Helal dairesi geniştir, keyfe kafidir; harama girmeye hiç gerek yok

Helal dairesi geniştir, keyfe kafidir; harama girmeye hiç gerek yok

Allah’ın haram kıldığı fiil ve davranışlardan kaçınmak için peygamberimizin (s.a.v.) rehberliğiyle haramla helal arasına helalden bir duvar örmek gerekiyor. Eğer böyle bir duvar olmazsa insan haram batağına düşme tehlikesiyle yüz yüze geliyor

Said Ali Ümit - Muhabbet Medya

“Haramla kendi aranızda helalden bir engel koyunuz. Kim böyle davranırsa, ırzını ve dinini korumuş olur. Kim o engellere yaklaşırsa, koruluğun kenarında otlayan hayvan gibi olur. Ki o hayvanın koruluğa girmesi an meselesidir. Şüphesiz her hükümdarın bir koruluğu vardır. Yeryüzünde Allah’ın koruluğu da haram kıldığı şeylerdir.”(Camiüssağir,I,s. 77)

Konuyla ilgili başka bir hadiste ise şöyle buyrulmaktadır:

“Şurası Muhakkak ki haramlar apaçık bellidir. Helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında şüpheli olanlar vardır. İnsanların çoğu bunları bilmez. Kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de ırzını da korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur. Tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun her hükümdarın bir koruluğu vardır, Allah koruluğu da haramlardır. Haberiniz olsun cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamanı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir.”(Buhari, iman, 39; Müslim, Müsakat, 107)

İki hadis-i şerif birbirini tamamlamaktadır. Birinci hadis-i şerifte haramlardan kaçınmaya, ikincisinde de şüphe olan şeylerden kaçınmaya dikkat çekilmektedir.

Peygamberimiz (s.a.v.) efendimiz birinci hadis-i şeriflerinde insanın haramlardan nasıl kaçınacağının yollarını gösteriyor. Özellikle içinde yaşadığımız çağda Hz. Muhammed’in (s.a.v.) bu öğüdüne çok ihtiyacımız var. Çünkü bu asır hadislerde çok zikredilen ahir zamanın özelliklerini taşıyor. Bu asırda insanlar haram ve helalin ne olduğunu biliyor. Ama nefisler, haramı haram olarak bildiği halde yine de harama yöneliyor. Ahiretin elmas kıymetindeki değerini bildiği halde, cam parçaları hükmünde olan dünya menfaatlerini, haramları tercih edebiliyor. Yani bu asır, insana dünyayı ahirete bilerek tercih ettiriyor.

İşte nefislerin pervaneler gibi günah ateşlerine düştüğü böyle bir asırda Allah’ın haram kıldığı fiil ve davranışlardan kaçınmak için peygamberimiz (s.a.v.) yol gösteriyor. Buna göre Haramla helal arasına helalden bir duvar yapmak gerekiyor. Eğer böyle bir duvar olmazsa, insan haramın kıyısından köşesinden geçerken bir anda kendisini onun içinde buluverir. Bir çok insanın haram bataklıklarına düşmesi böyle oluyor.

Koruluğun kenarında dolaşan bir hayvan koruluğun etrafı yüksek duvarlarla çevrili değilse bir anda koruluğa dalabilir. Yasak olan yerlerden otları yemeye başlar. Aynen bunun gibi insan da Allah’ın koruluğu olan haramlarla kendi arasında helalden yüksek duvarlar çekmezse o koruluğa, haramlara kolay bir şekilde düşebilir. Bu yüzden haramların işlendiği bir çevrede bulunan bir insan, onlara bulaşma ihtimali olduğundan dolayı oradan hicret etmeli ve kendisine helalden sağlam bir duvar örmelidir.

Örneğin her çeşit haramı irtikap eden arkadaşlarla birlikte olan, birlikte gezen kimseler, er geç arkadaşlarına tabi olacaktır. Bu yüzden o kötü arkadaşları düzeltme imkanı yoksa onları terk etmelidir. Onlarla arkadaşlık yapmamalıdır. Çünkü bu tür kötü arkadaşlar Allah’ın koruluğuna giren, yani haramları işleyen insanlardır ve diğer kişileri de o koruluğa çekmek isterler.

Bazı kişiler kumar oynamaz. Ama kumar oynayan arkadaşlarıyla kumar oynanan mekanlara gider ve onları seyreder. Bu insan koruluğun kenarında dolaşan kimsedir. Ya da gayr-i meşru hayat yaşayan kimselerle birlikte olan bir kişi, onların ballandıra ballandıra anlattıkları günahlara karşı içlerinden bir eğilim meydana gelir ve kısa süre içinde onlar da Allah’ın haramlarına girer.

Bu yüzden ırzını ve dinini korumak isteyen Allah’ın haramlarına yaklaştıracak şeylerden kaçınmalıdır. Bunun için de düşünmek gerekir. Acaba ben Allahın koruluğu olan haramların yanında yönünde dolaşıyor muyum diye kendimizi murakabe etmeliyiz. Mümin her zaman bu murakabeyi yapmalıdır ki koruluktan uzak dursun. Bediüzzaman’ın ifadeleriyle, “helal dairesinin geniş olduğunu ve insanın keyfine kafi geldiğini, harama girmeye hiç lüzum olmadığını” unutmamak gerekir.

İkinci hadis-i şerifte ise insanın şüpheli olan, haram olma ihtimali olan şeylerden kaçınmak gerektiğine dikkat çekilmektedir. İnsanın ihtiyatlı olması onu haramı işlemekten uzaklaştırır. Ayrıca şüpheli şeylerden uzaklaşan bir kimse haramlardan da uzaklaşmayı öğrenmiş olur. Şüpheli olanlara yaklaşmıyorsam, harama hiç yaklaşmamak gerekir diye düşünür.

Yüce Rabbim bizleri helal ile yetinen, haramlardan ve şüpheli şeylerden uzak duran müttaki insanlardan eyle. Amin.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.