vasıtasıyla mükemmelleşmek için gönderilmiştir. Biz dünyaya her şeyi öğrenmeye muhtaç bir halde geliriz. İnsanın maddi terakkisi de, manevi terakkisi de ilme bağlıdır. Fakat ilimlerin başında “marifetullah” ilmi gelir. Yani insan hangi ilimle meşgul olursa olsun, bu ilim onu Allah ile buluşturuyorsa, Allah’ı hatırlatıyorsa, marifetullah ilmi içine girer ve insan yaratılış gayelerinden birini ve hatta en önemlisini gerçekleştirmiş olur. Talib-i ilim olmak, yani ilim talebesi, ilim öğrencisi olmak ancak Allah rızasını kazanmaya vesile olursa bir anlam ifade eder. Yani o ilmi öğrenirken vefat ettiğinde şehitler mertebesinde olur.

Yoksa öğrendiği ilim kendisini Allah'tan uzaklaştırıyorsa, ilim ona bu konuda cahil bırakıyorsa, bu insan başka hadislerin ifadesiyle de peygamberimizim ( s.a.v) kendisinden Allah’a sığındığı “faydasız ilim” öğrenen kişiler sınıfına girer. Yani faydasız ilim de ahiret için faydasız demektir. Dünya için insan ondan menfaat elde edebilir.

Gerçek ilim, insanın hem dünyasına, hem de ahiretine faydalı olacak ilimdir. Bilhassa da İslam’ı yaşamak ve İslam’a hizmet etmek için, manevi bir cihad maksadıyla imanî ve İslamî bilimleri öğrenmeye çalışan ve bu esnada ölen bir kişi şehid hükmündedir. Bu yüzden her zaman, ölene kadar “talib-i ilim” olarak kalmaya çalışmak gerekir. Çünkü insanın öğrenmesine sınır yoktur. “Ben bir şeyler öğrendim. Bu bana yeter” demek bir eksikliktir. Çünkü ilim bir bahr-i ummandır. İnsan ne kadar öğrense de yine öğrenmeye muhtaçtır. Peygamberimizin (s.a.v) “utlubu’l-ilme mine’l-mendi ile’l-Lahd”, “Yani beşikten mezara kadar ilim talibi olunuz” buyurması bu manayı kuvvetlendiriyor.

İlmi marifetullah maksadıyla tahsil eden kimse, imanını kuvvetlendirir, tefekkürünü artırır. Bu da insanın her zaman “huzur”da, bir manevi ibadet halinde olması sonucunu doğurur. Her zaman düşünen, Allah’a ibadet bilincinde olan bir kimse de inşaallah vefat ederken imanla ölür ve peygamberimiz müjdelediği şehitlik mertebesi kendisini verilir.

Bu durumda bize düşen Allah’ı her zaman bize hatırlatacak, imanda mertebeler kat etmemize ve İslam’a hizmet etmemize sebep olacak ilimlerle ciddi olarak ilgilenmektir. Yaşımız-başımız, erkek ya da kadın, genç kız, ya da delikanlı olmamız bir şey değiştirmez. Hayata nasıl başlarsak öyle devam ederiz. Ve hayatımızın bugüne kadar geçen kısmı ilimden uzak geçmişse, işte bugün hepimiz için bir fırsat. Gelin okumaya, ilim öğrenmeye başlayalım. Ve bunu devam ettirelim. Kısa bir süre içerisinde hareket ve davranışlarımızda büyük değişiklikler olduğunu, inancımızın kuvvetlendiğini, ibadetlerimizin huşu içinde olduğunu göreceğiz.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.