Hadise göre olgun müminin özellikleri nelerdir?

Hadise göre olgun müminin özellikleri nelerdir?

Bu hadis-i şerif mümin bir insanın çok önemli iki vasfını beyan ediyor. Bunlardan birincisi...

Said Ali Ümit - Muhabbet Medya

“İyiliklerin seni sevindirir, kötülüklerin de seni üzerse, sen olgun bir müminsin.”

(Müsnet,1,18,26;3:446,) Camiüssağir, I.s.203

Bu hadis-i şerif mümin bir insanın çok önemli iki vasfını beyan ediyor. Bunlardan birincisi iyiliklere sevinmektir. Eğer imanımız kemalde ise, biz ya da bir başkası iyilik yaptığı zaman bundan haz duyarız, seviniriz. Bizim de ya da başkasının yaptığı iyiliğe sevinemiyorsak, bizim kalbimizde bir hastalık var demektir. Vicdanımız yaralanmış demektir. Çünkü vicdanı bozulmamış bir insana iyilikler ferah ve sevinç verir.

İnsan çoğu zaman kendi iyiliğine sevinir. Ama başkasının yaptığı iyiliklere de sevinmek gerekir. Çoğu zaman başkasının yaptığı iyilikleri kıskanırız. Ona sevinemeyiz. İşte bu bizim imanımızın zayıflığından ileri gelir. Halbuki iman, başkalarının meziyetleriyle, iyilikleriyle de iftihar etmeyi gerektirir. Bir insan fakir bir insana yüklü bir miktarda sadaka vermişse bu bizi mutlu etmelidir. İnsanlara Allah’ın emirlerini anlatan bir kimse en büyük iyiliği yapıyordur. Bunu kim yaparsa yapsın bundan memnun olmak gerekir. İmandaki ihlas bunu gerektirir. O halde kamil imanın ölçülerinden birisi yapılan iyiliğe kim yaparsa yapsın taraftar olmak ve sevinmektir.

Bunlardan ikincisi de, kötülüklerin bizi üzmesidir. Hepimiz kötülük yapmaya temayüllü olarak yaratılmışız. Biz de kötülük yapabiliriz., başkaları da...Asıl olan kötülüklerden mümkün olduğu kadar uzak kalmaktır. Ama bir insan ne kadar çabalarsa çabalasın kötülüklerden bütünüyle uzak kalamıyor. Ucundan kıyısından kötülüğe bulaşabiliyor. Cenab-ı Hakkın bizden istediği yaptığımız kötülüklerin farkına varmak, onların kötülük olduğunu bilmek ve istiğfar etmektir. Kötülüklerin farkına varmazsak ondan vazgeçmek için çaba sar etmeyiz. Allah’tan af dilemeye yanaşmayız. İşte biz yaptığımız kötülüklerin kötülük olduğunu, günah ve hata olduğunu bildiğimiz ve kabul ettiğimiz zaman ancak üzülürüz. Ve kendimizi kınamaya başlarız. Yaptığımız kötülüklerden dolayı kendimizi kınamamız, buna üzülmemiz tövbenin de başlangıcıdır. Hadis-i şerife göre kamil bir imanın, kuvvetli bir imanın da alametidir.

Kimler kötülüğe üzülür? İman kamil olan insanlar. İmanı kamil olan bir insanın vicdanı bozulmamıştır, fıtratı, haya duygusu bozulmamıştır. Bu yüzden de kendisi de ya da bir başkası kötülük yaptığı zaman bundan üzüntü duyar, bu kötülüğü ortadan kaldırmak, yok etmek ister. “Keşke bu kötülüğü yapmasaydım, ya da keşke bu kötülük yapılmasaydı” der.

Bu yüzden kendimizi yoklamalıyız. Bu hadis bize nefis murakabesini de tavsiye etmiş oluyor. Yani kendi fiillerimiz, davranışlarımız üzerinde düşünmeyi öneriyor. Çünkü ancak o zaman biz kötülüklere üzülüp üzülmediğimizi anlarız. Eğer yaptığımız kötülükleri hoş görüyorsak, onlara üzülmüyorsak, onlardan dolayı Allah’tan af dilemiyorsak, bu bizim hala nefs-i emmârenin kontrolü altında olduğumuzu, imanımızın da kemale ermediğini gösterir. Bunun ölçüsü insanın kendisindedir. Tabii kötülüğe üzülmek için önce onun kötülük olduğunu bilmek gerekir.

Şimdi kendimizi murakabe etme, sorma zamanıdır: Acaba ben yaptığım ve yapılan iyiliklere seviniyor, yaptığım ve yapılan kötülüklere üzülüyor muyum? Bu sorunun cevabı bizim iman hususundaki durumumuzu belirleyecektir.

www.muhabbetmedya.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum